ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            

  

Ozan İhlasi Şiirleri 2


Azda Beni Buldum Çokta Kaybettim

Neleri yaşadım kendim ararken
Azda beni buldum çokta kaybettim
Gece gündüz hep menzile varırken
Azda beni buldum çokta kaybettim

Tanelerde saklı olan evreni
Elbet tamamlarsın sen de devreni
Hamd ile anarsın rızık vereni
Azda beni buldum çokta kaybettim

Damladan dolardım kanaat varken
Tüm nimeti bu nefsime sunarken
Çok verip de veren beni sınarken
Azda beni buldum çokta kaybettim

Verince unuttum kükredim coştum
Durmayı bilmedim kendimden taştım
Şükretmeyip dört cihetle savaştım
Azda beni buldum çokta kaybettim

Nimetini gani gani verince
Neleri unuttum çoğu görünce
Aldandım birazcık sefa sürünce
Azda beni buldum çokta kaybettim

İHLÂSÎ kaybettim binlerce kere
Kâra geçemedim verdim hep fire
Kazandıkça döndüm ben aynı yere
Azda beni buldum çokta kaybettim...>>


Barış Dururken

Oluk oluk kan akıyor tüm küre
Savaşlar olmasın barış dururken
Ortadoğu Suriye ve her yöre
Savaşlar olmasın barış dururken

Alnından kurşunu yiyene yazık
Vurulup kefeni giyene yazık
Ya baba ya kuzum diyene yazık
Savaşlar olmasın barış dururken

Savaş demek ölüm yıkım gözyaşı
Durduralım bu dünyada savaşı
Sağlayalım sonsuza dek barışı
Savaşlar olmasın barış dururken

Suçsuz insanların ölmesi neden
Gökte uçak yıkar füze gemiden
Gelmiyor bir daha toprağa giden
Savaşlar olmasın barış dururken

Gövdesin sipere sereni düşün
Çaresiz sonunu göreni düşün
İstemeden canın vereni düşün
Savaşlar olmasın barış dururken

Açmayan goncalar dalda soluyor
Aileleri tam ortadan bölüyor
Zengin değil hep fakirler ölüyor
Savaşlar olmasın barış dururken

Dört dinde dört kitap savaş yok diyor
Hangi inanç çık da insan yak diyor
İHLÂSÎ'yim hayat kutsal hak diyor
Savaşlar olmasın barış dururken...>>


Başım Bedenimden Ayrı

Başım bedenimden ayrı dolaşır turda benim
Kendini arar bulamaz yolcuyum zorda benim
Dışından damla görünmez içinde umman saklı
Gölgesi benimle gezer hesabım birde benim

Olaylar gelir geçerken geçmişe iz bırakır
Kader kimine şan şöhret kimine köz bırakır
Kimisi kelam bilmezken kimi de söz bırakır
Yıkılmış gönül sarayım ustam imarda benim

Hangi yöne baktım ise karşıda beni gördüm
Girdim dolaştım âlemi çarşıda beni gördüm
İHLÂSÎ yerde gezer arşı da beni gördüm
Vuslata ömür adadım dermanım yârda benim...>>


Bebek

Bu dünyaya geldin şimdi duy beni
Düşme şerefsizin çarkına bebek
İstersen tüm saftan ayır koy beni
Su taşıma namert arkına bebek

Sanma ki burası sen gibi berrak
Beyinler çöl gibi zihinler çorak
İnsan var burada insandan ırak
Varırsın büyü de farkına bebek

Sahtekâr riyakâr alır nefesi
Mazlumun çıkmıyor kessen de sesi
Adil tartmaz ise mizan kefesi
Sarılma zulümün kürküne bebek

Geldi de elliye dayandı yaşım
Bütün namertlerle derttedir başım
Sanma ki güldüm ben aktı gözyaşım
Bindirme kimseyi terkine bebek

Hoyrat dolu görsen tüm köşe bucak
Yansın ister isen göğsünde ocak
Hakkı temsil etsin tuttuğun sancak
Ram olma gidip de çirkine bebek

Âdemden bu yana saysam geleni
Duymadım ki murat alıp güleni
Bulamazsın sen nefsini böleni
Tükür haksızların börküne bebek

