Ozan İhlasi Şiirleri 3
Bilirsen
Yaratanım yaratmış güldür insan dalında Herkes başka güzeldir bakmasını bilirsen Bülbülün feryadı var her insanın halında Yüreklere sel olup akmasını bilirsen
Belki bir simge gibi takılırsın yakamda Sen var bin mânâ çıkart bu dediğim şakamda Yerim olsun istersen gönül ile makamda Zirve her zaman güzel çıkmasını bilirsen
Sevgi çemberi sarsın doldur köşe bucağı Odaları ısıtır şenlendirir sıcağı Gönlümüz insanlığa olsun sevgi ocağı Mum da güneş olur ki yakmasını bilirsen
Zorlukları aşarsın akıl sende sermaye Bulduğunda hedefin mükâfatıdır paye Oturduğun koltukta hakkı et sen himaye Herkes hürmet gösterir kalkmasını bilirsen
Dal meyveye eğilir yükünden olsa gerek Kırılmasın engelle ona direk vererek Çekirdek hayat bulur o toprağa girerek Fidanlar orman olur dikmesini bilirsen
Bülbül ne çile çeker aşkı gül olduğundan Muhabbetti şakımak dert ile dolduğundan Çiçeğe ot diyorlar kuruyup solduğundan Yâr başına taç olur takmasını bilirsen
Zamanı iyi kullan günler boşa gitmeden Hesabını sağlam yap kârdan zarar etmeden Benim diye sevinme en son işin bitmeden Engel kolay aşılır yıkmasını bilirsen
Yerli kaya sökülmez taş yerinde ağırdır Hakk’a teslim olanın kulakları sağırdır İlme hizmet edenin aştığı yol çığırdı Okuyarak anlayıp sökmesini bilirsen
Eğer göz görmez ise güneşe kör bakıyor Dağların zirvesine kuş kanatla çıkıyor BEKİR de yılan gibi sürünerek akıyor Sermayedir adamlık ekmesini bilirsen...>>
Bilmediler
Hayatım boyunca cahilden çektim Bana bir dost olmadılar olmazlar Hoyrat sefa sürer ben ise çöktüm Kadir kıymet bilmediler bilmezler
Köle gibi pazarlandım pazarda Parça parça doğrar böler hızarda Kör göz ile beni okur yazar da Bir kararda kalmadılar kalmazlar
Bükülmedim dediler ki bu deli Kusur aradılar elden evveli Ummana dönüştü gözümün seli Gözyaşımı silmediler silmezler
Karşımda sinenler arkamdan yerdi Kimi çıkar için nasihat verdi Bel ile yarıp da kazmayla sürdü Yaren olup gülmediler gülmezler
Katlimi isteyip ferman yazdılar Bazen açık bazen gizli kızdılar Ben ölmeden mezarımı kazdılar Doğru yolu bulmadılar bulmazlar
Dedim İHLÂSÎ’yim tuttular taşa Bıçak bileyenin çoğu da maşa Ben de bir insanım neyim ki hâşâ Bu gönlüme dolmadılar dolmazlar...>>
Bilmiyom
Zaman nehirinin azgın suyunda Nere aktım nasıl aktım bilmiyom Hiçlik âleminde yokluk köyünde Dokununca suyu yaktım bilmiyom
Taşa değdim taş yarıldı ağladı Damla oldum aktı gitti çağladı Suyun sesi kollarımı bağladı Yüzemedim nasıl çıktım bilmiyom
Dar kafeste can denilen kuş gördüm Gece gökte gündüz yerde baş gördüm Pamuğun ezdiği nice taş gördüm Penceremden nasıl baktım bilmiyom
Nelere şahidim yatağım yerden Gizli bir hal var yakar içerden Kendime gelince irkildim birden Gözlerimden çok yaş döktüm bilmiyom
İHLASÎ’yim neye baksam yabancı Gidiyorum bir menzile kervancı Çok derinde sızı veren bu sancı Boş bedene nasıl yüktüm bilmiyom...>>
Bir Başka
Neye niyet ettim elim attıysam Başıma kar yağar duman bir başka Kırk beş yıl her neyi alıp sattıysam Her gün zarardayım zaman bir başka
Çok istedim cevap vermiyor felek Dünya murat değil değil bir dilek Kör nefis gizlice yüklüyor şelek Feryat u figanım aman bir başka
Özlenir yücenin özü orada Seyreder âlemi gözü orada Hakanın siması yüzü orada O yüce bakidir mihman bir başka
Yürekten de katı taşlar inanır Huzura eğilen başlar inanır Gökyüzünde uçan kuşlar inanır İnanınca Hakk'a iman bir başka
Ne zaman yetişir ne mekân yeter Sana bahşedilen nefes de yiter İHLÂSÎ üstünde çok otlar biter Emr-i Hakk gelince gümân bir başka...>>
Bir Güzel
Şu pınarın gözesinden çağlayıp Akar yüreğime akar bir güzel Yazmasını yaşmak yapıp bağlayıp Yolumun üstüne çıkar bir güzel
Yaylaların yolu oldum gelmedi Hasretinden deli oldum gelmedi Kapısında kulu oldum gelmedi Yükseklerden bana bakar bir güzel
Obasını sordum Avşar kolundan Polat çıktı hiç dönmedi yolundan Dert döktürdü yanağının alından Bakışı sineme çöker bir güzel
Gözlerimden sessiz akan selim var Erciyes’in dağlarında gülüm var Bu sevdanın bir ucunda ölüm var Ceylan gibi dağa çeker bir güzel
