ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
 


     BAĞLAMA VE BAĞLAMA AİLESİNİN TANIMLANMASINDAKİ SORUNLAR
 

İrfan KURT*
 

    T.H. Müziğinin temel sazı olan Bağlama; Şaman dininde ki Bahşi ozanlardan günümüze Eğitme,öğretme, yol gösterme, birlik ve beraberliği sağlama, düşündürme, tedavi etme, eğlendirme görevlerinin yanı sıra gücün ve kudretin de sembolü olmuştur. Toplumun her türlü duygularının yansıtılmasında çok önemli bir rolü vardır. Bazen “Telli Kuran” denilebilecek kadar kutsal sayılmış,değer verilmiştir. Yüklendiği görev nedeni ile bir çalgı olmanın çok ötesine geçmiştir.

“Ağır Yükü Hafif Darası Vardır.” (Yetik Ozan)

Ve bizim ulusal Çalgımızdır.

Bu kadar yaygın ve çeşitliliği olan bir çalgının isimlendirilmesinde ve sınıflandırılmasında karşımıza bazı sorunların çıkması da doğaldır.

En göze batan sorun Bağlama ailesinin sıralamasında dır. Bir çok kaynakta (Müzik Ansiklopedisi, Kültür Bakanlığının bazı yayınları, M. Özbek, Türk Halk Müziği Nazariyatı-Atınç Emnalar vb..) Bu sıralamada:

DİVAN
BAĞLAMA
TANBURA (Bazlarında TAMBURA)
CURA

Şeklinde bir yanılgı vardır. Ve Tanbura Bağlamadan küçük bir saz olarak gösterilmektedir.

Ayrıca Divan Sazı’nın bir boy büyüğüne Meydan Sazı denilmekte ve meydanlarda çalındığı için bu adı aldığı şeklinde yanlış bir ifade kullanılmaktadır.!

Eskişehir Anadolu Ün. Açık Öğretim Fak. T.R.T.4‘deki eğitim yayında Bağlama Ailesi tanıtılırken; “ailenin en küçük üyesi curadır”; Bağlama ailesinin Cura’ dan sonraki sazı Tanbura’dır şeklinde bir açıklama yapıldıktan sonra bağlamadan küçük bir sazdır, ifadesi kullanılıp, Ankara’nın meşhur “Şeker oğlan” (Yandım Şeker) oyun havası kısa saplı bir bağlamayla ve bağlama düzeninde icra edilmiştir ve buna Tanbura denmiştir. (Şeker Oğlan bilindiği gibi Bağlama düzeninde icra edilen bir ezgidir.) Daha sonra bağlama ve divan sazı tanıtılıp, bozuk düzeninde örnekler verilmiştir. Bu örnekte de Tanbura ve Bağlama tanıtımları arasında bir çelişki vardır.

Bağlama ailesindeki sazların genel adı ve deyimi olan bu kelimenin tarihine,geleneğine kısaca bir göz atmakta yarar vardır.

Bağlama: diğer Orta Asya kökenli sazlar gibi kopuzdan türemiştir. Kopuz da genel bir deyimdir ve bir çok çeşidi vardır. Kıl kopuz, oklu kopuz çertme kopuz, çerti kopuz, kollu kopuz(kolça kopuz) vb.

Kolça kopuzun yani kollu kopuzun koluna perde bağlanmasıyla ortaya çıkan bu tür kopuza daha sonraki dönemlerde bağlama denmiştir. (Türklerde tel takmaya da bağlama denilmektedir.)

Evliya Çelebi’ de Bağlama kelimesine rastlanmamaktadır. M.R. Gazimihal, Ülkelerde Kopuz ve Tezeneli Sazlarımız isimli kitabında “Belki de şehirlerde yok, köy ve aşiretlerde vardı. O yüzden Evliya haberdar olmadı.” Demektedir.

Bağlama adı 17.yy’dan sonra daha yaygın olarak kullanılmış,günümüzde de bağlama ailesindeki sazların genel adı olmuştur.

Bağlama; geçmişten günümüze, yapılarına, boy ve ebatlarına, düzenlerine, tel ve perde sayılarına, çalınış biçimlerine, kavim ve aşiretlere,bölgelere göre bir çok farklı isimlerle anılmıştır:

Kopuz, Komus, Saz, Sazılak, Bozuk, Boz ok, Çöğür, Çanğür, Çağur, Ruzba ,Irızva,Tanbura, Dombra, Dutar, Dıngıra, Dıngırdak, Destek, İki telli, Çiftetelli, Bulgari. Baz, Berene, Çeşte, Karadüzen, Harek vb.

Anadolu’da yakın zamana kadar SAZ kelimesi de çok yaygın bir biçimde kullanılmıştır ve kullanılmaya devam etmektedir.

