ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            

  

Ozan İhlasi Şiirleri 3


Bilirsen

Yaratanım yaratmış güldür insan dalında
Herkes başka güzeldir bakmasını bilirsen
Bülbülün feryadı var her insanın halında
Yüreklere sel olup akmasını bilirsen

Belki bir simge gibi takılırsın yakamda
Sen var bin mânâ çıkart bu dediğim şakamda
Yerim olsun istersen gönül ile makamda
Zirve her zaman güzel çıkmasını bilirsen

Sevgi çemberi sarsın doldur köşe bucağı
Odaları ısıtır şenlendirir sıcağı
Gönlümüz insanlığa olsun sevgi ocağı
Mum da güneş olur ki yakmasını bilirsen

Zorlukları aşarsın akıl sende sermaye
Bulduğunda hedefin mükâfatıdır paye
Oturduğun koltukta hakkı et sen himaye
Herkes hürmet gösterir kalkmasını bilirsen

Dal meyveye eğilir yükünden olsa gerek
Kırılmasın engelle ona direk vererek
Çekirdek hayat bulur o toprağa girerek
Fidanlar orman olur dikmesini bilirsen

Bülbül ne çile çeker aşkı gül olduğundan
Muhabbetti şakımak dert ile dolduğundan
Çiçeğe ot diyorlar kuruyup solduğundan
Yâr başına taç olur takmasını bilirsen

Zamanı iyi kullan günler boşa gitmeden
Hesabını sağlam yap kârdan zarar etmeden
Benim diye sevinme en son işin bitmeden
Engel kolay aşılır yıkmasını bilirsen

Yerli kaya sökülmez taş yerinde ağırdır
Hakk’a teslim olanın kulakları sağırdır
İlme hizmet edenin aştığı yol çığırdı
Okuyarak anlayıp sökmesini bilirsen

Eğer göz görmez ise güneşe kör bakıyor
Dağların zirvesine kuş kanatla çıkıyor
BEKİR de yılan gibi sürünerek akıyor
Sermayedir adamlık ekmesini bilirsen...>>


Bilmediler

Hayatım boyunca cahilden çektim
Bana bir dost olmadılar olmazlar
Hoyrat sefa sürer ben ise çöktüm
Kadir kıymet bilmediler bilmezler

Köle gibi pazarlandım pazarda
Parça parça doğrar böler hızarda
Kör göz ile beni okur yazar da
Bir kararda kalmadılar kalmazlar

Bükülmedim dediler ki bu deli
Kusur aradılar elden evveli
Ummana dönüştü gözümün seli
Gözyaşımı silmediler silmezler

Karşımda sinenler arkamdan yerdi
Kimi çıkar için nasihat verdi
Bel ile yarıp da kazmayla sürdü
Yaren olup gülmediler gülmezler

Katlimi isteyip ferman yazdılar
Bazen açık bazen gizli kızdılar
Ben ölmeden mezarımı kazdılar
Doğru yolu bulmadılar bulmazlar

Dedim İHLÂSÎ’yim tuttular taşa
Bıçak bileyenin çoğu da maşa
Ben de bir insanım neyim ki hâşâ
Bu gönlüme dolmadılar dolmazlar...>>


Bilmiyom

Zaman nehirinin azgın suyunda
Nere aktım nasıl aktım bilmiyom
Hiçlik âleminde yokluk köyünde
Dokununca suyu yaktım bilmiyom

Taşa değdim taş yarıldı ağladı
Damla oldum aktı gitti çağladı
Suyun sesi kollarımı bağladı
Yüzemedim nasıl çıktım bilmiyom

Dar kafeste can denilen kuş gördüm
Gece gökte gündüz yerde baş gördüm
Pamuğun ezdiği nice taş gördüm
Penceremden nasıl baktım bilmiyom

Nelere şahidim yatağım yerden
Gizli bir hal var yakar içerden
Kendime gelince irkildim birden
Gözlerimden çok yaş döktüm bilmiyom

