Azmî 

Yer tuttu özümde sevda ateşi  
Yaktı hasret, canda hal viran oldu  
Açar mı laleler ezel baharda  
Kurudu bağlarda gül viran oldu  


Azmî mahlaslı şair, Artvin’in yetiştirdiği en önemli ve en kıymetli şair, araştırmacı ve yazarlardan, folklor araştırma-derlemecisi M. Adil Özder’dir. Artvin üzerine yazdığı yerel tarih, kültür, folklor, halk edebiyatı ve âşık edebiyatı konularındaki kitaplarıyla, makaleleriyle tanınan M. Adil Özder’in şairliği hep arka planda kalmıştır. Şairliğini ön plana çıkarmaktan kaçınmıştır. Kitaplarında ve yazılarında kendisini “Azmî” olarak tanıtmaktan, Azmî’nin kendisi olduğunu belirtmekten elinden geldiğince uzak durmuş; Kendisini değil, Artvin’li diğer âşık ve şairleri tanıtmış, onların şiirlerini yayınlamış-yayınlatmıştır. Azmî mahlasıyla yazdığı şiirlerin pek azını yayınlamıştır. Bu durum, onun alçak gönüllülüğünün, kendisi için değil, hep Artvin ve Artvinliler için bir şeyler yapabilme, hemşehrilerini daha fazla tanıtabilme, Artvin’li şairlere edebiyat dünyasında bir yer edindirebilme çabası içinde oluşundandır. Özder, ömrünü Artvin’e adamış, eşine az rastlanır bir hemşehrimizdir.

14 Nisan 1907 tarihinde Erkinis (Demirkent) köyünde doğan Azmî’nin, babası muallim Mehmet Razi Efendi’dir. Azmî, daha sekiz yaşında iken yöremizde “kaçakaçlık” olarak anılan I. Dünya Savaşı muhacirliğini (göçünü) yaşadı. Bu muhacirlik sırasında ailesiyle birlikte 1916’da Sungurlu’ya göç ettiler. Babası, eğitimini ihmal etmeyerek onu Sungurlu’daki kenz’ül-irfan numune mektebine verdi. 1920’ye kadar bu okula devam etti. Artvin’de durumun düzeldiği haber alınınca 1920’nin Eylül ayında köyleri Erkinis’e geri döndüler. Sungurlu’da iken annesi vefat etti. Yarım kalan eğitimini iki yıl babasından aldığı derslerle tamamladı. 1923’te Ersis (Kılıçkaya) merkez numune mektebinin sınavlarını vererek ilkokul diploması aldı. Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923’te Erzurum Dârül muallimin okuluna kaydoldu ve 1928’de mezun olup, aynı yıl Çanakkale’nin Bayramiç merkez Zafer-i Milli okuluna öğretmen olarak atandı. 1930’da Borçka-Macahel bucağının Düzenli köyüne tayin edildi. Ertesi yıl da Yusufeli’nin Zor (Esenyaka) köyüne tayin oldu.

Askerlik dönüşü 1932-1936 arasında Borçka, 1936-1948 arasında da Şavşat’ta öğretmen ve ilköğretim müdürlüğü yaptı. 1948’de Artvin-merkezdeki Gazi İlkokuluna atandı. Buradan da 1952’de Bursa il merkezindeki 11 Eylül İlkokulu öğretmenliğine atandı. 1965-1967 yılları arasında Ankara-Altındağ ilçesi Saray köyü ilkokulu öğretmenliği kadrosuyla Altındağ İlköğretim Müdürlüğünde, 1967-1971 yılları arasında da yine aynı kadro ile Milli Eğitim Bakanlığı Folklor Enstitüsünde uzman olarak çalıştı. 1971’de bu görevinde iken kendi isteği ile emekli oldu.

Emekli olduktan sonra Kültür Bakanlığında eski eserler üzerindeki çalışmalara katıldı. Gerek Osmanlıca’yı çok iyi okuyup-yazması bu alanda da ölümüne kadar devam eden çok verimli hizmetlerde bulundu. 1987’de bu görevde iken rahatsızlandı ve 11 Kasım 1987’de vefat etti.

Özder, 1930 yılında kendi köyünden Kıyafet Hanım ile evlendi ve bu evliliklerinden Nihal adlı bir kızları ile Turan ve Demiray adlarında iki erkek çocukları oldu.

Özder, at sırtında köy köy dolaşarak derlemeler yaptı. Birçok halk şairini edebiyat dünyasına tanıttı, kazandırdı. Artvin tarihinin aydınlatılmasında önemli olan birçok ferman, berat vs. gibi belgeyi ortaya çıkardı, onları okuyup, yorumladı ve yazdığı kitaplarla Artvin tarihine çok önemli katkılarda bulundu. Yazdığı her kitap, Artvin için kaynak kitap oldu.

Ömrünü Artvin’e adamış olan bu eşi az bulunur kıymetli hemşehrimizi Artvinlilerin yeterince tanımaması üzücüdür ne yazık ki.

Manevi çocukları olarak kabul ettiği Şahver-Aydın Karasüleymanoğlu çiftinin gayretleri ile her yıl Özder’in ölüm yıldönümünde anma toplantısı düzenlenip, bu değerli hemşehrimiz yeni kuşaklara anlatılmaktadır.

Tokdemir, Müdamî ve Efkârî ile karşılıklı deyişmelerde bulunmuş olan Azmî, bu karşılaşmalarından geriye toplam 250 dörtlük tutarında eser bırakmıştır.