Gözü doymaz başla hukuksuz hâkim
Korkak paşalarla paracı hekim
Yiyici çalarak oluyor tahkim
Sövesin saltanat erkine bebek

İHLÂSÎ gördüğüm anlattım sana
Anla sen de geldin boşa cihana
Ahır lazım bunca yaban hayvana
Girme hayvanların sirkine bebek...>>


Beden Nehir Zamanda Su

Beden nehir zamanda su
Usul usul akar gider
Çağlayarak deyince hu
Usul usul yakar gider

Dağ selamlar güler yamaç
Yatağında akmak amaç
Garip ömrüm bir dolambaç
Usul usul bakar gider

Ruh görünmez ömür süre
İki âlem tefekküre
Dürüm gibi düre düre
Usul usul çıkar gider

Taştan taşa dökülerek
İlmek ilmek sökülerek
Kaç çarmıha çekilerek
Usul usul çeker gider

İHLASÎ yim geçemezsin
Kanat vermiş uçamazsın
Akıbetten kaçamazsın
Usul usul döker gider...>>


Bekir İHLASİ erol ERGANİ Muhsain YARLI atışma

Boşu Boşuna

Sermayem nefesim yükümse ağır
Taşıyorum amma boşu boşuna
Ne bir alan vardır ne de bir bölen
Yaşıyorum amma boşu boşuna ………… İhlasi Bekir Akbulut

Nefis insanlara her daim bela
Coşuyorum amma boşu boşuna
Batırır batağa çektirir çile
Taşıyorum amma boşu boşun.. Âşık Muhsin Yaralı

İhlasi, Yaralı Frehat gibi dağ
Eşiyorum amma boşu boşuna
Vefasız güzelin yoluna halı
Döşüyorum amma boşu boşuna .. Aşık Erol Ergani

Güleni görmedim ben de gülmedim
Zehir imiş dünya tadın almadım
Aradığmı sermayem de bulmadım
Şaşıyorum amma boşu boşuna……………İhlasi Bekir Akbulut

Yüzünü çevirip baksana çağa
Fazla gitmeyelim bizler uzağa
İki yüzlülerden kaç kez tuzağa
Düşüyorum amma boşu boşuna……. Âşık Muhsin Yaralı

Çok dolandım bahçesini bağını
Çöze bilmez kollarının bağını
Hayeller içinde umut dağını
Aşıyorum amma boşu boşuna ……. Aşık Erol Ergani

Ektim biçtim verdim varı mı yele
Ben çalıştım bütün ne dense ele
Karınca misali ezildim file
Koşuyorum amma boşu boşuna………. İhlasi Bekir Akbulut

Söyleyemem asla sözün dikini
Bırak kalsın sözlerimin ekini
Bu günlerde boynuzunun kökünü
Kaşıyorum amma boşu boşuna………… Âşık Muhsin Yaralı

Kim ne bilir servetimi varı mı?
Bu pazarda zararı mı karimi
Vefasız görmüyor gözyaşları mı?
Coşuyorum amma boşu boşuna…. Erol Ergani

İhlasiyim bakın bölündüm paya
Bölünce sızılar dönüştü haya
Karanlıkta yanan mum idim güya
Işıyorum amma boşu boşuna………..İhlasi Bekir Akbulut

Yaralı bilirim derdi yazanı
Gönülden gönül’e girip sızanı
Beni de kavurdu aşkın kazanı
Pişiyorum amma boşu boşuna……Aşık Muhsin Yaralı

Erol Erğani’yim gerçekler buya
Gahi atlı gezdim gahide yaya
Aşkın kotanını susuz tarlaya
Koşuyorum amma boşu boşuna… Aşık Erol Ergani...>>


Bekle

İhtiyarlık hastalıkla bu ölüm
Üçü de kapını çalacak bekle
Olma bu dünya da ataya zalim
Adalet yerini bulacak bekle

Güvendiğin dağlar kar olur bir gün
Koca dünya sana dar olur bir gün
Yatağın yorganın yer olur bir gün
Sonun akıbetin n’olacak bekle

