Ruhsati Şiirleri 6
Gel gönül dünyaya eyleme ülfet
Gel gönül dünyaya eyleme ülfet Nice arifanîar gitti gelmedi Terkeyle elinde var iken fırsat Nice hub zamanlar gitti gelmedi
Hulusu kalb ile sev yaradanı Kün demekle halk eyledi cihanı Muhammed Mustafa canların canı O nuru süphanlar gitti gelmedi
Hiç çıkmıyor derunumdan hayali İsmile müsemma buldu kemali Ebubekir Ömer Osman-u Ali O ehli Kur'anlar gitti gelmedi
Cümle din kardeşi olmuştur razı Ederim ruzu şeb Hakka niyazı Hamza Ebamüslim Battal-ı Gazi O şanlı sultanlar gitti gelmedi
Gördün mü dünyada eğlenip kalmış Saraylar yaptırıp bermurad olmuş Bir gün de derler ki Ruhsatı ölmüş Nice şairanlar gitti gelmedi...>>
Gel gönül gurbete düşme
Gel gönül gurbete düşme Ya gelinir ya gelinmez Her güzele meyil virme Ya sevilir ya sevilmez
Bağçalarda biter cehri Doldur vir içeyim zehri Zalim gurbet elin kahrı Ya çekilir ya çekilmez
(Ruhsati) yim düştüm yola Hızır bana yoldaş ola Kız dediğin muhkem kala Ya alınır ya alınmaz....>>
Gel ikimiz bir döşeğe girelim
Gel ikimiz bir döşeğe girelim Bizi zemmeyleyen ellere karşı Eğil bir yol dudağından öpeyim Ağzından dökülen ballara karşı
Kerem eyle beni tanı sevdiğim Oğruna koymuşum canı sevdiğim Sözünen virmezler seni sevdiğim Alayım kaçayım ellere karşı
Malım mülküm cümle virem sevdiğim Yoluna virmişim seri sevdiğim Bağ bağçem feda korum sevdiğim Seyrine doymayan güllere karşı
Her vakit mihnete yüzüm sürdükçe Ol hüsnün bağına tenha girdikçe Yaz bahar olurum seni gördükçe Ruhsati karışmam sellere karşı...>>
Geldi bahar ayı arttı figanım
Geldi bahar ayı arttı figanım Karalar geyindim allar üstüne Ayrılık badesin selvi revanım Doldurup sunardın eller üstüne
Nasıl methedeyim bir alişandır Güzellikte Yusuf payesi handır Dediler vallahi bu da sultandır Hökmeder keysular haller üstüne
Gör ahu vahımı hezar eyledi O demi vusletim güzar eyledi Bakışı canımdan bizar eyledi Acep bu ne haldir haller üstüne
Açılsa dihanım söylerdim derdim Dimedim ismini dilimde verdim Ölmeden bir daha göreydim derdim Düşerek Ruhsatî haller üstüne...>>
Geldi geçti yiğitliğin harmanı
Geldi geçti yiğitliğin harmanı. Koyver gayri tutma benim peşim yâr Ellilbeşte keçimizi seçelim Otuz beşte lâzım idin eşim yâr.
Genç olanlar işin görüp haklıyor Esrarını sezdirmeyüp saklıyor Çün ezrail haftada bir yokluyor Eksik değil yüreğimde şişim yâr.
Gençliğimde nere varsam bulurdu Üç beş defa hatırımı alırdı Kocalığın alâmeti belirdi Yavaş yavaş titiriyor başım yâr.
Her ne kadar gayret etsem olmadı Gamda kaldı deli gönül gülmedi Yemeğin de halâveti kalmadı Haftada bir dökülüyor dişim yar.
Ölüm fırtınası çöktü özüme Sekizde bir kanan yoktur sözüme Can gözüyle bakan yoktur yüzüme Gözümün üstüne indi kaşım yâr.
Hiçbir yerde halâvetim tadım yok Hocalıktan gayri başka adım yok On senedir kısırladım sütüm yok Ne ayranım kaldı ne de keşim yâr.
Gönül kuşun yücesinden uçurdum Bade deyu seni, zehri içürdüm Gitti gayrı yaz baharı geçürdüm Çar etrafım hisar etti kışım yâr.
Sabır köşesine geçtim oturdum Her hesabı bir kapıda bitirdim Ne hal ile iki evlât yetirdim Büyüğü boşadı attı eşim yâr.
