ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            

  

Ozan İhlasi Şiirleri 5


Duymadın

Şikâyet etmedim acını bandım
Sızım dedim yüreğimde duymadın
Hasretinden nara düştüm de yandım
Közüm dedim yüreğimde duymadın

Bergüzarın bende saklı duruyor
Baktıkça gözlerim seni arıyor
Aşkımızı bilen soru soruyor
Sözüm dedim yüreğimde duymadın

Yıldızımdın kayıp gitmen güç bana
Yürek dağlarımda çiçek aç bana
Bedelim ne ise gel de biç bana
Gözüm dedim yüreğimde duymadın

Ömrüm senin olsun sen mutlu yaşa
Gün akşam olurken garip bu başa
Ararken yolunda değdi yar taşa
Dizim dedim yüreğimde duymadın

Gündüz yaslı oldum gecemde ağlar
Hep seni aradım yol vermez dağlar
Yaralı yüreğim bak eller bağlar
Bezim dedim yüreğimde duymadın

Arşın kandilinde sendin ışığım
Uzaktan sevmiştim şimdi aşığım
Nübüvvet mührüne ben de maşuğum
Yazım dedim yüreğimde duymadın

BEKİR der bağladı içerim yara
Kader engelini ben yara yara
Haber saldım gelsin vefasız yara
Çözüm dedim yüreğimde duymadın...>>


Dünya Acı

D ünya sana gelen konup göçüyor
D üşünüp içinden çıkamıyorum
D önse dolaşsa da ölüm biçiyor
D üzenin çarkını yıkamıyorum

Ü zersin insanı en mutlu günde
Ü mitler kalırken geçmişte dünde
Ü tersin herkesi atarsın künde
Ü stüme oturdun bakamıyorum

N e çarkın kırılır ne devran biter
N e aklımız erer ne de güç yeter
N edense her derdin başka bir beter
N azın ağır geldi çekemiyorum

Y alanmış zarafet gösteriş yalan
Y anında var mıdır söyle bir kalan
Y aşayıp da senden muradın alan
Y azdım da içimi dökemiyorum

A ğlatırsın sana bakan gözleri
A hirin evvelin yakar özleri
A ğ ile ördüğün bütün bezleri
A yırdım ilmekten sökemiyorum

A ldatarak çarkın dönüyor böyle
A ğu denen ilaç sunuyor böyle
A ğına düşenler yanıyor böyle
A daletin var mı bakamıyorum

C anları canana hasret koyarsın
C anlara kıyarak canla doyarsın
C evr ü cefa edip sonu dayarsın
C evherin demirmiş bükemiyorum

I rgat ettin gelen sana kul köle
I rgalarsın canlı cansız hep öyle
I ssızdır İHLASÎ garipçe böyle
I rmak oldum amma akamıyorum...>>


Düşe Kalka Bir Yol Aldım

Düşe kalka bir yol aldım
Beşikten mezara kadar
Ummandan ummana daldım
Beşikten mezara kadar

Ben de geldim bu cihana
Düştüm kalktım baştan sona
Çekildim kaç imtihana
Beşikten mezara kadar

Ne gerçeğim ne de düşüm
Bende saklı benim eşim
Bütün canlıyla kardeşim
Beşikten mezara kadar

Malın mülkün tüm araçtır
Beden sultan can da taçtır
İnsan insana muhtaçtır
Beşikten mezara kadar

Ara yeri göğü sende
İki cihan var içinde
Ağlasan da yâr gülsen de
Beşikten mezara kadar

İHLÂSÎ’yim kalem kalem
Kinli kinsiz bütün âlem
Kucak kucak benden selam
Beşikten mezara kadar...>>


Düşün Sen

Arşı yedi kattır yeri yedi kat
Aradaki boşluğunu düşün sen
Kâinata verilmişse bir hayat
Buluttaki loşluğunu düşün sen

Eserinin tüm hikmeti yücede
Karanlıkla güzelliği gecede
Şükür dile yaradana secdede
Varlığında hoşluğunu düşün sen