Gün gelip de soldurunca acılar
Bükülmezken büker seni sancılar
Kaç konuk eğledi burda hancılar
Gözlerin yaşınan dolacak bekle

Üç köprüden geçmeyeni görmedim
Konup konup göçmeyeni görmedim
Acı şerbet içmeyeni görmedim
Ahir etme bulma olacak bekle

Ne ektiysen ektiğini topla gel
Kucak kucak döktüğünü topla gel
Nefs elinden çektiğini topla gel
Vicdanın baş başa kalacak bekle

Ey İHLASÎ yazdın amma uydun mu
Dağarcığı dolu dolu koydun mu
Bu dünyadan mal götüren duydun mu
Gözüne topraklar dolacak bekle...>>


Beklemekten İbaret

Umut canda sabra sükûn eklemekten ibaret
Yaradan’a şükreyleyip beklemekten ibaret
Rahmet onda hikmet onda çare onda ey insan
Umut şükür şeleğini yüklemekten ibaret

Geceler yol alır durmaz vuslatına güneşin
Şafakların mükâfatı payesi ışık peşin
O yücenin divanında secde ise bir eşin
Umut bil ki alınları aklamaktan ibaret

Mühlet vermiş burda sana bil ki ne geç ne erken
Bakmışsın ki çoktan geçmiş bu dünyayı severken
On sekiz bin âlemin de sahibine giderken
Umut paslı yürekleri paklamaktan ibaret

Bu dünyanın değirmeni öğüterek döndükçe
Gece çıkan bu yıldızlar sabah ile söndükçe
İHLÂSÎ der bütün fani cansız ata bindikçe
Umut Hakk'ın kapısını yoklamaktan ibaret...>>


Belli Belirsiz

Bir gemi yol alır vücut şehrinden
Kaç liman dolaşır belli belirsiz
Kaptanı görünmez hiç bir yerinden
Gönlüme ulaşır belli belirsiz

Fark edilmez her rotada izi var
Makas kesmez libası var bezi var
Bedeni yok gözümüzde gözü var
Benimle çalışır belli belirsiz

Nice deniz geçer kara görmeden
Menzilden menzile ara görmeden
Orayla gezinir bura görmeden
Yerle gök buluşur belli belirsiz

Güvertemden baktım bomboş her taraf
Menzil başka taraf yol başka taraf
Çok altın işlemiş gördüğüm sarraf
Ustaya alışır beli belirsiz

Kapılma İHLÂSÎ sen de hevese
Bir ömür biçilmiş burda herkese
Öbür dünya gerçek bura vesvese
Varla yok doluşur belli belirsiz...>>


Ben Bekir’im

Estiğimde yel gibiyim
Böyle bilin ben Bekir’im
Dalda açan gül gibiyim
Böyle bilin ben Bekir’im

Sorasınız benim halım
Meyve yüklü bütün dalım
Şükür aşım sabır yolum
Böyle bilin ben Bekir’im

Can der isen can veririm
Erim erim ben eririm
Gönülden sevgi dererim
Böyle bilin ben Bekir’im

Ayrı gayrı bilmez özüm
Hak’tan yana söyler sözüm
Alnım açık aktır yüzüm
Böyle bilin ben Bekir’im

Gelecekten kaygılıyım
Sert olsam da duyguluyum
Her kurala saygılıyım
Böyle bilin ben Bekir’im

Kulu da ben kulda benim
Hücre hücre bu bedenim
İki cihan boyum enim
Böyle bilin ben Bekir’im

Bir kuyu ki daldım dibe
Kötülüğe ettim tövbe
Bağlıyım baştan edebe
Böyle bilin ben Bekir’im...>>


Ben Gülemem Oynayamam

Ben gülemem oynayamam
Belim kırılmış kırılmış
Zaloğlu Rüstem’im amma
Kolum kırılmış kırılmış

Harap olmuş gönül dağım
Sararmış solmuş bir bağım
Hayat usta ben çırağım
Elim kırılmış kırılmış

Göz bir dünya kalp de şehir
Yatağına küsmüş nehir
Gülşenim bozulmuş ahir
Gülüm kırılmış kırılmış