Farsça kökenli olan bu kelime, bugün bütün enstrümanların genel adı olmakla birlikte bağlama ailesindeki sazları anlatmak için genel anlamda kullanılmıştır.

Anadolu’da bağlama ve türlerine saz denildiği halde kaval, zurna,kemane vb. sazlar için bu kelime kullanılmamıştır. Yani bir anlamda bağlama ve türleri için kullanılmıştır. Bağlama kelimesi 17.yy’dan itibaren görülmesine rağmen, kopuzun bazı türlerine saz denilmesi 15.yy’a rastlar.

Bu kelime,düzen ve ebat belirtmeksizin kullanılması yanı sıra (–Örneğin Aşık Veysel Bağlama Düzeni çalmasına rağmen –Ben gidersem sazım/Sen kal dünyada - Şu sazıma bir düzen ver-gibi) Birçok yöremizde de Bozuk Düzeni ile çalınan büyükçe sazlara SAZ denilmektedir. Orta Anadolu’da özellikle Kırşehir,Ankara,Niğde,Konya vb. yörelerde bu kelime hem düzen hem de ebat belirtmektedir. Re perdesi üzerinde karar vererek çalınanlara da KARA DÜZEN denilmektedir.(birçok kaynakta Kara Düzen kelimesi hem bir saz çeşidi hem de bir düzen çeşidi olarak farklı farklı anlatılmaktadır. Irızva’nın bir çeşidine de Kara Düzen denmektedir.) Konya’ya bir seyahatim sırasında Bağlama çalanlarla tanışmak istediğimde orta yaş üzerinde olan birkaç sazcının “Biz Bağlama çalmayız,Biz saz çalarız;Bağlamayı Bektaşiler çalar” dediklerine şahit oldum. Burada görüldüğü gibi bağlama ve saz kelimelerinin arasında bir ayrım yapılmaktadır.

Bağlama ve Saz telaffuzlarının yanı sıra “Bozuk” “Bozuk düzeni” “Boz ok” kelimesine de sıkça rastlanmaktadır. Boz-Ok Türkmenleri’nin çaldığı sazdan ismini aldığı kaynaklarda belirtilmektedir. Günümüzde de Güneydoğu Anadolu’nun bazı yörelerinde Bozok şeklinde telaffuz edilir. Ayrıca Kastamonu, Çankırı, Sinop gibi yörelerde bir bağlama çeşidinin de adı “Bozuk”tur.

Bozuk kelimesine Kütahya, Afyon, Uşak, Isparta ve Denizli taraflarında da rastlanmaktadır ve bu bir düzen olmanın yanı sıra bir saz çeşididir. Zaman zaman “Bozuk Düzen” olarak yanlış telaffuz edilen bu deyimin bozuk sazının düzeni anlamında Bozuk Düzeni olarak kullanılması gerekmektedir.

Yunanistan’a konser amaçlı birçok seyahatim olmuştur. Atina’da gezdiğim bir müzede geleneksel sazlarının sergilendiği bölümde Cura-Saz-Buzuki (Bozuk) örneklerine rastladım. Bu sazların da bizimkilerden pek farklı bir tarafı yoktu. Ayrıca yine Atina’da Türkiye’den göç etmiş A. Kikiriadis adında bir Buzuki yapımcısıyla tanıştım. Dükkanda hoş bir sürprizle karşılaştım. Çünkü “Bağlamada Düzen ve Pozisyon” Pan Yayıncılık –1989 isimli kitabımı rafından indirip bana gösterdi. Konuşmamız sırasında geleneksel anlamda Buzuki yaptığını, ve bunun üç sıra telli olduğunu anlattı. İsminin de “Bozuk”tan geldiğini söyledi. Hatta daha sonraları ben ona saz teli ve burgu gibi malzemeler gönderdim.Buzuki’nin Bozuk’tan türediğini o yıllarda tutuculuk ve şövenistlik olarak algılanmaması açısından çok fazla telaffuz etmedim.

Ama “THE ILLUSTRATED ENCYCLOPEDIA of MUSICAL INSTRUMENTS” Könemann 2000 isimli müzik ansiklopedisinde aynen şöyle bir cümleye rastladım: “The popular Greek bozouki evolved from the saz” –Sayfa 113;Paragraf 1 . Burada da Buzuki’nin bizim sazımızdan türediği anlatılmaktadır.

M.R.Gazimihal’de de Bozuk: “Saplı sazların muahhar bir nevîdir. Zil takımına bir tel katmakla yedi telli olarak yapılmıştır.” denmektedir.