Bekle gelsin sen de şimdi sıranı
Uzak tutma yaren ile aranı
Bezemişse ayet ayet Kuran’ı
Besmelede başlığını düşün sen

Değişirken dört mevsimi dönence
Düşünürsen akıl yetmez çok ince
Yaz bahara hoş güzellik binince
Ahir vakit kışlığını düşün sen

Der İHLASÎ yeri göğü nazargâh
Örnek alsan mezarlıktır güzergâh
Nimet vermiş kara yeri pazargâh
Tanedeki aşlığını düşün sen...>>


Ecel Gelip de Götürür

Saklansan da köşe bucak
Ecel bulup da götürür
Fayda vermez oğul ocak
Ecel gelip de götürür

Bakmaz Azrail imkâna
Güzellik şöhrete şana
Gelir kıyar ansız cana
Ecel çalıp da götürür

Doğar büyür yaşlanırsın
Enginleşir uslanırsın
Mermer ile süslenirsin
Ecel alıp da götürür

Ayrı durur oğlun kızın
Dil durur çıkmaz avazın
Emeklerin çoğun azın
Ecel kalıp da götürür

İyi yaşa kötü yaşa
Düşersin boş bir telaşa
Kalırsın senle baş başa
Ecel silip de götürür

İHLÂSÎ’ye gelir sıra
Işık vermez yanmaz çıra
Dünya sensin ahret ora
Ecel dolup da götürür...>>


Edebin Kapısında

Yol içinde yolcuyum ben
Bil edebin kapısında
Alanlara balcıyım ben
Bal edebin kapısında

Eğri isen doğrul orda
Olgunlaşıp çağrıl orda
Piş ocakta yoğrul orda
Kal edebin kapısında

Ateşiyle seni sarsa
Yaran bedenini yarsa
Aradığın her ne varsa
Çal edebin kapısında

Hayâ eder melek bile
Ne tatlıdır aşkta çile
Öz yanarak gelir dile
Dil edebin kapısında

Görmediğin gözsüz var ya
Her yerde O izsiz var ya
İHLASÎ der gizsiz var ya
Al edebin kapısında...>>


Elenir Gelenler Gidenler Bir Bir

Bu dünyanın eleğinden un gibi
Elenir gelenler gidenler bir bir
Eleyense aşikârdır gün gibi
İnsanda çözülür madenler bir bir

Değirmende dane dane öğütür
Kaç imtihan eder nice eğitir
Toprak eder köşe bucak dağıtır
Hesabını verir edenler bir bir

Yokuşu bayırı çıkmayan var mı
Oturduğu yerden kalkmayan var mı
Kendi ateşini yakmayan var mı
Yok olup giderler nadanlar bir bir

Kinden daha ağır bildiğim yoktur
Ben bende ölürüm güldüğüm yoktur
İHLÂSÎ giderim geldiğim yoktur
Cehenneme kini güdenler bir bir...>>


Elif Gibi

Elif gibi eğilmezdi bu başım
Eğdi büktü vav eyledi yar beni
Boz bulanık sele döndü gözyaşım
Yakmak için kav eyledi yar beni

Yıkılmazdım yüce dağlar misali
Garip gönlüm çok bekledi visali
Gökyüzünde o güneşin emsali
Gözlerine tav eyledi yar beni

İHLASÎ’yim bir gül gibi açardım
Kartal gibi kanat vurur uçardım
Yeryüzünde ceylanları geçerdim
Kement atıp av eyledi yar beni...>>


Elifnâme

Elif başın yerde gökte
Benliğinle gel yaz beni
Tesir eder bana nükte
Cim deyince dur ez beni

Halim ayan sensin ben de
Dal çağlayıp dolar bende
Rabb’im ile bir bedende
Sin’de arayıp çöz beni

Şın’da saklı tüm âlemi
Sad onun gizli kalemi
Tı başka söyler kelâmı
Ayın on dördü gez beni