İHLASÎ’yim neye baksam yabancı
Gidiyorum bir menzile kervancı
Çok derinde sızı veren bu sancı
Boş bedene nasıl yüktüm bilmiyom...>>


Bir Başka

Neye niyet ettim elim attıysam
Başıma kar yağar duman bir başka
Kırk beş yıl her neyi alıp sattıysam
Her gün zarardayım zaman bir başka

Çok istedim cevap vermiyor felek
Dünya murat değil değil bir dilek
Kör nefis gizlice yüklüyor şelek
Feryat u figanım aman bir başka

Özlenir yücenin özü orada
Seyreder âlemi gözü orada
Hakanın siması yüzü orada
O yüce bakidir mihman bir başka

Yürekten de katı taşlar inanır
Huzura eğilen başlar inanır
Gökyüzünde uçan kuşlar inanır
İnanınca Hakk'a iman bir başka

Ne zaman yetişir ne mekân yeter
Sana bahşedilen nefes de yiter
İHLÂSÎ üstünde çok otlar biter
Emr-i Hakk gelince gümân bir başka...>>


Bir Güzel

Şu pınarın gözesinden çağlayıp
Akar yüreğime akar bir güzel
Yazmasını yaşmak yapıp bağlayıp
Yolumun üstüne çıkar bir güzel

Yaylaların yolu oldum gelmedi
Hasretinden deli oldum gelmedi
Kapısında kulu oldum gelmedi
Yükseklerden bana bakar bir güzel

Obasını sordum Avşar kolundan
Polat çıktı hiç dönmedi yolundan
Dert döktürdü yanağının alından
Bakışı sineme çöker bir güzel

Gözlerimden sessiz akan selim var
Erciyes’in dağlarında gülüm var
Bu sevdanın bir ucunda ölüm var
Ceylan gibi dağa çeker bir güzel

Beni bu dünyada var eyler sandım
Çekip sinesine yâr eyler sandım
İHLÂSÎ gecemi nur eyler sandım
Keman kaşlarını yıkar bir güze...>>


Bir İnci

Belagat şehrine vardım oturdum
Ne bir inci aldım ne yakut sattım
Gönül tezgâhımdan kumaş götürdüm
Ne bir inci oldum ne hüner kattım

Meydan gezdim çıktım elin içine
Dünyayı bağladım dilin içine
Kuru çölde daldım gölün içine
Ne bir inci buldum ne dibe battım

Temeli insandan duvarlar ördüm
Engini dağlardan çok yüksek gördüm
Kervanımı daim engine sürdüm
Ne bir inci kaldım ne mesken tuttum

Pirde piri serde seri aradım
Bunca ipucuyla veri aradım
Yerde yattım yine yeri aradım
Ne bir inci güldüm ne dalda yettim

Dağları dağlara yasladım amma
Ummanda suları ısladım amma
İHLÂSÎ vitrini süsledim amma
Ne birinci geldim ne bende bittim...>>


Bir Kadın de

Bir kadın de kollarımı bağlasın
Bir kadın de yollarımda ağlasın
Bir kadın de Hak aşkını sağlasın
Bir kadın de beni benden götürsün

Bir kadın de bana bende bileyim
Bir kadın de ben uğrunda öleyim
Bir kadın de ömür boyu köleyim
Bir kadın de beni bende bitirsin

Bir kadın de koşam yorulam ona
Bir kadın de candan vurulam ona
Bir kadın de iki cihan sarılam ona
Bir kadın de aklım çelip yitirsin

Bir kadın de sabah akşam gözleyem
Bir kadın de her dakika özleyem
Bir kadın de avcı gibi izleyem
Bir kadın de kollarında yatırsın

Bir kadın de vücuduma baş olsun
Bir kadın de tüm geceme düş olsun
Bir kadın de açlığıma aş olsun
Bir kadın de benliğimi getirsin

Bir kadın de ana gibi yâr olsun
Bir kadın de cennet gibi yer olsun
Bir kadın de her uzuvda var olsun
Bir kadın de benliğinde yetirsin

