Ruhsati Şiirleri 11
Var oğul mertoğlu mert ile konuş
Var oğul mertoğlu mert ile konuş Şeker olsa yeme muhannet ile Asıl zade olan azmaz yolundan Can verir uğruna sadakat ile
Zübdeder sözünü yerine göre Harman olur koç yiğit serine göre Düşünür hasmını tavrına göre Boğup ta öldürmez nedamet ile
İptida dayıdan soy olmalıdır Anadan babadan huy olmalıdır Ne alçak ne yüksek boy olmalıdır Gezmeli dillerde diyanet ile
Ruhsat'ım doğruyu eğmeli değil Gücün yettiğine çöğmeli değil Asıl yiğit kendin öğmeli değil Her dem el methetsin şerafet ile...>>
Vardım nazlı yârin ziyaretine
Vardım nazlı yârin ziyaretine Dedim gel gidelim dedi varamam. Dedim bu kadar mı vaz geldin benden Dedi vaz gelmedim amma varamam.
Dedim kuzulara nasıl dayandın. Dedi evvel Allah sana güvendim Dedim aşkın ile odlara yandım Dedi yanıyorsun amma varamam.
Dedim ki benimle ahtın var idi Dedi ki dünyada bahtım yâr idi Dedim benden gönlün ne tez far idi Dedi farimadı amma varamam.
Dedim Ruhsat' mıdır elde iradın Dedi ki mahşere kaldı muradın Dedim kabirde mi beni aradın Dedi arıyorum amma varamam....>>
Vaz gel derler bu sevdadan
Vaz gel derler bu sevdadan Geçersem yâr rıza olmaz Yâd elinden bade sunsam İçersem yâr rıza olmaz.
Dökeyim âbı eşkimi Yıkayım babı köşkünü Her yerde sırrı aşkımı Açarsam yar rıza olmaz.
Âşıkım kapında köle Gelmesün derd ile belâ Başım alıp gurbet ele Geçersem yâr rıza olmaz.
Ruhsatiyim yâre küsüp Acı poyraz gibi esip Yakasız gömleği kesip Biçersem yâr rıza olmaz....>>
Ya ilâhi görünmezden bir devlet
Ya ilâhi görünmezden bir devlet Zekâtını vermez isem geri al. Helâlından dört öküz ver yarabbi; Koşup çifte süremezsem geri al.
Yoksulluğu ezberledim nideyim Verin aşkın badesini yudayım Biraz altun ver ki hacca gideyim Bu kavl üzre duramazsam geri al.
Çok verirsin beynamaza hay'na Saldın beni züğürtlüğün yanına Köprüler yaptıram Tecer suyuna Kagir bina kuramazsam geri al.
Bir söz ver yarabbi göreyim şimdi Yoksulluk elinden ciğerim yandı Üryana bir gömlek yetime hindi Rızacı için saramazsam geri al.
Ne mümkün yarabbim yolundan sapam Ruhsatin terkedip dünyaya sapam Senin rızan için bir oda yapam İki minder seremezsem geri al....>>
Yamacımdan Giden Dilber
Yamacımdan giden dilber Hele dön beri dön beri Kalbinde iman var ise Hele dön beri dön beri
Senin ile hoş pazarım Mecnun oldum hep gezerim Yüzünde kaldı nazarım Hele dön beri dön beri
Kurulmuş kaşların yayı Destinden nuş ettim meyi Seversen Fatma anayı Hele dön beri dön beri
Sayyadım düştüm izine Mailim şirin sözüne Ruhsati kurban gözüne Hele dön beri dön beri...>>
Yâr aşkından büryan oldum kavruldum
Yâr aşkından büryan oldum kavruldum Bir sırrına eremedim neyleyim Olanca emeğim gitti havaya Bir işime yaramadın neyleyim.
Öpemedim hilâl kaşın yayından Sezdirmeden okşasaydım boyundan Soramadım emmi dayı soyundan İkrarında duramadın neyleyim.