Gayın Hû’dur çağlar coşar
Kaf sığmaz bendinden taşar
Lam’da tüm insanlık yaşar
Mim süzgece koy süz beni

Nun ile Vav ile sözlen
He İHLÂSÎ yoktur fazlan
Lamelif’e girip gizlen
Ye çarkında vur ez beni...>>


Emanet Değil mi Sende

Mağrurlanmak yakışırı mı insana
Kuş misali uçup giden bir cana
Sahip isen sarsılmayan imana
Ezellik emanet değil mi sende

Şans kapını çalıp seni bulsa da
Dünya varı gani gani dolsa da
Kaşın güzel gözün güzel olsa da
Güzellik emanet değil mi sende

Dünya sana mekân değil yâr değil
Beşikten mezara kârın kâr değil
İHLÂSÎ’yim aşikârım sır değil
Özellik emanet değil mi sende...>>


Emek Beyim

Çekmeyene en ucuz şey
Emek emek emek beyim
El sırtından geçinen bey
Demek demek demek beyim

Haber olmaz yurt yuvadan
Kazançları hep havadan
Alışmışlar bedavadan
Yemek yemek yemek beyim

Yürüyorlar eşkin eşkin
Gayet sefasına düşkün
Kaypak kaypak yüzen pişkin
Semek semek semek beyim

Dert çekmeden deva bulur
El çalışır beyler alır
İHLASÎ ye tasa kalır
Cemek cemek cemek beyim...>>


Evveli Ahir Satranç

Ya ilahi / Yaradan sen / yürüten sen / yıl gün ay
Yaradan sen / yürüten sen / yıl gün ay / gizlidir pay
Yürüten sen / yıl gün ay / akar durmaz/ dere ve çay
Yıl gün ay /akar durmaz /dere ve çay / kesenim oy

Yolcu yolu /yürü düzgün / yürür isen / yol kolay
Yürü düzgün /yürür isen / yol kolay / yılı kolay
Yürür isen / yol kolay / yılı kolay / yeli kolay
Yol kolay / yılı kolay / yeli kolay / esenim oy

Yerde nebat / yıldız gökte / yörüngede / yarım ay
Yıldız gökte / yörüngede/ yarım ay / yönü olay
Yörüngede / yarım ay / yönü olay / İHLÂSÎ hey
Yarım ay / yönü olay / İHLÂSÎ hey / desenim oy...>>


Ey Edecek Doktor mu Var

Yar yüreğim paramparça
Ey edecek doktor mu var
Emlenmesi hayli zorca
Ey edecek doktor mu var

Kölesiyim ben kaderin
Bana o yâri mi verin
Yaram derinden de derin
Ey edecek doktor mu var

Gülem dedim bazı bende
Beş mevsimin güzü ben de
Hiç dinmeyen sızı ben de
Ey edecek doktor mu var

Ömrüm geldi gediğine
İnanmıştım dediğine
Kırılmışsa sevdiğine
Ey edecek doktor mu var

İHLASÎ’yim yanıyorum
Ben kendimi tanıyorum
Dört bir yandan kanıyorum
Ey edecek doktor mu var...>>


Eyvallah

Yaratıldım bende kulum biliniz
Gül solmasın BEKİR solsuneyvallah
Gönül kırmak bana zulüm biliniz
El solmasın BEKİR solsun eyvallah

Gönül hanesinin yüce dağında
Ararım yerimi sevgi çağında
Razıyım dikene dostun bağında
Dal solmasın BEKİR solsun eyvallah

Yüce dağlar geçit vermez kaşında
Çok dolandım gül yüzlünün peşinde
Kuran’la edebe bağlı başında
Şal solmasın BEKİR solsun eyvallah

Kibir gömleğini sırtımdan soydum
Yönümü doğrultup Hak yola uydum
Azda çoğu bulup dünyaya doydum
Kul solmasın BEKİR solsun eyvallah

Muhabbetim insanadır canadır
İncinen kul yüreğimi kanadır
Dileklerim bütün sözüm sanadır
Dil solmasın BEKİR solsun eyvallah