Bir kadın de tarih gibi yazılsın
Bir kadın de gözlerimden süzülsün
Bir kadın de bu İHLASÎ üzülsün
Bir kadın de şu köşkümde otursun...>>


Bir Kadın ki

Bir kadın ki insanı insan eder
Bir kadın ki sineleri har eder
Bir kadın ki edebi lisan eder
Bir kadın ki doğurur da var eder

Bir kadın ki mutlu eder eşini
Bir kadın ki siper eder döşünü
Bir kadın ki kutsal bilir işini
Bir kadın ki kendin bilir ar eder

Bir kadın ki rızık için dolaşır
Bir kadın ki arı gibi çalışır
Bir kadın ki zirvelere ulaşır
Bir kadın ki dostlarını yar eder

Bir kadın ki yanan hanı söndürür
Bir kadın ki kırk değirmen döndürür
Bir kadın ki ev ocağı yandırır
Bir kadın ki sineyi siper eder

Bir kadın ki ola Kâbe’de hacı
Bir kadın ki çekse de bin bir acı
Bir kadın ki dersin ana ve bacı
Bir kadın ki her bildiğin sır eder

Bir kadın ki ne hal gelse başına
Bir kadın ki toz kondurmaz eşine
Bir kadın ki düşmez lafın peşine
Bir kadın ki hüneriyle kâr eder

Bir kadın ki hayır dua dilinde
Bir kadın ki düzen onun elinde
Bir kadın ki gonca sunar gülünde
Bir kadın ki yâd’a dünya dar eder

Bir kadın ki eğil diz çök önünde
Bir kadın ki can saklıdır canında
Bir kadın ki melek ne ki yanında
Bir kadın ki geceleri nur eder

Bir kadın ki kara taştan da ağır
Bir kadın ki gıybeti duymaz sağır
Bir kadın ki istersen bin kez bağır
Bir kadın ki bazen ah u zar eder

Bir kadın ki gönüllerin ilacı
Bir kadın ki erkeğinin yamacı
Bir kadın ki İHLASÎ’nin baş tacı
Bir kadın ki bin ömürlük yer eder...>>


Bir Noktada

Evren dâhil göğü yeri
Görür sonsuz bir noktada
Ne ileri ne de geri
Durur sonsuz bir noktada

Her şey zerre yamacında
Döner noktanın tacında
O çizginin tek uçunda
Yürür sonsuz bir noktada

Gaip sırda saklı azık
Nankörleşip etme yazık
Bazen taştan bile rızık
Verir sonsuz bir noktada

Canlı cansız isim isim
Yaratılan vaki nesim
Maden toprak bütün cisim
Erir sonsuz bir noktada

Boş dağıtır dol sakiye
Her renk döner bak hakiye
Yolun sonu “o” Baki’ye
Varır sonsuz bir noktada

Var mıdır ki hiç kurtulan
Anlar girip her tartılan
Sahibin var yaratılan
Korur sonsuz bir noktada

Cennet cehennem arama
Gör içimde Hak yarama
Yürek denen bak burama
Vurur sonsuz bir noktada

BEKİR görür kul azanda
Her yaptığın var yazanda
Tartılırken ver mizanda
Sorar sonsuz bir noktada...>>


Bir Yürek Bedenden Büyük Olursa

Bir yürek bedenden büyük olursa
Kendi incinir de kulu incitmez
Olgunlaşır kemalini bulursa
Dikene katlanır gülü incitmez

Ötelenir örselenir itilir
Köle olur pazar pazar satılır
Kervan olur katarlara katılır
Toprağı incitmez yolu incitmez

Kendi ağlar başkasını güldürür
Nefsi ile benliğini öldürür
Nerde düşkün görse tutar kaldırır
Közde yanar amma eli incitmez

Hikmet pınarının gözesi olur
Bütün eskilerin tazesi olur
Gönül sofrasının mezesi olur
Sözü ârifândır dili incitmez