Pay ettim bana kalmadı
Ummanda testim dolmadı
Bağladım çözdüm olmadı
Dilim kırılmış kırılmış

İHLÂSÎ gönlün içinde
Elleri bomboş biçimde
Gider kervanın göçünde
Yolum kırılmış kırılmış...>>


Ben insan oldukça üzdüler beni

Kimine akıllı kimine deli
Beni sürükledi gözümün seli
Mansur dara düşmüş benden evveli
Bağlayıp bağlayıp çözdüler beni

Kimi tepeledi kimi taşladı
Kimi dili ile kaç kez haşladı
Birisi bitirdi biri başladı
Ezdiler eleten süzdüler beni

Dost dediğim bu bağrıma ok vuran
Görmedim dar günde yaramı saran
Düşünce kalmıyor yar ile yaran
Kazma kürek ile kazdılar beni

Ne bu gün yarın nede ezeli
İHLASÎ dünyayı gezdim gezeli
İnsanda cenneti sezdim sezeli
Cahiller kusurlu yazdılar beni...>>


Ben Olsaydım Haşa Toprak Olmazdım

Kimisi bel vurur kimisi kazar
Ben olsaydım haşa toprak olmazdım
Yine de küsmeden oluyor mezar
Ben olsaydım haşa toprak olmazdım

Üstünde çiğneyip gezene suskun
Parça parça bölüp üzene suskun
Sürerken incitip ezene suskun
Ben olsaydım haşa toprak olmazdım

Tüm varlık sonunda toprağa düşer
Hoyrat yaralayıp bağrını eşer
Bir türlü kıymetin bilmiyor beşer
Ben olsaydım haşa toprak olmazdım

Nice nimet ile besliyor iken
Her türlü canlıyla süslüyor iken
Muhtaç da üstüne pisliyor iken
Ben olsaydım haşa toprak olmazdım

İHLÂSİ’yim kalemimde bir humma
Ne hikmetler saklı bilirim amma
Çözemedim dili başka muamma
Ben olsaydım haşa toprak olmazdım...>>


Ben Var Dedim O Yok Dedi Yarıştık

Gönül benden öte yol var içimde
Ben var dedim o yok dedi yarıştık
Dünyada olmayan hal var içimde
Ben var dedim o yok dedi yarıştık

Kapılar kapalı bacadan baktım
Görünce irkildim silkinip kalktım
Kendimle sınandım suları yaktım
Ben var dedim o yok dedi yarıştık

Her zerrenin dünyası var gördüm de
Ateşlerden gül toplayıp derdim de
Bir ömürden bin hesabı verdim de
Ben var dedim o yok dedi yarıştık

Görünende görünmeyen saklıdır
Koca derya bir damlada yüklüdür
Bütün varlık bir beyinde eklidir
Ben var dedim o yok dedi yarıştık

İHLÂSÎ’yim her baktığım var bende
Kâtip oldum kalem tuttum sır bende
Döndüm baktım mülk sahibi yâr bende
Ben var dedim o yok dedi yarıştık...>>


Bende Var

Küreyi arzı dolaşsan bulacağın bende var
Boşa bedesten arama alacağın bende var
Bu handan çok yolcu geçti izi de kalmadı ki
Boş ise hayat heyben dolacağın bende var

Ne hikmet gizli içimde açıp da bakabilsen
Dışım umman içim umman yüzüp de çıkabilsen
Karanlığa nur gizlenmiş çırayı yakabilsen
Zamanda mekân arama geleceğin bende var

Ayet ayet bezenmiş rahmet-i rahman orada
Beşikten mezara kadar buyruk ferman orada
Derdin var ise İHLÂSÎ oku derman orada
Mânâsında bütünleşip böleceğin bende var...>>


Benden Aldı

Yâr yanına varam dedim
Yollar beni benden aldı
Bulduğumda saram dedim
Kollar beni benden aldı

Dert bağrımda sıra sıra
Günüm döndü bir asıra
Dolandım da ardı sıra
Kullar beni benden aldı

Kader dâra çekti beni
Eğilmezdim büktü beni
Gazel gibi döktü beni
Yeller beni benden aldı

