Ozan İhlasi Şiirleri 13
Tüh Dersin
Ne yolcular geldi geçti bu handan Menzile varmadan tüh dersin sen de Eğleşmedi kimse bu boş mekânda Giderken bir derin ah dersin sen de
Bir ömür çalınır o güzel gayda Gördün ki hiçbir şey sağlamaz fayda Her şey ele kalır sense hay hayda Anlarsın geç olur vah dersin sen de
Düşünüp derince yorma hiç kafa İnsan doğduğunda girmiştir safa Peşinde cellâdın gelmez insafa Gücüm yeter deme eh dersin sen de
Gidenleri düşün kimlerdir kimdir Bir damla nutfeden fani ekimdir Eken de mahsulde bil ki Hekim’dir Varınca yanına peh dersin sen de
İHLÂSÎ düşünsen sen bir beşersin Hesap günü yaptığına şaşarsın Tahta ata binersen de aşarsın Omuzdan omuza deh dersin sen de...>>
Türklük
Milletleri şöyle ayara vursak Ayarın en başı Türklüktür Türklük Hangi kuyumcuya sarrafa sorsak Altının bir eşi Türklüktür Türklük
Tarih sahnesinde vitrinde yeri Şiarı insanlık hedef ileri Ta ki Teoman’dan Cengiz’den beri Erliğin tek düşü Türklüktür Türklük
Diz çöktü önünde beyaz zencisi Türkler insanlığın cevher incisi Dünyada İslam’ın rehber öncüsü Dinin temel taşı Türklüktür Türklük
Adalet merhamet dolu özünde Mevlana sözünde Yunus izinde İnsanlığı yakan fitne közünde Mazlumun gözyaşı Türklüktür Türklük
Uhrevi de sensin dünyevi de sen Gönüller Fatihi fetihi de sen Hoca Yesevi’nin izinde giden Evliyanın aşı Türklüktür Türklük
Zalimin üstünde Tanrı kırbaçı Nerede var ise üzüntü acı Gölgende rahattır ana ve bacı Korkağın telaşı Türklüktür Türklük
Cevherim Türklüktür yolu Turan’dır Nefsim İslam yaşar solum Turan’dır Göğsümde gül açar gülüm Turan’dır BEKİR’in tek düşü Türklüktür Türklük...>>
Ucuzluk
Eğer güce taparsan Allah’ı unutursun İnsan önce kendini değerli kılmalıdır Benliğini kutsalı billahi unutursun Haktan yana olarak halk ile kalmalıdır
Şan şöhretin uğruna şeye girmek ucuzluk Kırk kılık değiştirip köye girmek ucuzluk Zemzem olmak dururken meye girmek ucuzluk Kişiliğin ararken az vakur olmalıdır
Eğilecek baş varsa Allah için eğilsin Ya İslam’ı bilmiyon ya Müslüman değilsin Burası dünya beyim yatacağın değil sin Nefesin hesabı var nefsini bölmelidir
Mazlumu unutursan kulu senden davacı Zülfikar’ı unutsan Ali senden davacı Desen ki mürşidim var veli senden davacı Adam gibi yaşayıp insanca ölmelidir
Köleler pazarlarda satılmıştır satılır Sade çoban değişir yeni yoza katılır İş bitince tutulup bir kenara atılır Nice örneği vardır ibreti almalıdır
Su misali akarsan herkes senden içecek Eğer yanlı olursan yanlı seni seçecek Yarısı alkış tutsa yarısı da geçecek Gidişat yanlış ise doğruyu bulmalıdır
Nice tahtlar yıkıldı nice sultan yok oldu Bundan önce de güce takla atan çok oldu Batıl kayıp ederken kazanan da hak oldu Aklından köleliği çıkartıp silmelidir
ALLAH'tan başkasından hiçbir çıkar beklemem Seksen milyon baş tacım başka sayı eklemem İHLÂSİ hele vebal hiç sırtıma yüklemem Herkesi kucaklarım milletim bilmelidir...>>
Umman İçinde
Sular taşa vurup köpük saçınca Ben beni bağladım umman içinde Damla bana kucağını açınca Dolandım çağladım umman içinde
Kaç kaptan kaç kaba gizlendim girdim Kaç dağları aştım kaç deniz gördüm Gezdim geldim yine kendime erdim Oturdum ağladım umman içinde
Kalemsiz yazılmış o yazı bende Karın da sütün de beyazı bende Kıştaki hikmetin ayazı bende Kaç mevsim eğledim umman içinde