İster deli ister divane yazıl
Sende destanlaşıp tarihe kazıl
Şanlı bayrağımın renginde kızıl
Al solmasın BEKİR solsun eyvallah

Kimi hor görse de engin olmayı
Yeğledim sizlerden murad almayı
Kalbe giden güzergâhta kalmayı
Yol solmasın BEKİR solsun eyvallah...>>


Ezer İnsanı

Hayat çarkı dişlisine sarınca
Döndedir dönderir ezer insanı
Yoğurur kaç bin kez dert teknesinde
Bindirir bindirir ezer insanı

Elini ekmeğe yetirmez eder
Derdi derde ekler bitirmez eder
Mecnun’un çölünden getirmez eder
Gönderir gönderir ezer insanı

Yokluk gömleğini giydirir baştan
Düz değil feleğin yolu yokuştan
Yol vermez bir türlü geçirmez kıştan
Sindirir sindirir ezer insanı

Çeker perdesini kapar camını
Koyar da eleğe eler gamını
Yıkar harap eder gönül damını
İndirir indirir ezer insanı

Muhannete muhtaç eder kul eder
Bülbül olsan dillerini lal eder
Akıtır da gözyaşını sel eder
Dindirir dindirir ezer insanı

Bu dünyanın ereğine ermeden
Gönül dağı mutluluğu görmeden
İHLÂSÎ’ye ışığını vermeden
Söndürür söndürür ezer insanı...>>


Felek Gözün Kör Olsun

Dert sineme bağdaş kurmuş oturur
Dermanım yok felek gözün kör olsun
Sırtıma şeleği vurmuş oturur
Ormanım yok felek gözün kör olsun

Bıçağı bilerken kırdım masadı
Kuşatmadın bana zırhı pusadı
Ektim biçtim yele verdim hasadı
Harmanım yok felek gözün kör olsun

Her nere gittiysem düştün peşime
Gücüm yetmez oldu kendi işime
Çok ok vurdun bedenime döşüme
Fermanım yok felek gözün kör olsun

İHLÂSÎ'yim garip boynum büküldü
Sicim gibi gözümden yaş döküldü
Tahkim ettim ben ettikçe söküldü
Kirmanım yok felek gözün kör olsun...>>


Geçmek Derdim

Sözde insan amma özünde çürük
Bîzar etti bu canımı yeter de
Erenler buyurun görün halımı
Yaradan’dır bunu yakan yeter de
Beni böyle derde atana yazık
Çay dere yok Fırat’ı geçmek derdim

Düzü değil gidip çık dağı görün
Yaktılar sinemde bak dağı görün
Yüreğimde taşan bardağı görün
Güller ki dalında açar yeter de
Dua yok sabaha a tana yazık
Pir ü pakça beratı geçmek derdim

Hele mevsim dönsün de yaza dursun
Kâtip arzuhalim gel yaza dursun
Üşütmez beni kış a yaza dursun
İHLASÎ’yim mühlet gelir yeter de
Üzülür anana atana yazık
Düşmeden sıratı geçmek derdim...>>


Geçti Aklımdan

Gurbet bana yara açtı burada
Hasret dolu yıllar geçti aklımdan
Âdeti töreyi biçti burada
Bin bir desen halı geçti aklımdan

Arpalar bozarıp buğday yetince
Tırpancılar biçip ekin bitince
Ateşi yakarlar firik üstünce
Çayır tarla sulu geçti aklımdan

Dereler çağlardı baca tüterdi
Kuzular meleşir horoz öterdi
Çiğdem çiçek açar nevruz biterdi
Gelinciğin gülü geçti aklımdan

Sıcak olur bizi yakardı yazlar
Baharda mayısta koyunlar kuzlar
Yemlik toplar idi gelinler kızlar
Baş örttüğü şalı geçti aklımdan

Güz gelince çiftçi tohum ekerdi
Bereket fışkırır başak dökerdi
Kağnılar harmana ekin çekerdi
Tarlaların yolu geçti aklımdan