Söylerim sözüme yalan katamam Metaımı az paraya satamam Ruhsatî'den kes ümidi yatamam Yetmişe kadem bastı yaşım yâr....>>
Gelin Arkadaşlar
Gelin arkadaşlar gidek meydan yerine Arap at gelişi tozundan belli Yalı kucaktadır kuyruk yelkende Beygir yürüyüşü izinden belli
Çakır dikeninde badem olur mu Onu içenlerde made olur mu Aslından olmıyan zade olur mu Asılzade olan sözünden belli
Kayanın başında bostan olur mu Böyle zulmetlerde kasden olur mu Çakalın eniği aslan olur mu Aslanın yavrusu gözünden belli
Ruhsatım diyor ki ciğeri ezik Portakal yerini tutar mı bezik Eğrilmiş ipliği pamuğu bozuk Pamuğun bozuğu benzinden belli...>>
Gelin kardeşlarim helâllaşalım
Gelin kardeşlarim helâllaşalım Bu dert derunumu aldı gidiyom Görün şu feleğin kahpe işini Benim kömür gözlüm kaldı gidiyom.
Söyleyin paşama bayrak kaldırsın Hacı davet şerbetimi doldurtsun Alt mihdarımı bulup çaldırsın Bu düğün acele oldu gidiyom.
Anam niyetlesin beni eğlesin Gelinlerim sini somat bağlasın Kayınım Ali yüreğini dağlasın Bacısı dul yetim kaldı gidiyom.
Emmi dayım katlanamaz acıma Validemin emaneti hacıma Kara haberimi virmen bacıma Ferman büyük yerden geldi gidiyom.
Duruldu Kur'anım dilimde virdim Karalı bayrağı elimle dürdüm Çifti çubuğu Aliye verdim Her kesin yoğun yoğun kaldı gidiyom.
Görmedim dünyada eğlenüp kalmış Saraylar yaptırmış ber murat olmuş Bir gün de dirler ki Ruhsatî ölmüş Ecel peymanesi doldu gidiyom....>>
Gine bahar geldi bülbül sesinden
Gine bahar geldi bülbül sesinden Sada verüp seslendin mi yaylalar. Çevre yanın lâle sünbül bürümüş Gelin olup süslendin mi yaylalar?
Yedi veren bağlar nasıl dözenmiş Darı çiçek elvan elvan bezenmiş Yoktan var eyleyen ne hoş özenmiş Boynun eğüp doslandın mı yaylalar?
Gözüm yaşı sel olmuş da çağlıyor Kömür gözlüm karaları bağlıyor Bülbül gelmiş gül dalında ağlıyor Deli idin uslandın mı yaylalar?
Zülüfler perişan kâhiküller deste Ah ne yapayım ki gönlüm şikeste. Daha benden gayri kalmadı yasta Derdim çeküp paslandın mı yaylalar?
Sefil sünbül boynun eğmiş bakıyor Şeydalanmış kuşlar sevda okuyor Senin bu hasretin beni yakıyor Al geyinüp feslendin mi yaylalar?