Bazen buhar oldum bazen de yağdım Yerde zerre oldum göklere değdim Kaç gövde üstünde kaç dalı eğdim Kaç yara dağladım umman içinde
Nice dalgalandım bendimden taştım Nice sakin kaldım ben bende coştum Kaç âlem dolaştım kaç dünya aştım Derde em sağladım umman içinde
Tükenmez bir suyum akmaz pınarım Ölçülmez biçilmez bir tek kenarım İHLÂSÎ’yim yatağımda yanarım Yandım kül tığladım umman içinde...>>
Unutma Beni
El salladım veda ettim giderken Kuzular melerken unutma beni Harmanlar sürülüp mevsim biterken Buğdayı elerken unutma beni
Senden ayrılırken sende bir yanım Kerpiç evdi benim sarayım hanım Sevgisiz şefkatsiz çürüyor canım Ellere gülerken unutma beni
Ne bu özlem bitti ne keder bende Çizgiler oluştu buruştu tende Efkâr bastı beni hemen her günde Uykuyu bölerken unutma beni
Karlar eriyip de kargın olunca Gezdiğim koyaklar çiçek dolunca Üveyikler ibibikler gelince Bir dilek dilerken unutma beni
BEKİR der her bayram geçti karalı Yara aldım gurbet ele varalı Hasretin bağrıma durdu duralı Gözyaşın silerken unutma beni...>>
Uzak Durduk
Eleştirdik âlemi kendimize bakmadık Gözümüzün içinde olana uzak durduk Karanlık dünyamıza bir çırayı yakmadık Kâinatı yaratıp bilene uzak durduk
Şaşmamalı olana ibreti alan var mı Sebep nedir diyerek düşünüp dalan var mı Çalışmadan kazanıp abad olanı var mı Küfüre yoldaş olduk kılana uzak durduk
Hal ehlini dışlayıp zorbaya alkış tuttuk Başımıza geleni ne de çabuk unuttuk Zorbanın zehirini bal yerine çok yuttuk Lokmasını bizimle bölene uzak durduk
Olur olmaz işlerle başımız girdi derde Cehalet hüküm sürer aramızda o perde Derdimize çareyi aradık başka yerde Kapımızı çalıp da gelene uzak durduk
İHLÂSÎ özümüzü elemeli ezmeli Dört cihete bakarak tüm olanı sezmeli İki günlük dünyada adam gibi gezmeli Kötüye alkış tuttuk gülene uzak durduk...>>
Ülkü Ülkü
Bir ela gözlüden alacağım var Gel de muradımı ver ülkü ülkü Gönülden gönüle gizli bağım var Sinemden gülleri der ülkü ülkü
Gamzesi gül hilal kaşı yay gibi Gerdanı benli de yüzü ay gibi Aktı içerime coşkun çay gibi Çağladın içimde gör ülkü ülkü
Kaç gündüzden güneş aştı saymadım Ben kavlime sadık kaldım caymadım İHLÂSÎ’yim murat alıp doymadım Toprağı üstüme ser ülkü ülkü...>>
Varılmaz Eyvah
Parça parça olur sevenin gönlü Sızısı derinde görülmez eyvah Sırat gibi kıldan yapılmış köprü Karşıya bir türlü varılmaz eyvah
Ağlatır sildirmez gözün yaşını Yastığa koydurmaz gece başını Yürekte pişirir hasret aşını Seven sevdiğine darılmaz eyvah
Yârin sinesinde derilmez güle Diken ibrişimden evla bülbüle Şahin yuvasında biten sümbüle Kanatsız uçmadan erilmez eyvah
Yanar yüreğimin sönmez çırası Gözü gözümdeyken uzak arası İHLÂSÎ’nin içten kanar yarası Dikiş tutmaz merhem sürülmez eyvah...>>
Varsın
Kâinatı yaratan sen Gökte varsın yerde varsın Derde derman aratan sen Ruha düşen nurda varsın
Yoktur cismin yüzün yoktur Görüyorsun gözün yoktur Geziyorsun izin yoktur Kuvvet veren ferde varsın
Susan dilde çıkan seste Sonsuz hızda ve aheste Girip çıkan tüm nefeste Şah damarda darda varsın
On sekiz bin âlem senin Her şeyin var yok bedenin Gizem senin var nedenin Sır olsan da burda varsın
Tüm semavat ateş küre Su katmanı akan dere Mutlak sensin sende süre Can içinde serde varsın