Kırk ikindi yağar ıslardı bizi
Kışın toplaridik koyunun yüzü
Üşüyünce tatlı tandırın közü Kur
Kuru çayda seli geçti aklımdan

Tabiat uyanır bahar gelince
Her çiçek gülümser açar halince
Arı şarkı söyler gülün dilince
Petek petek balı geçti aklımdan

Çocuğa topraktan höllük elenir
Ninniler söyleyip belek belenir
Ziyaret Tepe’de dilek dilenir
Dua eden dili geçti aklımdan

Bağladı yolumu hasret marazı
Çoğundan vazgeçtim bulamam azı
Kaysıyı cevizi dutu kirazı
Meyve yüklü dalı geçti aklımdan

BEKİR der özledim yazı yabanı
Halıyı kilimi kara sabanı
Yörenin rehberi fakir çobanı
Rabb’imin o kulu geçti aklımdan...>>


Gel Anlat Bana

Ne bende var oldun ne sırra erdim
Neciyim ben kimim gel anlat bana
Topraktan çıkmışım toprağa girdim
Neciyim ben kimim gel anlat bana

Ateşler eritmez sular ıslamaz
Görenler tanımaz kısmet beslemez
Hiçbir inci yakut şehrim süslemez
Neciyim ben kimim gel anlat bana

Aynaya bakınca görünür âlem
Yazılmak istedim yazmıyor kalem
Anlatayım dedim yetmedi kelam
Neciyim ben kimim gel anlat bana

Bazı gökte oldum bazı da yerde
Dolup boşaldığım kabım o serde
Bazen ilaç oldum onulmaz derde
Neciyim ben kimim gel anlat bana

Kâinata zerre zerre düzüldüm
Elekten elendim çarkta ezildim
Asumanda gezdim yere süzüldüm
Neciyim ben kimim gel anlat bana

Araştırdım mücevheri madeni
Gülden zarif bu insanın bedeni
İHLÂSÎ’yim çözemedim ben beni
Neciyim ben kimim gel anlat bana...>>


Gel de Çöz

Yüzüm döndüm karar kıldım ben yüze
Doksan dokuz düğüm atmış gel de çöz
Yetmiş iki pınar çağlayan göze
Ruh bedenden önce almış gel de çöz

Kırkı bildim kırka eğilir başım
Ömür yaprağında dikili taşım
Can üflerse vücut bulur naaşım
Babam yokken nasıl bulmuş gel de çöz

Otuzda karar kıl bağla dilini
Sarıl kopmaz ipe bağla belini
Ciğerine girip çıkan yelini
Estirmeden nasıl salmış gel de çöz

Ondan geldim evvel O’nu görmeden
Göremezsin emaneti vermeden
Bilemezsin sırlarını girmeden
Fersah fersah yollar almış gel de çöz

Yedi dedim üçe götürdü beni
Bir nutfeden önce yetirdi beni
Sonra can içinde bitirdi beni
Can dediğin nasıl halmiş gel de çöz

İHLASÎ âlemin güneş ay’ına
Bindim boş hayatın deli tayına
Çoktan aza doğru düşen payına
Her şeyini Bir’de bulmuş gel de çöz...>>


Gel Gel

Kime nispet yaptın kınalar yaktın
Alları giydin de altınlar taktın
Gurbet ele gidip beni bıraktın
Hasretin gönlümde tüterken gel gel

Sevdim de her gece büründüm gama
Paramparça gönlüm tutmuyor yama
Kerem'den Mecnun'dan dertliyim ama
Tan ağarıp şafak atarken gel gel

Duman çöktü karakıştan farkım yok
Bendim dolu amma akan arkım yok
Felek gibi dönen dişli çarkım yok
Yanan bu yüreğim tüterken gel gel

Kendimi bağladım yârin peşine
Rastlamadım menendine eşine
Muhtacım gözünün o güneşine
Sevdan bu gönlümde yatarken gel gel