Yaz bahara eremeden
Has bahçeye giremeden
Sefasını süremeden
Güller beni benden aldı

Bir yâr sevdim geçemedim
Ona kıymet biçemedim
Filiz verdim açamadım
Dallar beni benden aldı

İHLÂSÎ'yim hayli zaman
Felek vermez bana aman
Dizlerimde yoktur derman
Yıllar beni benden aldı...>>


Beni

Çıkarı olursa beni aradı
Dostum dediklerim attılar beni
Bu dünya riyakâr kula yaradı
Dostum dediklerim sattılar beni

Öte çekil demem Allah kuluna
Üzülürdüm zarar gelse kılına
Köprü oldum insanlığın yoluna
Barikat kurarak tuttular beni

Birlik beraberlik kuralım gelin
İnsandan vahşiyi görmedim bilin
Nesline zulmeder bitirir pilin
Mülayim safına kattılar beni

Hürmet ettim saygı duydum gelene
Amadeydim beni dostu bilene
Gıpta ettim saygı duydum gülene
Işığa kör bakan ettiler beni

BEKİR der güvence söz idi güya
Birlik beraberlik en güzel rüya
Fitne pazarında bulunmaz hayâ
Her gelen el vurup dittiler beni...>>


Beni Öldürür

Kibir bir illettir sakın kibirden
Sana hoş gelse de seni öldürür
Mağrurlanmak bil ki fenadır kirden
Yüreğe düşen nur kini öldürür

Kem işlerden uzak eyle fendini
Müslümansın koru kendi kendini
Terk et beyne giren o efendini
Benlik şirk koşmaktır dini öldürür

Nefsini ezmesen esirsin ona
Nefsin seni sokar çeşitli dona
Evladın da alır çıkar meydana
Tertemiz damarda kanı öldürür

Kibirden uzak dur hem şer hem pistir
Tuzağına düşen ona hapistir
Güzeli öldüren boş bir kapristir
İnsandaki inat canı öldürür

İçkiden kumardan zinadan uzak
Eroin sigara hepsinde tuzak
Bunlar ayağını kaydıran kızak
Bir besmele bütün cini öldürür

Cahil düzenbazla girme ha yola
Şeytan ile dolaşırlar kol kola
Ona boyun eğer göremez hâlâ
Kör eder insanı yönü öldürür

Nefsi azan kişi bölücü olur
Ukala her zaman bilici olur
Sanma ki güzellik kalıcı olur
Sivilce en güzel teni öldürür

Der İHLÂSÎ insan engin ol uslan
Gönlünü yıka da git Hakk'a yaslan
Çakal kükreyince sanırsın aslan
Kendini bilmezler beni öldürür...>>


Benim Bahtımı Bahtımı

Benden ezel yazan yazmış
Benim bahtımı bahtımı
Harap etmiş bozan bozmuş
Benim tahtımı tahtımı

Sen de muradına doyma
Beni bende yaşar sayma
Vefasızda aman koyma
Benim ahtımı ahtımı

Deli gönlüm yârin arar
İHLÂSÎ de kavli karar
Ben kırılmam aşkın kırar
Benim cehtimi cehtimi...>>


Benim Türkçem

Gülistandır benim Türkçem
Bağımda sur koru onu
Geleceğe yönüm Türkçem
Yıkılma dur koru onu

Türklüğümün Türkçe dengi
Konuşurken dil aheng
Varlığımın tek mihengi
Canını ver koru onu

Güzel kullan güzel söyle
Övgü ile özel söyle
Geleceği baz al söyle
Yumruğu vur koru onu

Türkçe oku Türkçe yaz sen
Tuzakları bir bir boz sen
Arif isen anla sez sen
Kafanı yor koru onu

Dünyadaki gözümüzdür
Bedendeki özümüzdür
Kelamdaki sözümüzdür
Uzağı gör koru onu

Sokağında caddesinde
Anayasa maddesinde
Edebiyat haddesinde
Yazarlar kör koru onu

Böldürmeyin lokma lokma
Hiç yabancı kelam sokma
Cahil kıymet bilmez bakma
BEKİR der ar koru onu...>>