Dağlar dayanmıyor ahu zarıma Aşkın dumanı da çöktü serime. Tuzak kurdum yâr düşmedin toruma Bir çift buse veremedin neyleyim.
Ruhsatî'm der benim bunda suçum ne Gitti zalim yetemedim göçüne İkimiz de bir gömleğin içine Tekna bulup giremedim neyleyim....>>
Yâr beni düşürdün dilden dillere
Yâr beni düşürdün dilden dillere İncitme sevdiğim gel yavaş yavaş. Gönlümü döndürdü garip illere Göründü gözüme yol yavaş yavaş.
Boyunu benzettim ben bir fidana Seni seven âşık olur divane Dudağından emsem ben kana kana Aksa tatlı tatlı bal; yavaş yavaş.
Kaşların benziyor mahı hilâla Gözlerin hükmeder yedi kırala Seher vakti yorganını arala Değsin ak göğüse yel; yavaş yavaş.
Öğmüş de yaratmış yaratan seni Ruhsati görünce o siyah beni Yollara düşürdün divane beni Dedin ateşimle öl; yavaş yavaş....>>
Yârin bağçesinde üç gül açılmış
Yârin bağçesinde üç gül açılmış Ak gül kırmızı gül ille sarı gül. Üçü birbirinden fazla saçılmış Ak gül kırmızı gül ille sarı gül.
Biri kirpiğini süzüp geliyor Biri yüreğimi ezip geliyor Birisi zülfünü düzüp geliyor Ak gül kırmızı gül ille sarı gül.
Birinin kaşları benzer hilâle Birinin dudağı dönmüş zülâle Birisi açılmış kırmızı lâle Ak gül kırmızı gül ille sarı gül.
Birisi başına atmış elvala Biri inci mercan takmış ak kola . Biri Acem şalı kuşanmış bele Ak gül kırmızı gül ille sarı gül.
Birisi ah eder artar firkati Birisi çekiyor bülbül hasreti Birin Melekî'ye versin Ruhsatî Ak gül kırmızı gül ille sarı gül....>>
Yatarken seyrimde kırklar destinden
Yatarken seyrimde kırklar destinden İçiren şerbeti sen değil misin? Şirin için nice kayalar delip Öldüren Ferhad'ı sen değil misin?
Kerem de yanmadı Aslı yoluna Mecnûn da gark oldu aşkın seline Beni asıp zülifünün teline Bağlayan kaskatı sen değil misin?
Nice bir çekeyim adû kahrını İçirdin her zaman aşkın zehrini Yıktın viran ettin gönül şehrini Sevmeyen cenneti sen değil misin?
Serimden aklımı alıp yitiren Bir derdimi bin deftere yetiren Âhiri her derdi başa getiren Gurbeti doğuran sen değil misin?
Ulu bezirgandan almalı bacı Arasan bulunmaz dünyanın ucu Nakşi tarikin urunup tacı Giydiren hil'ati sen değil misin?
Rakiybe uyup ta içimi çeküp Gözümün göherin yerlere döküp Kırk iki yaşında belini büküp Kocadan Ruhsati sen değil misin?...>>
Yavrumun vâdesi doldu yıkıldı
Yavrumun vâdesi doldu yıkıldı Bülbülü gelmeyen güllere döndüm Gönül şehri viran oldu yıkıldı Turnası çekilmiş çöllere döndüm.
Aman kadir mevlâm aman elaman! Bu garip başıma yıkıldı devran Bütün zindan oldu gözüme cihan Zây oldu emeğim yellere döndüm.
Vaz geçtim her şeyden sildim süpürdüm Her hesabı bir kapuda bitirdim Bir derdimi bin dertlere yetirdim Lokmansiz hekimsiz ellere döndüm.