Adın büyük şanın yüce Bilinmeyen vardır nice Akıl bilim kalır cüce Canlı cansız sırda varsın
Hayat fani toprak maya Bütün emek gider zaya Can verensin damla suya İHLASÎ’de serde varsın...>>
Vay Beni
Çok yeldim de bu dünyada boş çıktı Faydasını göremedim vay beni Ben yaptıkça gizli gizli hep yıktı Devranını süremedim vay beni
Doğduğumdan beri beni izlemiş Dört yanımı yorgan gibi yüzlemiş Ne yamanmış her sırını gizlemiş Bu sırrına eremedim vay beni
Mala mülke canla başla sarıldım Hay ettikçe ferim bitti yoruldum Kendim kızdım yine kendim darıldım Tek kapıdan giremedim vay beni
Felek bozdu düzenimi fendimi Fark etmedim kaç kez yıktım bendimi Ölçtüm biçtim bugüne dek kendimi Hesabını veremedim vay beni
Ara sıra ben kendimi yokladım Sadakati yüreğimde sakladım El açıp da kapısında bekledim Hünerimi seremedim vay beni
İHLÂSÎ'yim gece gündüz dolaştım Dere tepe nice dağdan yol aştım En sonunda kara yere ulaştım Karşısında duramadım vay beni...>>
Ya Gaflet İçinde Ya Uykudayım
Kendimi bileli beni aradım Ya gaflet içinde ya uykudayım Bilemedim ben ne işe yaradım Ya gaflet içinde ya uykudayım
Gözüm açtım etrafıma bakındım Fani cürmüm ile tavır takındım Şükretmedim her halimden yakındım Ya gaflet içinde ya uykudayım
Olanları seyreyledim oturdum Miskin miskin bu ömrümü bitirdim Yaşantımı çok sorguya yatırdım Ya gaflet içinde ya uykudayım
Bir kılda çözülür insanın geni Toprağa dokundum su yaktı beni Bir değil beş değil kırdım dümeni Ya gaflet içinde ya uykudayım
El vermez ki zaman geriye dönsem İçerimde yansam içimde sönsem Hele İHLÂSÎ’yim bu da ben isem Ya gaflet içinde ya uykudayım...>>
Yakar Ülkü Ülkü Deyi
İki gözüm iki çeşme Akar ülkü ülkü deyi Gece gündüz yollarına Bakar ülkü ülkü deyi
Gör feleğin hünerini Kesti dizimin ferini Şu sineme hançerini Çakar ülkü ülkü deyi
Geçti ömrüm zar içinde Yandı durdu har içinde Bir ülküsü var içinde Yakar ülkü ülkü deyi
İHLÂSÎ’yim kanar yaram Dağlar yol ver yâre varam Hasret bende buram buram Kokar ülkü ülkü deyi...>>
Yakışmaz
Ömür bir nefese bağlanmış iken Mağrurlanıp gezmek yakışmaz bana Eceldir canları bedenden söken Bir can dahi üzmek yakışmaz bana
İnsanın içinde dünyası yaşar Deh atına biner kör nefis koşar Bir gündüzden belki bin güneş aşar Boş deryada yüzmek yakışmaz bana
Anlaşılmaz bir muamma burası Uzun yoldur iki kaşın arası Güçlünün güçsüzün gelir sırası Öyle insan ezmek yakışmaz bana
İHLÂSÎ’yim kaç haddeden süzüldüm Diri diri defalarca yüzüldüm Gönül kalemiyle arşa yazıldım Artık kem söz yazmak yakışmaz bana...>>
Yalandır
Saklanır boşa Benzer sert taşa Sultansa başa Yalandır yalan
Tezip giderse Bakar bir körse Ben şahım derse Yalandır yalan
Sahtekâr kişi Kapar girişi Alış verişi Yalandır yalan
Geçmişi kara Çıkarı para Sevdası yara Yalandır yalan
Selâm salarsa Yolu bulursa Dostu olursa Yalandır yalan
Meydana girse Varını verse Rakibi serse Yalandır yalan
İHLASİ kansa Bu dünya yansa Cenneti sunsa Yalandır yalan...>>
Yana (Tecnis)
Elbet bir gün sarar kara yer seni Yer altında yılan çıyan yer seni Felek de kahreder en son yer seni Dünyan sınırlıdır baştan bu yana
Hayatta insanca yaşam sürmeli Kötüleri diyar diyar sürmeli Bir yar sev ki kaşı gözü sürmeli Dönsün gider iken yönü bu yana