Ben de senin gibi irsem murada Neyleyim ki elimde yok irade Ruhsatî'yim gam yüklerim kirade. Beni görüp yaslandın mı yaylalar?...>>
Gine bahar geldi seller söküldü
Gine bahar geldi seller söküldü Harabeyi çevir gülşene bülbül Ben de senin gibi âşıkım güle Gözümün yaşına baksana bülbül
Şita geçer bahar olur yaz olur Dağlar yeşil geyer o dem şaz olur Gül istemem gülün ömrü az olur Döndürdün kaddimi kemana bülbül
Candan âşık oldum bir âlişane Dağılmış şöhreti bezmi cihane Ben de senin gibi oldum divane Yazık figanına efsane lülbül
Dembedem gözlerim kızıl kanda mı Bu aşkın ateşi özki canda mı Meramın gülde mi yoksa bende mi Baksana bir kere cihana bülbül
Sadık üftadeler muradı bulur Şu faninin yârsız ne tadı olur Âşık (Ruhsat) senden geri mi kalur İmtihan olalım divane bülbül!...>>
Gine bahar oldu gönlüm bulandı
Gine bahar oldu gönlüm bulandı Benim gibi olmuş seller sabahtan Kıble tarafından bulut toplandı Bir haber getirdi yeller sabahtan
Ağaçlar hu çeker iniler taşlar Fırkatından dağlar akıtır yaşlar Bülbüller ah eder feryada başlar Burcu burcu kokar güller sabahtan
Severim Sunamı candan can gibi Gözlerimden akan yaşlar kan gibi Sevdiğimi gördüm bir ceylân gibi Düzülmüş gerdana teller sabahtan
Elinden nuşettim bir kadeh şerbet Baktım ki yavruya bilecek kıymet Diz dize oturup eyledim sohbet Dihanından döker ballar sabahtan
(Ruhsati) dünyada olmaz ki beka Ne çare vermişiz elinde yaka Bizim hulûsumuz tamamdır Hakka Varsın zem eylesin iller sabahtan....>>
Gine bu yıl yoksulluğun elinden
Gine bu yıl yoksulluğun elinden Vardık sucu durduk bir değirmene Çağıldak sesinden gürültüsünden Döndü kulaklarım her değirmene
Usta şeytan çivisini çevirir Basar kötürgeye unu savurur Bağzı nöbetciler salvar kıvırır Un isterim deye döner pervane
Kuzu derisinden olur postumuz Belli olmaz düşmanımız dostumuz Üç günde bir silkeleriz üstümüz Yazık bu nardaki yanan canlara
Hemen bindirirsin tası liğenin Un alırız nöbetçiden çekleyin Bugaz döke döke kör kötüğerin Sıçrar pulatlar değer yanlara
Nezaketli söyler şirin dilleri Ruhsat'ın perişan olur halleri Gelir yanımıza İsa gülleri Kimi yağ getirir kimi kaygana...>>
Gine göçü yükletelim
Gine göçü yükletelim Ya bu fare durur ya biz Ya karakol bekletelim Ya bu fare durur ya biz
Dört yanımız hep tarladır Ekin yok bize zorlatır Karanlıkta göz parlatır Ya bu fare durur ya biz
Bacamızdan çıkmaz tütün Unu teslim ettik bütün Kaçak döğüşüne metin Ya bu fare durur ya biz
Kuyruğunu idiyor yay Unu bulguru etti pay Aman komşular bire hay Ya bu fare durur ya biz
Denizden çıktık adaya Hasmın gözünde tutıya Arzuhal yazak kediye Ya bu fare durur ya biz
Dahi yoktur böyle nursuz Utanmaz budaksız pirsiz Ne gözümdür kara hırsız Ya bu fare durur ya biz
Cehtederse derler anı Gel (Ruhsati) yıkak damı Pencereye taktım camı Ya bu fare durur ya biz...>>
Gine gönül kuşu bilmem ne hikmet
Gine gönül kuşu bilmem ne hikmet Kafesi mihnette kapandı kaldı Dam oldu payine danei kısmet Diyarı gurbette kapandı kaldı
Gittiler hünkara biraz müptela Şikayet yüzünden koptu vaveyla Arzuhaller buyrulmadı galiba Babı hükümette kapandı kaldı
Ehli dil olanlar yolunu tuttu Dilesin maksuda menzile yetti Aşıklar zümresi didara gitti Sofular cennette kapandı kaldı!
Niçin ateş değil Ruhsat külahın Çıkmıyor göklere feryadu ahin Uyanmadı gitti bahtı siyahın Kuşei vahdette kapandı kaldı...>>
Gine gözümüzde oldun tutya
Gine gözümüzde oldun tutya Eski gördüğümüz koca boz ayran Gönüz gönüz hayaline yıldırdın Girdin düşümüze gice boz ayran
Yoksulluğun zincirini kırasın Tarilada vare çoban turasın Düşmanlar başına gelsin göresin Gör bir yol yoksulluk nice boz ayran
Ben neyleyim baklavayı böreği Anca sen soğutun yanık yüreği Mevlâm eksiltmesin dinin direği Yanı sıra bir güzelce boz ayran
Kadir Mevlâm şemamızı yandırsa Pervaneyi başımızda döndürse Her kim muhtaçlara bir tas gönderse Nail olur sekiz hacca boz ayran
Seni görenlerin yüreği yağlı Seni görmeyenin ciğeri dağlı Kaymağın torunu yağın öz oğlu Alçak mertebeli yüce boz ayran
Terk eyledin (Ruhsat) gibi yeğidi Bilmem mihanetler senin nen idi Davar sahibine verdin öğüdü Döndürdün kalbini toca boz ayran...>>
Gittiğim gam gama sökenüp gider
Gittiğim gam gama sökenüp gider Aman Allah; benim ceranim noldu? Azdı yaralarım hekim bulunmaz Emdürüp yaramı saranım noldu?