Ruhsatî'yim bitirdim baharı yazı Düştü yüreğime bir ince sızı Göçtü bu dünyadan o kişi kızı Yetirdim eşimi dullara döndüm....>>
Yayladan gelirken yolun sağında
Yayladan gelirken yolun sağında Hoş geldin misafir in dedi bana Çıkardı memesin verdi ağzıma Yorgunsun sevdiğim em dedi bana
Gürleyen gök müdür esen yel midir? Arap atı tavlasında bellidir Deste kakül al yanakta gamlıdır İpek kakül değil tel dedi bana
Biçare Ruhsat! hiç haram yemez Birinin sırrını birine demez Boynumuza farzdır beş vakit namaz Ak göğsün üstünde kıl dedi bana...>>
Yenice bir bağa bağıban oldum
Yenice bir bağa bağıban oldum Lebi sükker yanakları al çalar. Kemhalar giyinmiş servi boyuna İnce bele lahuriden şal çalar.
Nereden baksam karşı gelir de Adulardan intikamım alır da Benim mecnûn olduğumu bilir de Emsin diye dudağına bal çalar.
Haşarı hey deli gönül haşarı Ah ettikçe elâ gözler yaşarı Kerem et sevdiğim çıhma dışarı Seher yeli zülüfünden tel çalar.
Güzelliği şu âleme tanıtma Ara yerde nahak yere kan etme Kerem et Ruhsat'ını unutma Düşmanlar sevinip bize el çalar....>>
Yer altında sarı öküz
Yer altında sarı öküz Yüz on dört bin yaşındadır. Mevlâm anı hoş yaratmış Bütün dünya başındadır.
Kendi sarı alnı sakar Dünü günü Hakka bakar Silkince âlemi yıkar Bir büğelek (sinek) peşindedir.
Kuyruğunun ucu ağdır Yelesi Mısır'a çağdır Seksen bin boynuzu sağdır Her birisi dışındadır.
Âşık Ruhsat söyler bunu Dağlardan kalındır gönü Çifte koşaydım onu. Hesap onun işindedir....>>
Yıl olunceyedek gafil gezilmez
Yıl olunceyedek gafil gezilmez Bari devlet mataın pazara harca Bu ömür bir daha geri düzülmez Malın varsa okur yazara harca
Dünyayı boş yere boyla mı dedi Dört kat bina kurup yayla mı dedi Seni halkeyleyen böyle mi dedi Camiye köprüye punara harca
Post bağlayup gezen bütün deli mi Eğer yalan isem kesin dilimi Bir defa fikrine getir ölümü İnadet tokluya davara harca
Bu dünyayı sevüp temel ettiler Ölüm yoktur deye amel ettiler Hey Ruhsati! Ahir ne haml ettiler Götürmezsin yükü semere harca!...>>
Yok ise elde sermayen
Yok ise elde sermayen Muhammede selâvat ver. Temiz, tahir ise mayan Muhammede selâvat ver.
Hem müjde hem şetarettir Hemi haccı ziyarettir Bin günaha kefarettir Muhammede selâvat ver.
Kulum der rahmeti rahman Senden uzak olur şeytan Nasip olur sana iyman Muhammede selâvat ver.
Huriler hak kerim desin Bu zat benim yârim desin Melekler aferin desin Muhammede selâvat ver.