Engine post serer engin oturur
Kaç güneş aşırır kaç gün bitirir
Nice gam yükünü çeker götürür
İHLÂSÎ kırılır dalı incitmez...>>


Bir Yüzüne (tecnis)

Tutuldum yolunda tipiye kara
Gidemedim dağın o bir yüzüne
Bilemedim neden bu bahtım kara
Hasret kaldım yârin o bir yüzüne

Deme ki bağımda gül bana yeter
Salınıp gelenin kendisi yeter
Kışım biter ömrüm bahara yeter
Dolandım dünyayı o bir yüzüne

Ben ağladım her gün eller gülerken
Sana yârim derdim adın Güler’ken
Hazan vurdu bağım, soldu gül erken
Sararıp solduğum o bir yüzüne

İHLASÎ aklıma yârim düşünce
Yokluğunda sarar beni düşünce
Gözlerimden yaşlar akıp düşünce
Bunca ağladığım o bir yüzüne...>>


Biri

Nice sorunları aşmış olurdum
Özden bir nasihat verseydi biri
Bir gün gider doğru yolu bulurdum
Hamaset fikrimi kırsaydı biri

Yiğitleri baş üstünde tutardım
Merdin balı zehir olsa yutardım
Dünyaları hallaç gibi atardım
Yanımda erkekçe dursaydı biri

Usandım hedefe yay gere gere
Köz düşmese özden içeri sere
Dökülmezdim pare pare boş yere
Yarama merhemi sürseydi biri

Arayarak kırk kapıyı çalardım
Hakk’ın çeşmesinden Hak’tan dolardım
Hikmetli damladan hissem alırdım
Halin nedir diye sorsaydı biri

BEKİR ki dalından gülleri veren
Hayat menziline çobanca eren
Zerreye girerdim olurdum evren
Gönül gözü ile görseydi biri...>>


Bitirir Bitirir Öldürür Her Gün

Bir acı söz bir yiğide değerse
Bitirir bitirir öldürür her gün
Dost bildiği dallarını eğerse
Götürür götürür öldürür her gün

Ağır gelir ağır kem laflar merde
Dağ gibi kaç yara açılır serde
En sonunda alıp götürüp derde
Yetirir yetirir öldürür her gün

Kaç dağı yükledir geçirir dere
Ölmeden binlerce koyar kabire
Rakipsiz yıkar da indirir yere
Yatırır yatırır öldürür her gün

Bir sözün yarası tüm işten öte
İHLÂSÎ gerçekler bir düşten öte
Bende aşıp giden güneşten öte
Batırır batırır öldürür her gün...>>


Boğdur Bakalım

Hele şu dünyanın devrilsin boyu
Aslanı kediye boğdur bakalım
Kurulalı böyle değişmez huyu
Yiğidin başını eğdir bakalım

Fakirin bağrını dilim dilim et
Gözyaşını akıt durma zulüm et
Soysuzlara ne dert nede elem et
Garibana karı yağdır bakalım

Eşit değil senin tartın terazin
Yolu müşkül ettin dert hazin hazin
Taraf tuttun baştan nedir garezin
Hatıra gönül’e değdir bakalım

Her dem değirmenin öğütür gamı
Taştan taşa çalar yıkar adamı
Ton ediyor verir iken gıramı
Haksızı haklıya söğdür bakalım

Bozulsun düzenin kırılsın çarkın
Nedense zengine akıyor arkın
Hani adaletin hanıya farkın
Düzenbazın çağı çağdır bakalım

Gerçekler yenmiyor acımı acı
Ben de anlamadım nedir amacı
Bağrında kış eğler dağın yamacı
İHLASÎ ye düzler dağdır bakalım...>>


Böldüm Böleli

Başımı bağladım beşe
Ben biri buldum bulalı
Bağlanmadım boş bir başa
Ben biri buldum bulalı

Bir bilgede buldum beni
Bölük bölük böldüm beni
Biçareyim bildim beni
Ben biri bildim bileli