Sanki o yüreğin kalaylı kazan Girdiğin yarışta yarışı kazan Hakk’ın huzurunda rızayı kazan Zulmün binası yok dön gel bu yana
Sevgim muhabbetim kimsesizlere Dünyayı duymayan o sessizlere İHLASÎ kurbandır daim sizlere Bir gariban için bin defa yana...>>
Yanan Gelsin
Çıktım gidiyorum ya Hak diyerek Beni dost bilenler izime gelsin Yılanı delikten çıkarmak için Güzel sohbet ile sözüme gelsin
Nefsimi zerrede sınarım her gün Haktan bir damlada kanarım her gün Ben benim dışımda yanarım her gün Beni bende bilen közüme gelsin
Mâsivadır seni alan O Hak’tan Hak yarattı bir nutfeden hiç yoktan Yazılmıştır künyen ezelde çoktan Yalan diyen varsa yüzüme gelsin
Yetmiyor mu yeri göğü yaratmış Kul ederek seni sende aratmış Gündüz ışık gecesini karartmış Benliği bırakan hizama gelsin
Neden inkâr neden şirke koşarsın Gücün ne ki aslan olup coşarsın Bir canınla hep haddini aşarsın Nefsini yenenler tezime gelsin
BEKİR der Kayyûm’dur dengede tutar Her canlı varlığın nabzında atar Dünyada yaşayan toprakta yatar Hikmeti bilinmez gizime gelsin...>>
Yanılgı
Uyanıklık yapıp milleti yolar Kimi saf görürse atar kazığı Makamla parayla muhterem olur Kâr ettim diyenler bil ki yanıldı
Teraziye hızlı vurup tartanlar Ucuz etiketi bilip yırtanlar Çalarak serveti çokça artanlar Ben yuttum diyenler bil ki yanıldı
Arsaları yandaşlara ayıran Dost akraba her kim varsa kayıran Yağ çekeni tıka basa doyuran Ben tattım diyenler bil ki yanıldı
Gidemem dediği yerlere gitti Avanta bulunca başında bitti Kul hakkını yiyip kenara itti Ben yettim diyenler bil ki yanıldı
İyi malı ön tarafa koyardı Arkasından kötüleri dayardı Kazık atıp her geleni soyardı Ben sattım diyenler bil ki yanıldı
Etleri incikle budundan yedi O yerken açlıktan miyavlar kedi Garip yalvardıkça git ordan dedi Ben battım diyenler bil ki yanıldı
İşte bu BEKİR’in tespiti bakın Sizler de haksızlık yapmayın sakın Ecel her saniye gelmeye yakın Ben süttüm diyenler bil ki yanıldı...>>
Yar Yana
O yar yana ben yana Zülüf düşmüş bir yana Dediler yârin küsmüş Bedenim oda yana
Gül ediyor güle naz Bir anlasa Gülenaz Gidip de selam verdim Ben olsaydım gülen az
Gün geçti aya döndü Gidiyor suya Döndü Ömrümden ömür gitti Çemberim boşa döndü
Kına yakmış çift ele Koy eleğe un ele Sevdiğim yaktı beni Ne diyeyim ben ele
Küser mi gül dikene Bekçidir gül dikene İHLASÎ hayran oldum Gül tutup gül dikene...>>
Yara Bağladı
Sen gideli gurbet ele nazlı yar Bağrıma bir diken batıp duruyor Kara bir talihim bir de ahdim var Kendimi yoluna saldım giderim Gülmeyen yüz ile gülmez bahtım var İçim göze göze yara bağladı
Sabah karşılaştım tutuştum harbe Aman vermez felek çatıp duruyor Dostum dediğimden yedim hep darbe Derdin ummanına daldım giderim Sensiz geçen günüm bana ah u zar Bir ela göz beni yâra bağladı
İHLASÎ’yim zaman beni savurdu Gurbetten gurbete atıp duruyor Hasretin yüreğim yaktı kavurdu Ben de gam yükünü aldım giderim Haramla âlemin dolmuş avurdu Düz yolu götürüp yara bağladı...>>
Yaradan Yârim
Yediyi yetmişi yüzü yarattı Yetmezi yetiren Yaradan yârim Yuvada yavruyu yüzü yarattı Yatmazı yatıran Yaradan yârim
Yakuttan yapının yapanı yeter Yolcu yolun yaylasında yaz yeter Yıldızım yürekte yücedir yeter Yitmezi yitiren Yaradan yârim
Yaptığı yapısı yerli yerinde Yalvar yakar yanlışına yerinde Yaza yaza İHLÂSÎ yaz yerinde Yutmazı yutturan Yaradan yârim...>>