Şahin değilim ki uçup tutayım Bülbül değilim ki dalda öteyim Yanımda değil ki alup yatayım Başı yene telli cananım noldu?
İş bozanlar uzattılar arayı Sevdiğime bağlattılar karayı Söndürdüler yaktığımız çırayı Her gün hallarımı soranım noldu?
Tavus kuşu gibi boynun uzadup Zülüfleri sola sağa düzedüp Telli turna gibi eşin gözedüp Süzülüp karşımda duranım noldu?
Ruhsatî'yim seyif gibi süzüldüm Aşk elinden gice gündüz ezildim Âşıkların defterine yazıldım Soyunup koynuma girenim noldu?....>>
Gönül azat oldu gamu şitadan
Gönül azat oldu gamu şitadan Şükür Yaradana gine yaz geldi İşte böyle diyordum Hüdadan Şükür Yaradana gine yaz geldi
Göller dalgalanup kazı gözlerdi Gönül allı pullu kızı gözlerdi Sevda çekenler de yazı gözlerdi Şükür Yaradana gine yaz geldi
Vakit yeli esti karlar eridi Hicabından kar çiçeği faridi Nergiz yaprağını çekti yürüdü Şükür Yaradana gine yaz geldi
Sünbül boynun eğdi kurdu otağı Bülbül bir gül için bekler bu bağı İşte gelüp erdi yaz bahar çağı Şükür Yaradana gine yaz geldi
Cahiller şöhreti sazı seviyor Hilal kaş sürmeli gözü seviyor Ruhsati bulandı yazı seviyor Şükür Yaradana gine yaz geldi...>>
Gönül eğlenir mi gurbet ellerde
Gönül eğlenir mi gurbet ellerde On dokuz bölüklü kız olmayınca Garip bülbül gibi öter dillerde Açılıp gülleri yaz olmayınca
Ne müşküldür karlı dağı devirmek Yönün sevdiğine doğru çevirmek Aşıka şayeste türkü çağırmak Anın da tadı yok saz olmayınca
Sevda dolu Ruhsati'nin meyinde Ahu zarım kaldı kaşı yayında Sevdiğim Hafik'in Gulam köyünde Bu yıl da gidemen yaz olmayınca...>>
Gönül ne dertlere soktun başını
Gönül ne dertlere soktun başını Kimse bilmez ne irenkte gülüm yâr. Dört ırmak almıyor gözüm yaşım Herdem akar boz bulanık selim yâr.
Bağlarda açılmış lâle gül sünbül Seydaya gelenler hâl eder müşkül Yârin bağçesinden almadım bir gül Uzattım bir kerre çekmem elim yâr.
Daim ağyar ile işim savaştır Yaralıyım yâre haber ulaştır Yavrum bana âbu hayat ulaştır Yandı susuzluktan ağzım dilim yâr.
Ruhsat âşık arzuladım dostumu Dost yolunda feda ettim postumu. Gelen geçen ko çiğnesin üstümü Yâre giden toz dumanlı yolum yâr....>>
Gönül yeter sevdin çirkefi câhı
Gönül yeter sevdin çirkefi câhı Hakıykatten kurarım bir pazar hey Yeter gayrı vazgel bu hay haşemden Kiramen kâtibin şerrin yazar hey.
Ey gönül ne zaman gelirsin yola Nice bir boy yere çekersin çile Yeter âşık oldun vefasız güle Değer bir gün Mihricanı bozar hey.