Benim Yabancı Yabancı

Ruhum bedenime uzak
Canım yabancı yabancı
Bu günüme esti sazak
Dünüm yabancı yabancı

Kalem benim ben yazamam
Gönül Kâbe’dir bozamam
Âşık isem boş gezemem
Günüm yabancı yabancı

İçip içip meye kandım
Küllenip külümden yandım
Mazide geriye döndüm
Anım yabancı yabancı

Vicdan mizan menzil erim
Aldı götürdü kaderim
Ben benden öte giderim
Yönüm yabancı yabancı

İHLASÎ’yim ahirimde
Aktım vuslat nehirimde
Kendi vücut şehirimde
Benim yabancı yabancı...>>


Beraber

Doğduğunda kader senle, yol alıyor beraber
Hücre hücre gizli sende hal alıyor beraber
Kader dediğin Mevla’dır oku kendinde onu
Emir Hak’tan verilince kul alıyor beraber

Kadir Mevlâ’m gözetliyor tüm cihan tezgâhında
Şafakla doğan güneşi göğün nazargâhında
Görmek istersen menzili koymuş güzergâhında
Gökte yerde birleşerek dal alıyor beraber

Geç olmadan tedbirin al vakit dolup aşınca
En son gemi iskeleden limana yanaşınca
İHLASÎ’de telaş başlar pervaneler şaşınca
En sonunda neyin varsa yel alıyor beraber...>>


Beş Mevsim

Dünya doğar dünya ölür içimde
Beş mevsim yaşarım kendi kendime
Arş u kürsi, sonsuz âlem, içimde
Beş mevsim şaşarım kendi kendime

Yaza girdim olgunluğa eriştim
Nefsim ile çok savaşa giriştim
Dalgalandım ummanlara karıştım
Durmadan koşarım kendi kendime

Yel esince köklerimden söküldüm
Hak yolunda doğruldukça yıkıldım
Güz gelende ateşlerde yakıldım
Piştikçe pişerim kendi kendime

Kış gelince kar kapladı başımı
Söndürdü içimde kor ataşımı
Deryalara kattım gözden yaşımı
Taştıkça taşarım kendi kendime

Beşinci mevsimin acıdır tadı
Kırılır sonunda kolu kanadı
Bir taşa yazılır İHLASÎ adı
Künyeden düşerim kendi kendime...>>


Bilen Yok

Evrenin oluşu Hâlık'ın sırrı
Güneş doğar dünya döner bilen yok
Işıtır gündüzdür karartır gece
Nasıl yanar neden söner bilen yok

Sonsuz yolculuğa girerken baştan
Neleri var etmiş topraktan taştan
Deryalar halk etmiş bir damla yaştan
Tane tane nasıl iner bilen yok

Kapaksız kazanda kudret tasını
Gökteki masmavi gör libasını
Güneş güler bulut tutar yasını
Yazlı kışlı neyi dener bilen yok

Aldanma dünyanın süslü tacına
Akıl ermez bir ucundan ucuna
Gölge düşer dağın kör yamacına
Serinliğe ateş siner bilen yok

Düşün beyindeki gizli cevheri
Çözüp de alırsan tüm mücevheri
Tan doğar İHLÂSÎ bekler seheri
Gizli gizli neden yanar bilen yok...>>


Bilin Ben Bir İHLÂSÎ'yim

Başım nokta sonum sonsuz
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim
Olunmuyor asla onsuz
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Bakınırım dört cihete
Yeşil ottan beyaz süte
Bürünmüşüm kemik ete
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Bir damladan bir ummana
Sorsanız da tüm zamana
Madenimde bütün mâna
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Çemberden de taşar fendim
Mekânım yok mekân kendim
Yere göğe sığmaz bendim
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Âdem'den de büyük yaşım
Yerden arştan uzak başım
Her ne varsa benim işim
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Bitmeyecek yol da yolum
Yanar ateş söner külüm
Kökte diken dalda gülüm
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Dört mevsimde her çiçekte
Düşte aşta içecekte
Görünenim “ben” gerçekte
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim

Göğü benim yeri de ben
Tüm âlemin biri de ben
Ölü benim diri de ben
Bilin ben bir İHLÂSÎ'yim...>>


Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com