ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
        Seyyid Nizamoğlu

     Yandıklarım şam-ü seher
     Senden midir benden midir
     Başımdaki aşktan eser
     Senden midir benden midir

           Seyyid Nizam Oğlu'n sana al
           Benliksiz senden yana
           Sen ben sözü bilmem bana
           Senden midir benden midir

 


    Yaşamı ve kişiliği hakkında doyurucu bilgi bulunmayan ancak, çağının tanınmış ve büyük saygı görmüş ozanlarından biri olan Seyyid Seyfullah Kasım Efendi (Nizam Oğlu) XVI. yüzyılın başında İstanbul'da doğdu.

Babası, İmam Zeynel Abidin soyundan ve büyük şeyhlerden Seyyid Nizamüddin hazretleridir ki İstanbul'da Silivrikapısı dışında bulunan ve kendi adıyla anılan camiin içinde gömülüdür. Şiirlerinde Seyyid Seyfullah, Seyyid Seyfi, Seyyid Nizamoğlu, Seyfi adlarını tapşırmıştır.

Seyyid Seyfullah, Osmanlı hükümdarlarından III. Murad Han devrinde (1574-1595) ününü duyurmaya başladı. Bu dönem içinde Osmanlı Devleti'nin her yönden düzeni bozulmaya başlar. Devamlı savaşlar yüzünden ekonomik durumun bozulduğu, rüşvet karşılığı memuriyetlerin satılmaya başlandığı, reaya'nın fazla vergiler yüzünden köylerini bıraktığı, bunun kötü sonuçlar doğurduğu, bilgisizlik ve taassub'un arttığı, Nizam Oğlu'nun şu beyitlerinden de anlaşılmaktadır:

Zulm ile doldu dünya yokdur huzura imkan
Ma'mur olan yerleri zalimler etti viran
Alem harab'a vardı yıkıldı Mülk-i Osman
Kan ağlasun reaya çak edüben giriban

Nizam Oğlu iyi bir eğitim ve öğrenim görmüş, çağının gereği olan şeriat ve tarikat ilimlerini öğrenmiş, aydın bir zümre içinde yaşamış ve yazdığı didaktik şiirlerinde bütün mutasavvıflar gibi o da; nefsini bilmeyenlere, dünya malına tapanlara, riyakarlara, sofulara çatan ifadeleriyle, bir çok tekke şairlerini geçmiştir. İlahi'leri bestelenerek tekkelerde, ayin-i cem'lerde sonraki yüzyıllarda okunmuştur.

Bu aşk bir bahr-i umman'dır buna hadd ü kenar olmaz
Delilim sırr-ı Kur'an'dır bunu bilende ar olmaz

diye başlayan ünlü ilahisi de bazı şairler tarafından şerh edilmiştir. İnsan yapısına, özüne sezgi ipleri uzatarak inciler toplamaya çalışır.

Onaltıncı yüzyıl tekke şiiri'nin en büyük temsilcilerinden biri olan şairin divan'ı şekil olarak divan ve saz şiirleri üslubunda yazılmış lirik-didaktik ilahilerle bezenmiştir. Divan şiiri türündeki manzumelerinde özellikle Nesimi edası görülür:

Saçm Ve'lleyli yüzün Ve'dduha'dır
Cemalin pertev-i nur-i Huda'dır

Yüzünde ayet-i Kur'an yazılmış
Anı kim okumaz Hak'dan cüda'dır
Senin Seyyid Nizam Oğlu yolunda
Nesimi gibi can verse revadır

Nazm'ı genellikle dile canlı, içten ve akıcı olan şairin en önemli ve değerli şiirleri arasında yer alır. Önemli şiirleri, saz şiiri tarzında yazdıklarıdır. Aruz vezninde başarılı görülmese de, hece'de yeni bir dil ve duygu getirdiği açıktır:

Hey yol erkan kardaşları sizin olsun bu yol erkan
Ben bir aceb derde düşdüm bulunmaya gibi derman
Hicab oldu benlik bana gidemedim dostdan yana
Ben benliğimden geçmeğe şeyh elin tutmaya geldim

Hece ile yazdığı şiirlerinde genellikle Yunus Emre eda'sı açıkça görülür:

Çünki ben yar ile yar'im Mansur oldum dikin dar'ım
Nesimi'yem yüzün derim assı ziyan olmaz bana
Görün Seyyid Seyfullah'ı kendinde bulmuş Allah'ı
Ben dost'u buldum billahi şekk ü güman olmaz bana

Çağında tartışma konularından biri olan sema'ın helalliğine de değiniyor:

Ya Rabbi aşkın ver bana hü diyeyim döne döne
Aşık olayım ben sana hü diyeyim döne döne
Şiirlerinde, örneğin aşağıdaki beyitte olduğu gibi:
Bende-i Al-i Aba'yım Ehi-i Beyt'in kemteri
Sevmezem Al- i Yezid'i Ca'feri'yem Ca'feri

diyerek, İmam Ca'fer-i Sadık (a.s.) mezhebinden olduğunu söyler.

Şiirlerinde Nizam Oğlu mahlasını kullanan şair, Halveti Tarikatı'nın Sinaniyye Şubesini kuran ünlü mutasavvıf İbrahim Ümmi Sinan hazretlerinin baş halifesi'dir. Alim bir zat olan Ümmi Sinan (öl. 1551), gördüğü bir rüya üzerine Ümmi lakabını almıştır. Aslen Bursa'lı olduğu rivayet edilir. İstanbul'da Eyyüb Sultan (r.a.) Camii yöresinde Oluklu Bayır denilen yerde, halifelerinden Nasuh Efendi tarafından yaptırılan Dergah'ında gömülüdür.

Ümmi Sinan'dan sonra yaşamış olan, yine Halvetiyye'den -Niyazi -i Mısri'nin mürşidi Elmalı'lı Şeyh Muhammed Sinan da (öl. 1664), Sinan Ümmi lakabıyla bilinir.

Nizam Oğlu'nun edebi kişiliğinin oluşmasında, hemen her şairimizde olduğu gibi, tasavvuf düşünce ve inançlarının büyük etkisi vardır.

Eşrefoğlu Rumi'den sonra Yunus'u en iyi temsil eden Nizam Oğlu'dur. Hayatı hakkında geniş bilgimiz olmasa da, düşüncesini ve şiir gücünü kendisinden, kendi manzumelerinden öğrenebiliyoruz. Mensur eserlerinden Tac-Name ve Miftah-ı Vahdet-i Vücüd da eski harflerle yayınlanmıştır. İstanbul'da H. 1010 (M. 1601) yılında vefat eden Seyyid Seyfullah (Nizam Oğlu) hazretlerinin kabri, Silivrikapı yöresinde, Emirler Mahallesindendir.

Divan'ı ile manzum eserleri H. 1326 (M. 1908) yılında bir arada yayınlanan şairin külliyatı, bu defa yeni harflerimizle aynen yayınlanarak, Ehl-i Beyt'i seven canlara ve edebiyatçılarımızla bütün okuyuculara sunulmuştur.

 

Seyyid Nizamoğlu Hayatı-Eserleri -Divanı
Mehmet Yaman
Can Yayınları Adil Atalay 


Eserlerinden bazıları:

1
Bir dertliyem derdim vardır
Ya ben nice dönmiyeyim
Herdem işim ah ü zardır
Ya ben nice dönmiyeyim

Aşk odu yürekde yanar
Beni gören mecnun sanar
Gökyüzünde ay gün döner
Ya ben nice dönmiyeyim

Gel şekki gönülden gider
Müminlerde inkar nider
Meleklerde arş devreder
Ya ben nice dönmiyeyim

Biziz ümmet-i naciler
Din yolunda duacılar
Kabe'de döner hacılar
Ya ben nice dönmiyeyim

Bu sırra münkirler ermez
Dost yolunu körler görmez
Çarh-ı felek döner durmaz
Ya ben nice dönmiyeyim

Yeller eser deniz coşar
Irmaklar dağlardan aşar
Döne döne sular taşar
Ya ben nice dönmiyeyim

Seyyid Nizamoğlu tekdir
Münafığın işi şektir
Evvel ahır dönmek haktır
Ya ben nice dönmiyeyim


2
Dışın göndür için kandır
N'ene mağrur olursun se
Kılmadın emri sultan ne
N'ene mağrur olursun sen

Vücudun ma-i mühmelden
Sonu Hak ile yeksandır
Yaratdı haalık-ı alem
N'ene mağrur olursun sen