Ben beni bildim bendenim
Bir İHLASÎ bin bedenim
Bağcı benim bağ da benim
Ben beni böldüm böleli...>>


Bu Bedende

Elli yıllık ömrü koydum tartıya
Nefsim ağır geldi boş bu bedende
Darasını aldım netine baktım
Bahar uğramamış kış bu bedende

Sermayeme baktım bir kuru nefes
Bir gün gelip o da eyleyecek pes
Toprağın altında duyulur mu ses
Ahir tarlasında yaş bu bedende

Karanlık gönlüme bir çıra yaktım
Âdem'den bu yana düşündüm baktım
Zerre Ağrı Dağı bense ufaktım
Sermayesi akıl baş bu bedende

Kendi penceremden seyrana daldım
Gördüm nice ibret nice ders aldım
Çok çalıştım amma sınıfta kaldım
Gerçeği görmedim düş bu bedende

Ölçtüm uzun geldi biçince kısa
İçinden çıkmadım aldı bir tasa
İHLÂSÎ'yim gönlüm bürünmüş pasa
Kırk parçaya dönmüş taş bu bedende...>>


Bu Can Benden Gitsin

Dedim ki o yar’a sen her şeyimsin
Bu can benden gitsin sen gitme benden
Dostlarım dışlasın felek kahretsin
İçimden kan gitsin sen gitme benden

Gök çöksün üstüme dünyam yıkılsın
Bu can benden gitsin sen gitme benden
Güneşim sönsün de gönlüm yıkılsın
Solumdan han gitsin sen gitme benden

Göz nurum sönsün de gözüm kanasın
Bu can benden gitsin sen gitme benden
Geceler kin kussun özüm kanasın
Yanımdan yan gitsin sen gitme benden

Ne bir kul acısın ne Tanrı bana
Bu can benden gitsin sen gitme benden
Ne baharım olsun ne de bir yazım
BEKİR’den şan gitsin sen gitme benden...>>


Bu Kürede

On sekiz bin âlemi var
Bir’i döner bu kürede
Âlemlerin âlimi var
Piri döner bu kürede

Sanırsın ki bir boşlukta
Hepsi ayrı bir hoşlukta
Nuru dahi bir loşlukta
Peri döner bu kürede

Halka halka çıkmış yola
Bilmiyorlar durak mola
Şaşmaz milim sağa sola
Yeri döner bu kürede

Onca yağmur kar tanesi
Birbirine bir tanesi
Değmez düşer her tanesi
Geri döner bu kürede

Mevsimler başlayıp biter
Gece olur gündüz yiter
Arkadaki önü iter
Seri döner bu kürede

BEKİR bunca varken veri
Beyindedir tüm cevheri
Dönüş yoktur hep ileri
Beri döner bu kürede...>>


Buldum Sonunda

Ben bir toprak idim bir damla yaşla
Karıştım dünyaya geldim sonunda
Aktım coşkun coşkun bedensiz başla
Karıştım ummana daldım sonunda

Gezdim hayli zaman dolandım durdum
Düşündüm gezerken bir hayal kurdum
Yel ile sürüldüm olmadı yurdum
Dünyada mekânsız kaldım sonunda

Süzüldüm elekten ezildim çarkta
Irmak idim aktım küçücük arkta
Her neyim var ise buldum toprakta
Sarılıp yatınca güldüm sonunda

Dağ başına duman oldum kar oldum
Babamdan ezeli onda var oldum
Görünmez birine sadık yâr oldum
Boş geldim mânâyla doldum sonunda

İHLÂSÎ’yim ersem yıkılmaz fendim
Yerde mi bittim ben arştan mı indim
Gördüğüm âleme şaşırdım kendim
Ben beni özümde buldum sonunda...>>


Burda

Ervah-ı ezelden bu güne kadar
Can biter yol alır öz bulur burda
Yolcu menziline kendini adar
An yiter kul ölür söz kalır burda

Gökten yere kadar boşluk sandığın
İçinde cisimsiz o inandığın
Tüm âlemde yaşar candan yandığın
Kün yeter hal gelir haz salar burda