Ruhsati ol Hakka vasıl Varup bir mürşide yasıl Koğdan gaybetten ne hasıl Can Ahmed'e selâvat ver....>>
Yollarına feda canım
Yollarına feda canım Dedim gine inanmadın Ben senin sen de benim Dedim gine inanmadın
Kusurumu söyle benim Çıkarma arşa dumanım Hem dinimsin hem imanım Dedim gine inanmadın
Oğrunda ciğer püryanım Sen oldun gözde seyranım Okumuş ehli Kuranım Dedim gine inanmadın
(Ruhsatim) yoktur devranım Aksine döner kervanım Deminki söze pişmanım Dedim gine inanmadın....>>
Yosmam uzak durma yakın gel yakın
Yosmam uzak durma yakın gel yakın Zemzemesi battı yâr zülüflerin Gönlüme gösterme gözümden sakın Belâdır başıma nâr zülüflerin
Elâ gözler sürmelenmiş süzülmüş Ak gerdana hattı mihrap yazılmış Tel tel olmuş yanaklara düzülmüş Bitirir aklımı sar zülüflerin
İnsaf et sevdiğim azma gel yola Bozarsan ahtmı düşersin dile Yarısın sağa böl yarısın sola Göreni öldürsün mar zülüflerin
(Ruhsati) yim seyif gibi süzüldüm Aşk elinden yana yana ezildim Âşıkların defterine yazıldım Ulusun üstüme ser zülüflerin...>>
Yüz bin tabib olsa ilâç edemez
Yüz bin tabib olsa ilâç edemez Bir kaşı karanın hastasıyım ben Eflâtun derdime çare bulamaz. Sarhoşum o yârin mestisiyim ben
Bağladı düşürdü fendine beni Münasib görmedi kendine beni Ruzü şep düşürdü derdine beni Bağlayım karayı yastasıyım ben.
Fenada bizleri densiz belleme Sevdiğim ol dilber bensiz belleme Sefil Ruhsatî'yi sensiz belleme Güzel sevmenin de hastasıyım ben....>>
Yüzüme bakıp ta hayvan bellemen
Yüzüme bakıp ta hayvan bellemen Nutuk da var lisan da var dil de var. Bir tüccarım yeni bedesten açtım Katmı da var kumaş da var şal da var.
Ateşim de yoktur dumanım tüter Yaramın üstüne yaralar katar Yaz baharın gelmiş bülbüller öter Susam da var sünbül de var gül de var.
Nerede bir pîr görsem hadden aşarım Elini kor ayağına düşerim Sevdiğime ben bir oda döşerim Şeker de var şerbet te var bal da var.
Necat bulmaz münkir ile yalancı İflah olmaz dülger ile palancı Sanmayınız bu Ruhsati dilenci Mansup ta var irad da var mal da var....>>
Zamanenin mahlûkatı
Zamanenin mahlûkatı Bütün dünyaya düşmüşler Ederler dinini yağma Mülkü davaya düşmüşler.
Nisalar açık gezerler Cehennemden od üzerler Melekler günah yazarlar. Âkiller zabe düşmüşler.
Kadı işi yarım görür Hükümetler baştan savur Bayı müftü fetva verir Kuru fetvaya düşmüşler.
Kitaptan kaçan ürkekler Cehennem yolu beklerler Müminim deyu erkekler Acep sevdaya düşmüşler.
Ruhsat bu ne dolaşıklar Karede yanan ışıklar Bu derdi çekmez âşıklar Varup Mevlâya düşmüşler....>>
Zenginin züğürdün vasfın edeyim
Zenginin züğürdün vasfın edeyim Züğürt nere varsa han da bulamaz Zengine baklava börek çekilür Züğürt arpa, darı, nan da bulamaz
Zenginin yoluna çıkarlar karşı Aralıkta kalır züğürdün başı Zenginler giyerler kutnu kumaşı Züğürt bacağına don da bulamaz.
Zenginin yoluna olurlar türap Züğürt nere varsa her işi harap Zenginler giyerler kundura çorap Züğürt ayağına gön de bulamaz.
Zenginin paytonu dağlardan aşar Züğürt düz ovada yolundan şaşar Zenginin helvası balınan pişer Züğürt hellesine un da bulamaz.
Zenginin iki üç kat olur damı. Gece şule vermez züğürdün mumu Kızılırmak gibi zenginin demi Züğürt damarında kan da bulamaz.
Zengin nere varsa ırahat olur Züğürdün her işi kabahat olur Zenginin kefeni dokuz kat olur Züğürt gömleğine yan da bulamaz.
Ruhsat bu güftarı yazar bitirir Züğürdün vasfını dile getirir. Zengin zemheride terler oturur Züğürt Ağustosta gün de bulamaz....>>
Bu bölümde toplam 271 adet Ruhsati şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
|