Tanbura tanımlamasına gelindiğinde ise :

“Orta Asya Türkleri teli çok olan sazlara tambur demişlerdir. Bunların altı çift telleri bulunur, ara teller de on ikiye kadar çıkar. Böylece boyları da normal sazlara göre büyüktür.” (Prof. Dr. Bahattin Ögel TÜRK KÜLTÜR TARİHİNE GİRİŞ isimli kitabından.)

Yine aynı kaynakta “Ancak oralarda çok telli sazlara Danbura,Dombra denmiştir. Bu yörük sazını Arap ve Fars kaynaklarındaki Şeş-tar ile birleştirmek de büyük bir ihtiyatsızlık olur. Tahtacılar’ ın da bu kaynaklardan haberi yoktu.”

Evliya Çelebi tel Tanburacıyan bölümünde şöyle diyordu: “Dört yüz neferdir. Kütahiyye’de İftedli-oğlu telif etmişti. Amma zenpâre sazıdır. Tanbura gibidir. Amma hurde ve tarları üçer tellidir. Perdelidir. Lakin zalim,gayet suzinak sazdır. Mahalle arasında çalınsa,valide ve hemşire ve hala deyzemüz, pencerelere cem olup,bakmaları mukarrerdir.”

Tanbura; görülüyor ki geçmişte büyükçe ve çok telli bir sazdır. Türk Müziği’ndeki Tanbur’dan esinlenildiği söylenilmekle birlikte bunun pek aslı yoktur. Daha çok Kazak,Özbek, Türkistan Türklerinin Danbura ve Dombralarından türemiştir. Evliya Çelebi, Tanbura’nın Maraş’tan çıktığını da söylemektedir. Dulkadiroğulları döneminde bu bölgede daha yaygın olduğu söylenmektedir.

M.R. Gazimihal, Tanbura için: “Boyutlarca Tanbura da Bozuk kadardır. Şekilce bir farklılık yoktur. Düzeni Bozuk’ da ki gibidir. Perde Teşkilatı “on iki telli” denilen saza benzemekle beraber nim sesleri yoktur.”

Yakın tarihimizde ki Tanburacı lâkaplı saz sanatçılarına ve Çaldığı ezgilere baktığımızda bu ezgilerin; ses genişliği, melodik ve ritmik yapıları açısından büyük boy uzun saplı ve çok telli sazlarla icra edildiği görülür.(Tanburacı Osman Pehlivan ve Kol Havası gibi)

Saz çalmaya başladığım 1968 yılından bu yana Tanbura karşıma hep büyükçe bir saz olarak çıkmıştır. Konservatuara başladığım ilk yıllarda (1975-1976)Kasımpaşalı Ali Osman Usta’ya saz yaptırmaya gittiğimde uzun saplı 40cm. tekneli ve 24 perdeli bir saz yapmıştı. Altta iki çelik bir sırma,ortada iki çelik,üstte bir çelik bir sırma olmak üzere yedi teli vardı. Ortadaki iki çelikten birisini (0.30)değiştirip kalın sırma taktı “...ve işte bu şimdi Tanbura oldu” dediğini hiç unutmam. Aynı dönemlerde gerek TRT’deki gerekse müzik piyasasındaki birçok icralarda Bağlama sanatçısı olarak bulundum. Uzun saplı ve Bozuk Düzen çaldığımız sazlara hep Tanbura dendi. Bağlama Düzenin de çalınan ve Bozuk Düzenin La Kabul edilen Alt teline göre Alt teli Re sesine çekebildiğimiz, Düzenini de Re –Sol- La Yaptığımız 34-36 tekne boyunda uzun saplı sazlara Bağlama denildi. Bu boy Sazlara aynı Dönemde Bazı Saz yapımcıları Çöğür de demişlerdir. 1980 Yılların Başından itibaren de 40 cm. tekne 53 cm sap boyu olan Tanbura nın sapı kısaltılarak 40cm tekne boyu 40 cm sap boyu olan kısa saplı Bağlamalar yaygınlaştı. Bunların tel boyu, 34 cm. lik tekne boyu olan Bağlamaların Tel Boylarıyla aynıdır.(72cm) Şimdiler de Kısa Sap olarak Yaygınlaşmıştır. Bağlama Düzeni “Kısa Sap” Bozuk Düzeni de “Uzun Sap “Olmuştur.(Bu Konudaki Eleştirilerim Folklor Halk Bilim dergisin de “Kısa Sap-Uzun Sap Meselesi “Adı altında yayımlanmıştır.)

Bağlama Düzeni Çalma geleneği olan yörelerimizde Bağlama Boyları Hiçbir zaman Tanbura Boyundan büyük olmamıştır.

Bağlama Ailesindeki sazların genel adı olan Bağlama ile “Bozuk” gerek düzeni gerekse ebatlarıyla birbirlerinden farklı iki sazdır. Farklı Algılanıp farklı ifade edilmelidir.