Buharlar yoğuşup sema sarınca
Hikmet dolu arı ile karınca
Kâinat saf tutup divan durunca
Han tüter bal dolar yaz gelir burda

Çiçeklerde nakış kuşlarda dili
Madde olmamışken daha evveli
Karıncaya rakip yaratmış fili
Gün batar çöl kalır toz dolar burda

Dört yanı açıktır var mıdır bilen
Duymadım muradın alıp da gülen
Toprağa gidiyor İHLASÎ gelen
Yan yatar sal olur tez ölür burda...>>


Bükülme

Hayat tarlasında menzil ararken
Gel gör yolu neler vardır sen bilsen
Ekilip biçilip başak sararken
Hal var kulu böler sırdır bin gülsen

Bükülme dökülme olmasın özde
İncinme incitme insanı sözde
Bakınca Mevla’yı görürsen gözde
Dal sar gülü çalar yardır can gelsen

Bin tövbe edip de tövbeyi bozan
Manayı noktada arıyor yazan
İHLASÎ ömrüne düşünce hazan
Yol kar, dolu diler zardır han olsan...>>


Cahil Ne Bilsin ki Bizi

Cahil ne bilsin ki bizi
Biz Hakk’tan Hakk’a yürüdük
Başı eğdik kırdık dizi
Özde hiçlikle çürüdük

Baktık amma hep kör olduk
Yandık yıkıldık kor olduk
Doğmadan ezel var olduk
Kör nefse edep bürüdük

El bağladık dil bağladık
Gönlümüze gül bağladık
Bir sevdaya bel bağladık
Canı canana sürüdük

İHLÂSÎ’yim görmek için
Kaptan kaba girmek için
Vuslatına ermek için
Yandık yakıldık eridik...>>


Cahil Yerince Beni

Ne cihana sığdım ne de kendime
Çekiştirip cahil yerince beni
Yetmek istemiştim kendi kendime
Taşları döktüler görünce beni

Meziyetmiş insan olmak insanda
Yaksalar da kavrularak yansan da
Her gördüğün canı candan sansan da
Anladım dost değil derince beni

Senden farkım yoktur aynı madenim
Ayrı geldik aynı yöne gidenim
Hoyratlara dayanmadı bedenim
Yerimden yurdumdan sürünce beni

Özümden bölüştüm öz olan özü
Söylemedim kem olacak bir sözü
El yanmasın diye içimde közü
Göreydin ateşe girince beni

Gayem mazlum ile gardaş olmaktır
Gönülden gönüle akıp dolmaktır
Meşakkatse çekip Hakk’ı bulmaktır
Birlik sofrasına serince beni

Taş sırtında taşı taşır duvarda
İnsan oynak olmuş mekân hovarda
BEKİR’in herkese bir gülü var da
Dalımdan kırdılar verince beni...>>


Can Verelim (varsağ)

Gelin candan gardaşlarım
Can olalım can verelim
Soldurmadan insanlığa
Sevgi katıp can verelim

Zaman kısa yol uzundur
Gövdedeki kol uzundur
Musalla dar sal uzundur
Mümin gibi can verelim

Bizden başka sevelim biz
İçimizde yansın o köz
Yüreklere düşmeden güz
Bahar olup can verelim

İHLASÎ’yim dağ aşasın
Yurdun varsa sen paşasın
İlelebet hep yaşasın
Bu vatana can verelim...>>


Canımdaki Can Giderken

Üzerime dağlar çöktü
Canımdaki can giderken
Hem eğirdi hemi büktü
Canımdaki can giderken

Mayilim ben o güzele
Gözüm döndü coşkun sele
Yaktı beni bile bile
Canımdaki can giderken

Ben baktıkça o da baktı
Ela gözler beni yaktı
Ondan aktı benden aktı
Canımdaki can giderken

Yâr yüreğim dağladım
İHLÂSÎ coştum çağladım
Canım gitti ben ağladım
Canımdaki can giderken...>>


Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com