Bahar geldi çiçek açtı bembeyaz
Meyve tuttu diktiğimiz o kiraz
İnsaf eyle geleceksen gel biraz
Ömrümün güneşi batarken gel gel

İHLÂSÎ'yim cefan ile yarıştım
Yollarında toz toprağa karıştım
Çekip gittin ben aşkınla uğraştım
Vade yetti mühlet biterken gel gel...>>


Geldi Geçti

Görmeyeli hayli oldu
Beni derde saldı geçti
Bunca yıldır olan oldu
Artık gönlüm soldu geçti

Vebalimi alan gelsin
Yüreğimi bölen gelsin
Beni derde salan gelsin
Eller bana güldü geçti

Sen el vurma tabip bana
Haber salın o canana
Ellerine yaksın kına
Tam ortadan böldü geçti

Gün dolandı güneş battı
Kader gurbet ele attı
Köle pazarında sattı
Ömrüm heder oldu geçti

Unuttu mu sormadı hiç
Soldu tenim çürüdü iç
Zaman geçti artık çok geç
Kader beni sildi geçti

Mevsim bitti yıl dolandı
Seni sevip oyalandı
Sokan beni bir yılandı
Zehirleyip deldi geçti

Umutsuzluk çöktü bana
Gülüm gazel döktü bana
Hasret kılıç çekti bana
Dilim dilim dildi geçti

Dert bağrımda alay alay
BEKİR sona geldi hay hay
Yaşanmamış hikâye say
Hayal oldu geldi geçti...>>


Gelen Gitti Birer Birer

Bu dünyayı kadim sanma
Gelen gitti birer birer
Süsüne bakıp da kanma
Gülen gitti birer birer

Bilmem daha ne beklerim
Fayda vermez emeklerim
Anam babam sevdiklerim
Ölen gitti birer birer

Var mıdır da gelip kalan
Anladım ki bura yalan
Nasibin kısmetin alan
Alan gitti birer birer

Kanat vermiş tüy telekten
Çark döner eler elekten
Kim çalmış murat felekten
Çalan gitti birer birer

Can içinde bir can yaşar
Güneş doğar güneş aşar
İHLÂSÎ kendine şaşar
Bilen gitti birer birer...>>


Gelir Peş Peşe

Felek sillesini vurmaya görsün
Vurunca üst üste gelir hepisi
Dalını kolunu kırmaya görsün
Kırınca üst üste gelir hepisi

Doğrultmaz belini gelir peş peşe
Huzurun kaçıp da gidince neşe
Gizlice özünü derin ateşe
Sürünce üst üste gelir hepisi

Sırtına dağları bindirir yıkar
Dizlerini kırar indirir yıkar
Umudun ocağın söndürür yıkar
Girince üst üste gelir hepisi

İflah olmaz o açtığı yâreler
Coşkun olur gözündeki dereler
Toparlatmaz pare pare pareler
Serince üst üste gelir hepisi

İHLÂSÎ ezilip süzüldü başta
Toprak yoksa tohum biter mi taşta
Bahar gelmez olur kalırsın kışta
Durunca üst üste gelir hepisi...>>


Gelmedin

Kaç güz oldu sen gideli sevgilim
Çayır çimen çiçek açtı gelmedin
Viran oldu hem vatanım hem ilim
Hazan geldi ömrüm geçti gelmedin

Göçmen kuşlar geldi ibibik öttü
Hasretin içimde yandı da tüttü
Burçaklar sarardı ekinler yetti
Irgat tarlaları biçti gelmedin

Sordular yaramı dedim derinde
Göğsümün içinde orta yerinde
Boğuldum ecelin soğuk terinde
Gözlerimden uyku kaçtı gelmedin

Kuşburnular oldu bozuldu bostan
Umudum kesildi ahbaptan dosttan
Kutnu kumaş o giydiğin libastan
Yuna yuna kokun uçtu gelmedin

Zalim yâri özledikçe özledim
Yandım yüreğimde ateş közledim
Yıllar yılı yollarını gözledim
İHLASÎ zehiri içti gelmedin...>>


Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com