M.Adil Özder’in yayınlanmış kitapları: Yusufeli’li Muhibbi (1940), Türk Çoruh’ta Kurtuluş ve Anavatana Kavuşma Anlamı, Doğu İllerimizde Âşık Karşılaşmaları (1965), Yusufeli’li Aşık Muhibbi ve Mevlid-i Şerif (1968), Yazı ve Resimlerle Çevre İncelemesi, Artvin İli-I (Abdullah Aydın ile birlikte yazılmış, 1969), Artvin Folkloru-I (1970), Artvin ve Çevresi, 1828-1921 Savaşları (1971), Tarihte Çıldır (Ahıska) Atabeyleri ve Torunları (1971), Resimli Artvin İli Bilgileri-I (1971), Muhibbi ile Esmahan Hikâyesi (1976).

Ömrü vefa etmediği için yayınlayamadığı, basıma hazır kitapları ise şunlardır:

Yusufeli’li Âşık Huzurî, Âşık Huzurî’nin Aruzlu Eserleri, Artvin Folkloru (II. ve III. kitap), Artvinli Şairler, Yusufelili Ali Fahri Karabulut. Ayrıca 1945’te Şavşat öğretmenlerinden oluşan bir heyet tarafından hazırlanan “Çoruh-Şavşat” adlı kitabın tarih ve halk edebiyatı bölümleri ile H. Tokdemir tarafından hazırlanıp, teksir yoluyla çoğaltılan “Hediyye-t-ül İhvan” adlı eserin 1-12. sayfalarını da Özder yazdı.

Bunların dışında, Milli Folklor Enstitüsünde görevli iken Türk Saz Şairleri Bibliyografyası, Destanlar Bibliyografyası Türk Folklor Etnoğrafya Bibliyografyası adlı kitapların hazırlanmasında görev aldı.

Kitaplarından başka, çeşitli dergi ve gazetelerde 100 makalesi yayınlandı.

Azmî mahlasıyla yazmış olduğu şiirleri kitap halinde yayınlamadı. Bu şiirleri, ölümünden sonra öğrencisi olan Şavşat’lı şair ve folklor araştırmacısı Hayrettin Tokdemir tarafından bir araya getirilerek 1997 yılında “Yusufelili Azmî” adında bir kitapta toplandı. Hemşehrimiz Aydın Karasüleymanoğlu, Özder’in yaşam öyküsünü ve çalışmalarını anlatan “43. Hizmet Yılında Yusufelili M.Adil Özder” adlı kitabı .... yılında yayınladı. Bu kitap, Aydın Karasüleymanoğlu’nun şahsında, hemşehrilerinin Özder’e karşı olan sevgi, saygı ve vefa borcunun bir göstergesi idi.

Özder’in şiirleri aşk şiirlerinden çok memleket-sıla, gurbet, toplumsal içerikli şiirler ile millî duyguları dile getiren şiirlerdir. Özder gibi memleket sevdalısı bir şairin şiirlerinin daha çok “memleket” ağırlıklı olmasından daha doğal ne olabilir ki?


GÜZEL [1]  

Çoruh’a git bulacaksın
Dağı, taşı, yurdu güzel  
Bil ki mutlu olacaksın  
Toplum güzel, ferdi güzel  

Yaylaları yeşil, sarı  
Çam kokulu ormanları  
Çeşitli öten kuşları  
Herşey, kuşu, kurdu güzel  

Serin eser yelleri var  
Renk renk açar gülleri var  
Kıvrım kıvrım yolları var  
Beş virajdan dördü güzel  

Artvin’e gel sür safanı  
Gör koçağı, kahramanı  
Düşmana vermez amanı  
Sınır bekler merdi güzel  

Soyu-sopu Oğuz, Kıpçak  
Yurt içinde sönmez ocak  
Büyük Harpte balta nacak  
Düşmanları kırdı güzel  

Sabit Bey’le Sahara’da  
Çiçek Nine bir arada  
Gönüllü erler burada  
Düşmana ders verdi güzel  

Büyükler Artvin’e gider  
“Türkiye’nin incisi” der  
Unutulan bu güzel yer  
Kalmış burda derdi güzel.  
HASRET [2]  

Gamlı gönül aldı sıladan haber  
Bahar olmuş gonca güller yerişmiş  
Çok da açsın bağlarında çiçekler  
Ben olmadan orda bahar erişmiş  

Dertli gönül tez revan ol o yola  
Yaktı ciğerimi dağ oldu sıla  
Ayrılıklar bedel oldu yüz yıla  
Gurbet düşman olmuş, cana girişmiş  

Yandık aşk oduna bahtımız kara  
Yâr orada, ben düştüm garip diyara  
Esen yeller bari deyin o yâra  
Azmî gam yüküyle çölde serişmiş.  


VİRAN OLDU [3]  

Yer tuttu özümde sevda ateşi  
Yaktı hasret, canda hal viran oldu  
Açar mı laleler ezel baharda  
Kurudu bağlarda gül viran oldu  

Kurudu açmıyor viran bağda gül  
Boş feryad etmekten usandı bülbül  
Bir saçın teline razıyken gönül  
Çalıp getirmekte yel viran oldu  

Azmî’yim, bu ahım dağları yarar  
Yâr bilse derdimi bir çare arar  
Bir hale geldim ki eylemez karar  
Ağlar gönülde saz, tel viran oldu.


[1] M. A. Özder-A. Aydın; Yazı ve Resimlerle Çevre İncelemesi, Artvin İli-I, s. 54-55; H. Tokdemir; Yusufelili Azmî, s. 37.  
Bu şiir, şairin ilk dönem mahlassız yazdığı şiirlerinden olduğu için, şiirin son dörtlüğünde mahlasını kullanmamış.

[2] H. Tokdemir; aynı eser, s. 89.

[3] H. Tokdemir; aynı eser, s. 101.


türkü sitesi - turkuler.com