Ne şerafet vermiş bülbüllere de Ne ziynetler vermiş o güllere de Dünya güle kalmaz bülbüllere de Sen de düşün sen de eyle hazer hey
Alçak yürü vezir olma Ruhsati Her bir ayba nazar olma Ruhsati Pek öyle kibirli olma Ruhsati Bir gün olun iki taşlı mezar hey...>>
Görün ki âşık tecrübedide
Görün ki âşık tecrübedide Huzuru sultanda kabahat etmez Belki olur deyu bir hat keşide Arzuhal sunmağa cesaret etmez
Toplanmış bir yere erbabı divan Bir iki müptelâ ettiler kurban Gazabı tahttadır o şahı huban Zümrei uşşaka adalet etmez
Gülün ünsiyyeti naçardır harla Bülbül maşukunu bekler zar ile Gönül özler sarılmayı yâr ile Bir iki buseye kanaat etmez
Dertliler sabahadek olur uyanık Merhem arıyorken zahmına sadık Mansur gibi dara çekile âşık Yârini ağyare şikâyet etmez
Neylesün uyanup babı mihnette Gelüp pervaneler dönmez hizmette Kûşei vahdette şebi zulmette Kapandı Ruhsati şecaat etmez....>>
Göründü gözüme bir melek sima
Göründü gözüme bir melek sima Ne sever ne kovar ne sarılırsın. Kime şikâyete gidem elinden Ne kaçar ne kovar ne yorulursun.
Aşkından bülbüller Kur'an okuyor Gül dalında feryad edüp şakıyor Cemâlin envarı beni yakıyor Ne bir buse verir ne darılırsın.
Ruhsatî'ni çok düşürdün feryada Başıma belâdır sendeki eda Senin gibi mahbub var mı dünyada Ne edalanup ne kurulursun....>>
Gözlerim yollarda kaldı bacılar
Gözlerim yollarda kaldı bacılar Arayup ağamı bulamıyorum. Figan edüp ağlar körpe kuzular Nasıl ideceğim bilemiyorum.
Konağı sahipsiz serili kaldı Kitabı sandıkta dürülü kaldı Saati işlemez kurulu kaldı Hacı, Ali küçük veremiyorum:
Bir yandan çiftçiler sapan istiyor Bir yandan davarlar çoban istiyor Bir yandan öküzler saman istiyor Ellerim tutup da viremiyorum.
Bir yandan deşilmiş yaranın derdi Bir yandan yarayı saranın derdi Bir yandan tahtayı kuranın derdi Bir dala kondurup kalamıyorum.
Beş kat elbiseyi sandığa bastım Gayri ben ağamdan umudu kestim Buşunu karşıki divara astım Gördükçe göz yaşın silemiyorum.
Ruhsat ben gibi olmuş var m ola? Yoksa âlem böyle ahu zâr m ola? Esme kızım öksüz kaldı dir m ola? Şaşırdım ben beni bulamıyorum....>>
Gülüm güneşlere daldı
Gülüm güneşlere daldı Bugün cananımı öptüm Budak muradını aldı Gonce dihanımı öptüm
Ruzu şep efkâr ederken Sözümü tekrar iderken Bülbül gibi zarederken Gülü reyhanımı öptüm
Sevda geçmemiş başından Sakınmış adüv taşından Bir gözünden bir kaşından Bir de gerdanından öptüm
Pervaneveş döner iken İçüp meyi kanar iken Zelihaveş yanar iken Yusufu Ken'anımı gördüm
(Ruhsat) bu ne dava imiş Bir kuruca sevda imiş Uyandım ki rüya imiş Bir de yorganımı öptüm....>>
Günün geçmiş farimişsin sevdiğim
Günün geçmiş farimişsin sevdiğim Yeni açmış gülüm idin bir zaman Gice gündüz hayalinle yanardım Can içinde canım idin bir zaman
Her seherde yol oğrattım kapuna Niceleri beler idi topuna Yanakların şevk verirdi yapuna Al kınalı yârim idin bir zaman
Hey (Ruhsatî) böyle miydi ahdimiz. Bir gül olup açılmadı bahtımız Yâr seninle ne tatlıydı vadimiz Ahtı bütün yârim idin bir zaman....>>
Güzeller şahına bir musha yazdım
Güzeller şahına bir musha yazdım Değmesin duşmanın nazarı deye Bir g!ce gönderdim gizli bir name Kuralım tenhada pazarı deye
Halime münasip yaran bulunmaz Kalbteki yaramı saran bulunmaz Dilbere bir öğüt veren bulunmaz Terk eyleme okur yazarı deye
Mürüvvet kılmadın şu ben gedaya Bu sinemi karşı verdim cedaya Sitem söz!erini kıldın hedaya Başımda gezdirdim güzarı deye
Bu senin efkarın bu senin gamın Dillerde söylenen hep senin namın Ölürsem Fatma'nın yoluna gömün! Yadetsin Ruhsat'ın mezarı deye...>>
Bu bölümde toplam 271 adet Ruhsati şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
|