Aile içindeki sazları tek başına icrâ ettiğimiz durumlarda adına ve büyüklüğüne bakmaksızın istediğimiz düzene akortlayıp çalabiliriz. Bozuk Düzeni ve O nun Alt düzenleri vardır. (Misget, Müstezat, Abdal, Hüdayda vb) Bu Düzenlere ; Bozuk Düzeninin (La-Re- Sol)
üst telini veya orta telini çalınan ezginin Karar sesine Akortlayarak ulaşabiliriz. Fakat Bağlama Düzenini Bozuk Düzeninin Alt Düzeni olarak Düşünemeyiz (La-Re-Mi) Bağlama Düzeninde Çalınan Hiçbir ezgide Mi Kararlı Notaya alınmamıştır. Bağlama Düzeni Başlı başına Bir düzendir. ve Akordu: RE-SOL-LA dır.(Bağlama ailesi Düzenleri Konusu başlı başına incelenmesi gereken ayrı bir konudur. Bu Sempozyumda da aynı oturumda “İki temel düzen olan Bağlama Düzeni ile Bozuk Düzeninin Mukayesesi “ adında Bir konu vardır.)

Divan Sazına gelince ;kaynaklarda aşık sazı olarakta geçmektedir. Divan Meclislerin de çalınan saz anlamında bu ad verilmiştir. Meydan Sazı da aynı anlamdadır Bu Meydan da Divan meclisi veya tekke meydanıdır. Sokaktaki meydan değil.Divan sazının işlevi ve aile içersinde ki sıralamasında her kes hem fikirdir. Ailenin En büyük sazıdır.

Cura; Belki de Kolça Kopuzun Ta Kendisi .Çok farklı şekillerde bir çok düzen ve çeşidi ile Ailenin en küçük üyesi. Anlamı küçük (Hıra) tiz sesli demektir. Halk sazlarımızın Hepsinin cura sı vardır. Günümüz Yaşayan meşhur curacıların dan Fethiye‘li Ramazan Güngör (Topal Ramazan) 3 telli Parmak curasına 3 telli Bağlama ve Kopuz Demektedir. Zeybek, Bozuk, Çiftetelli, Boğma, Kopuz ve Bağlama gibi Düzenler kullanmaktadır. Asıl düzeninin de Bağlama Düzeni olduğunu Söylemektedir.

Toplu icraların yaygınlaşması ve de özellikle “Yurttan Sesler“in etkisi ile T.H.Müziği ve Bağlama da bir çok yeni terimler telaffuz edilmeye başlanmıştır. Bu topluluklarda Değişik boylardaki sazlar Bir birlerinin Oktavları yada dörtlü ve beşlileri şeklinde akordlanıyordu. Ve hepside aynı düzende idi (Divanın oktavı tanbura, Beşlisi Bağlama, Bağlamanın oktavı da cura gibi)

Günümüz toplu icraların da ise Bağlama Ailesi Anlayışı vardır. Bağlama Düzeni ile Bozuk Düzeni birlikte Kullanılabildiği gibi Divan sazı ve yeni geliştirilen“Bas Bağlama bas seslerde cura da tiz seslerde (bas ve tiz oktavlar) kullanılmaktadır.

Bütün bu anlattıklarımdan sonra Bağlamanın dinamiklik kavramı da göz önünde bulundurularak Bağlama ailesi sazları Aşağı da ki gibi olmalıdır.

1- DİVAN SAZI. Tekne Boyu: 50 cm.
Sap Boyu: 66,5 cm
Tel Boyu : 106 cm

2- BOZUK . : Tekne Boyu: 40 cm. (Boz-ok)
Sap Boyu: 53 cm
Tel Boyu : 85 cm

3- BAĞLAMA : . Tekne Boyu: 34 cm. BAĞLAMA (Kısa) . Tekne Boyu: 40 cm
Sap Boyu: 45,3 cm Sap Boyu.40 cm
Tel Boyu : 72 cm Tel Boyu 72 cm

4-CURA . Tekne Boyu: 22cm.
Sap Boyu: 29,3 cm
Tel Boyu : 50 cm

Ayrıca son dönemlerde “BAS BAĞLAMA”da kullanılmaya başlanmıştır. Ezgi çalmaktan Öte Bas partileri ve Ritm ağırlıklıdır. Ailenin dışında isimlendirdiğimiz bu saz: 3 ve 4 telli olarak ta kullanılmaktadır.
 

Saygılarımla İrfan Kurt
* İ.T.Ü. T.M. Devlet Konservatuarı San.Öğr.Gör.


Not: Bu yazı 10. İstanbul Türk Müziği Günleri (04-05 Aralık-2003) - Müzik Araştırmaları Ve Folklor Derlemeleri Sempozyumunda bildiri olarak sunulmuştur.

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com