Yaralaman
İdam edin kurşun sıkın Beni sözle yaralaman Dünyayı başıma yıkın Beni tozla yaralaman
Bugün derdim dünden derin Esiriyim kederlerin Bal yerine ağu verin Beni özle yaralaman
Hiç içmedim öyle mestim Dört bir yana dönüp estim Kırmak dökmek değil kastım Beni közle yaralaman
Özde çiçek balda tadım Dost doldursun bu miadım Binlerce anılır adım Beni yüzle yaralaman
Mülayimdir garip yapım Gelenlere açık kapım Dost bildiğim çeksin ipim Beni bezle yaralaman
İHLÂSÎ’yim dur diyemem Kefenden başka giyemem Vurun kırın hiç gam yemem Beni gözle yaralaman...>>
Yare Var
Yâr yürekten yere sunarsa oda Kül olup yanarsın düştüğün oda Düşen od’a yanıyor Söndür oda yanıyor Çaresi sende güzel Aşktan o da yanıyor Ateş düşsün öze yansın yâr oda Çaresizce çeşit çeşit yara var
Dolan gel dağların arka yüzünü Güle döner o yar gülden yüzünü Gülden düşen gül üşür Gül yârin gülü üşür Canan candan ötedir Eller nice gülüşür Gören yoktur yârin iki yüzünü Görür isen âşık var git yâre var
Yaz geçti güz geçti yol kışa döndü Çarka soktu kader kul naaşa döndü Başa döndü başyazar Dönmese de ne yazar Gelen Mevla’dan gelir Hem okutur hem yazar İHLASÎ yüzünü o Hakk’a döndü Gittiğin kara yer git de yara var...>>
Yârenin Özü
Öz dediğin öz Verenin özü Özlediğin öz Görenin özü
Seherde serde Göz vermiş ferde Görünmez yerde Girenin özü
Yüceden yüce Gündüzle gece Sessiz gizlice Saranın özü
Anında vardır Canında vardır Yanında vardır Duranın özü
Gülde gül arar Her işte karar Evreni sarar Varanın özü
Ateşte yanmaz Döndürür dönmez İHLASÎ sönmez Yârenin Özü...>>
Yargıladım Beni Bende Aradım
Bir mahkeme kurdum hâkim de benim Yargıladım beni bende aradım Aramadım başka yerde bir suçu Yargıladım beni bende aradım
Kapımı lüzumsuz biri çalınca Bela ve musibet gelip bulunca Sıkışıp da başım darda kalınca Yargıladım beni bende aradım
Tevekkülüm noksan eksik şükürüm Bakıyorum amma bakar bir körüm Huzur sokağında yok ise yerim Yargıladım beni bende aradım
Ne nimetler verdi yedim unuttum Aldandım kör nefse şeytanı tuttum Yüzlerce kaybettim binlerce battım Yargıladım beni bende aradım
Verdiğim kararda durup kalmadım Sivilce acıttı hiç ders almadım Hep ağladım amma neden gülmedim Yargıladım beni bende aradım
İHLASÎ düz yolda düştüm kaç kere Dağlar yol vermedi geçtim çok dere Ak ile karayı seçtim habire Yargıladım beni bende aradım...>>
Yarım Kalır
Sen yarattın bu ölümlü dünyayı Yaşam başlar canda öz yarım kalır Seyreylesen n’olur güneşi ayı Güzele doymadan göz yarım kalır
Kimi tomurcukta çiçekken solar Kimi on beşinde gam keder dolar Kimini zamansız bir ölüm bulur Maksuda varmadan söz yarım kalır
Binlerce güzellik milyonca çeşit Hakkın sadasını gönlünle işit Nimetle mühleti değilse eşit Kısacık ömürde haz yarım kalır
Kaçış yoktur sana canı verince Her şey benim dersin bakıp görünce Beklenmedik dert içeri girince Sarmak şöyle dursun naz yarım kalır
Duman bürür altı kardır dağların Daha baharında solar bağların Düşün çocuk gençlik bütün çağların Yorulur dizlerin düz yarım kalır
İHLASÎ der gerçek ömür çok kısa Her saniye her dakika hep tasa Doymadan gözünde kalmaktır yasa Baharın kış olur yaz yarım kalır...>>
Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
|