ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
        Aşık Büryani

Aşık Büryani   
Cevahirden köşkün yapıp otursa
Altın tabak ile taam getirse
Pir mürşidi bilmez yolu yitirse 
Menzil almaz yola gitse ne fayda



            Büryani çağırır eleman aman 
           Kerbela gülüdür billah bu zaman 
           Dilde beli deyip gönülde güman
           Hak'ka ikrar verdim dese ne fayda


      1926 yılında Kısas'ta doğmuştur. Asıl adı Hamdullah Aykut'tur. Aşık Dertli Divani'nin de babasıdır. Önce Hamdullah sonra Kemteri mahlasıyla tapşıran aşık, Büryani mahlasını nasıl aldığını el yazması defterinde şöyle anlatmaktadır. "23.3.1977 günü Hacı Bektaş-ı Veli evlatlarından Muharrem Sefa Efendi bize geldi. Yanında Gazi Antep'in Haral Köyü'nden Ali Dede, Adanalı Mürteza Dede ve hanımı bize geldiler. 23 Mart'ı 24'e bağlayan gece muhabbete başlandı. Aşık arkadaşlardan deyiş söylemeye fırsat bulamadım. Halime agah olan o Sultan nutkeyledi. Üç parça söyledim. İrticalen söyleyişimizi çok şükür kabul kıldı. Mahlasımı Büryani koydu.''

Hamdullah Aykut o gece irticali söylediği deyişinin son dörtlüğünü şöyle bitirir;
''Arşın demanında Nebi-yi zişan
Akıl idrak etmez bu sırra insan 
Hamdullah ciğerim olmuştur Büryan
Yandım ateşine İmam Hüseyin''

M. Sefa Efendi son mısrada büryan sözcüğünü duyar duymaz Hamdullah'a, Büryani diye seslenir ve mahlasını koyar. Ondan sonra aşık şiirlerinde Büryani diye tapşırır. Dedelikte yapan Büryani Kısas'ın eşrafından olup güçlü aşıklarındandır. Eski ve yeni yazıyı bilen, çok kitap okuyan ileri görüşlü Aşık Büryani 7.11.1990 tarihinde vefat etmiştir.

 

Harran'da Bir Türkmen Köyü: Kısas
Halil Atılgan - Mehmet Acet
Kültür Bakanlığı



Eserlerinden bazıları:

NE FAYDA

Cevahirden köşkün yapıp otursa
Altın tabak ile taam getirse
Pir mürşidi bilmez yolu yitirse 
Menzil almaz yola gitse ne fayda

Doğuştan insanda Hak hal olmasa 
Malı canı Pir uğruna vermese 
İkrara bend'olup gelmezse
Yol oğluyam dese ona ne fayda

Büryani çağırır eleman aman 
Kerbela gülüdür billah bu zaman 
Dilde beli deyip gönülde güman
Hak'ka ikrar verdim dese ne fayda


BİLMEM NE HALDIR

Var mı bencileyin bir bahtı kara
Açıldı yürekte her türlü yare
Vardım bir tabibe melhemi süre 
Sürmedi sultanım bilmem ne haldır

Erenler kapısı dar'ül amandır
Muradım ki aşkın narına yandır 
Gönüller sultanım tahtıma kondur 
Konmadı sultanım bilmem ne haldır

Kusurum günahım gayette çoktur 
Gafur'sun Rahim'sin şek şüphem yoktur 
Kuiuna mürvetin ihsanın çoktur
Na ümit olamam bilmem ne haldır

Mürvete geldim ey nesl-i Hünkar 
Affetmek şanındır edemem inkar
Hel ata şanında oldu aşikar
Dokuza bağladı bilmem ne haldır

Epsem ol Büryani bulunur çare
Kadir Mevla'm sen bildir yare
Hele noksanını özünde ara
Sabreyle ey gönül bilmem ne haldır
GELDİK BU HANA

Gel beri güftumu güş eyle gafil
Bilmez misin niye geldin cihana 
Elest ü bezmini hele bir düşün 
İspatı imtihan geldik bu hana

Şu fani dünyanın sefası yoktur
İkrar bend olana cefası çoktur 
Dört kapı kırk makam cümlesi haktır 
Var ilet özünü şah-ı hübana

Vefasız bu yola basamaz kadem 
Fehmeyle bu sözü adem ol adem 
Zikreyle Muhammet Ali'yi her dem 
Der Büryani vuslat olduk canana


SULTANIM

Canlı cansız cümlemiz bir nesneden
Varoluyor bu bir hikmet sultanım
Canana akıtır bu can-ı beden
Kabul etmek cana minnet sultanım

Sevip aşık olmak ezelden bahtım
Yar sana kadimdir ikrarım ahtım
Senin çün bezendi sinemde tahtım
Aha teslim oldum hükmet sultanım

Büryani'yem geldim mürvete düştüm
Canımdan malımdan serimden geçtim
Gerçi ezel aşkın meyinden içtim
Dest-i kudretinle lütfet sultanım








 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com