Cihana sığmayıp doymaz
İken bu mülk-i dünyaya
Yerin bir kuru virandır
N'ene mağrur olursun sen

Tutalım padişah oldun
Bu alem Şark ü Garbına
Sonu hasretle efgandır
N'ene mağrur olursun sen

Meğer Seyyid Nizam Oğlu
Sanırsın sen seni sensin
Cihanın varı gufrandır
N'ene mağrur olursun sen


3
Yandıklarım şam-ü seher
Senden midir benden midir
Başımdaki aşktan eser
Senden midir benden midir

Terk ettiğim can ü teni
Yoğ ettiğim hem ben beni
Her gördüğüm sanmak seni
Senden midir benden midir

Bağrımdaki başım benim
Gözümdeki yaşım benim
Ah oldu yoldaşım benim
Senden midir benden midir

Nalanım erdi göklere
Düşmeli oldum dağlara
Erişdiğim bu çağlara
Senden midir benden midir

Seyyid Nizam Oğlu'n sana al
Benliksiz senden yana
Sen ben sözü bilmem bana
Senden midir benden midir
  4
Cümle Dünya Sizin Olsun
Bir Dost Bir Post Yeter Bana
Atlas Diba Sizin Olsun
Bir Dost Bir Post Yeter Bana

Beyler Tahtından İnerler
Ayaksız Ata Binerler
Toprağa Gömüp Dönerler
Bir Dost Bir Post Yeter Bana

Sanır Mısın Kalsan Gerek
Bilirmisin N'olsan Gerek
Bin Yıl Yaşar Ölse Gerek
Bir Dost Bir Post Yeter Bana

Karün Malın Verirlerse
Beni Sultan Kılurlarsa
Alem Kulum Olurlarsa
Bir Dost Bir Post Yeter Bana

Sonu Yok Devletden Bolur
Ecel Gelir Seni Bulur
Seyit Seyfi İşin Bilir
Bir Dost Bir Post Yeter Bana

5
Behey biçare miskin bu cihana
Yiyip içmeğe mi geldim sanırsın
Bir iki cifeye oldunsa kuzgun
Sen seni kimse mi bildim sanırsın

Donuzlan böceği gibi duruşdun
Cihanın tersini yığdın çalışdın
Tutalım cümle dünyaya erişdin
Fenadır akıbet n'oldum sanırsın

Gönül mülkünü tutmuş hubb-i dünya
Ne yerin kaldı Hak ede tecella
Gözün gafletden uyanmadı kat'a
Hakikat alemin gördüm sanırsın

Senin nefsin seni yoldan şaşırmış
Bela mevcini başından aşırmış
Cenabından Hakk'ı mahrum düşürmüş
Temaşa bu ki sen erdim sanırsın

Efendi bey dediklerine halkın
İnandın hey zavallı gitdi aklın
Çağırtdın sen sana namını Hakk'ın
Hakk'ı Fir'avunken buldum sanırsın

Çalış Seyyid Nizam Oğlu seni sen
Ara yerden çıkar kalmaya sen ben
İkilik gitmeden dahi aradan
Hakkın birliğini bildim sanırsın

6
Bu aşk bir bahr-i ummandır
Buna hadd ü kenar olmaz
Delilim sırr-ı Kur’andır
Bunu bilene de ar olmaz

Süre geldik ezeliden
Pirim Muhammed Ali’den
Şerab-ı la-yezaliden
İçenlerde humar olmaz

Eğer aşık isen yare
Sakın aldanma ağyare
Düş İbrahim gibi nare
Bu gülşende yanar olmaz

Kıyamazsan başa ü cana
Uzak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar
Kesilir hiç sorar olmaz

Hakk ile hak olanlara
Kendi özün bilenlere
Dost yolunda ölenlere
Kan bahası dinar olmaz.

Bak şu Mansur’un işine
Halkı üşürmüş başına
Enel Hakk’ın firaşına
Düşenlere timar olmaz

Seyfullah sözünde mesttir
Şeyhinden aldığı desttir
Divane-ra kalem nist'dir
Ne söylese kanar olmaz.

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com