Beni bu dünyada var eyler sandım Çekip sinesine yâr eyler sandım İHLÂSÎ gecemi nur eyler sandım Keman kaşlarını yıkar bir güze...>>
Bir İnci
Belagat şehrine vardım oturdum Ne bir inci aldım ne yakut sattım Gönül tezgâhımdan kumaş götürdüm Ne bir inci oldum ne hüner kattım
Meydan gezdim çıktım elin içine Dünyayı bağladım dilin içine Kuru çölde daldım gölün içine Ne bir inci buldum ne dibe battım
Temeli insandan duvarlar ördüm Engini dağlardan çok yüksek gördüm Kervanımı daim engine sürdüm Ne bir inci kaldım ne mesken tuttum
Pirde piri serde seri aradım Bunca ipucuyla veri aradım Yerde yattım yine yeri aradım Ne bir inci güldüm ne dalda yettim
Dağları dağlara yasladım amma Ummanda suları ısladım amma İHLÂSÎ vitrini süsledim amma Ne birinci geldim ne bende bittim...>>
Bir Kadın de
Bir kadın de kollarımı bağlasın Bir kadın de yollarımda ağlasın Bir kadın de Hak aşkını sağlasın Bir kadın de beni benden götürsün
Bir kadın de bana bende bileyim Bir kadın de ben uğrunda öleyim Bir kadın de ömür boyu köleyim Bir kadın de beni bende bitirsin
Bir kadın de koşam yorulam ona Bir kadın de candan vurulam ona Bir kadın de iki cihan sarılam ona Bir kadın de aklım çelip yitirsin
Bir kadın de sabah akşam gözleyem Bir kadın de her dakika özleyem Bir kadın de avcı gibi izleyem Bir kadın de kollarında yatırsın
Bir kadın de vücuduma baş olsun Bir kadın de tüm geceme düş olsun Bir kadın de açlığıma aş olsun Bir kadın de benliğimi getirsin
Bir kadın de ana gibi yâr olsun Bir kadın de cennet gibi yer olsun Bir kadın de her uzuvda var olsun Bir kadın de benliğinde yetirsin
Bir kadın de tarih gibi yazılsın Bir kadın de gözlerimden süzülsün Bir kadın de bu İHLASÎ üzülsün Bir kadın de şu köşkümde otursun...>>
Bir Kadın ki
Bir kadın ki insanı insan eder Bir kadın ki sineleri har eder Bir kadın ki edebi lisan eder Bir kadın ki doğurur da var eder
Bir kadın ki mutlu eder eşini Bir kadın ki siper eder döşünü Bir kadın ki kutsal bilir işini Bir kadın ki kendin bilir ar eder
Bir kadın ki rızık için dolaşır Bir kadın ki arı gibi çalışır Bir kadın ki zirvelere ulaşır Bir kadın ki dostlarını yar eder
Bir kadın ki yanan hanı söndürür Bir kadın ki kırk değirmen döndürür Bir kadın ki ev ocağı yandırır Bir kadın ki sineyi siper eder
Bir kadın ki ola Kâbe’de hacı Bir kadın ki çekse de bin bir acı Bir kadın ki dersin ana ve bacı Bir kadın ki her bildiğin sır eder
Bir kadın ki ne hal gelse başına Bir kadın ki toz kondurmaz eşine Bir kadın ki düşmez lafın peşine Bir kadın ki hüneriyle kâr eder
Bir kadın ki hayır dua dilinde Bir kadın ki düzen onun elinde Bir kadın ki gonca sunar gülünde Bir kadın ki yâd’a dünya dar eder
Bir kadın ki eğil diz çök önünde Bir kadın ki can saklıdır canında Bir kadın ki melek ne ki yanında Bir kadın ki geceleri nur eder
Bir kadın ki kara taştan da ağır Bir kadın ki gıybeti duymaz sağır Bir kadın ki istersen bin kez bağır Bir kadın ki bazen ah u zar eder
Bir kadın ki gönüllerin ilacı Bir kadın ki erkeğinin yamacı Bir kadın ki İHLASÎ’nin baş tacı Bir kadın ki bin ömürlük yer eder...>>
Bir Noktada
Evren dâhil göğü yeri Görür sonsuz bir noktada Ne ileri ne de geri Durur sonsuz bir noktada
Her şey zerre yamacında Döner noktanın tacında O çizginin tek uçunda Yürür sonsuz bir noktada
Gaip sırda saklı azık Nankörleşip etme yazık Bazen taştan bile rızık Verir sonsuz bir noktada
Canlı cansız isim isim Yaratılan vaki nesim Maden toprak bütün cisim Erir sonsuz bir noktada
Boş dağıtır dol sakiye Her renk döner bak hakiye Yolun sonu “o” Baki’ye Varır sonsuz bir noktada
Var mıdır ki hiç kurtulan Anlar girip her tartılan Sahibin var yaratılan Korur sonsuz bir noktada
Cennet cehennem arama Gör içimde Hak yarama Yürek denen bak burama Vurur sonsuz bir noktada
BEKİR görür kul azanda Her yaptığın var yazanda Tartılırken ver mizanda Sorar sonsuz bir noktada...>>
Bir Yürek Bedenden Büyük Olursa
Bir yürek bedenden büyük olursa Kendi incinir de kulu incitmez Olgunlaşır kemalini bulursa Dikene katlanır gülü incitmez
Ötelenir örselenir itilir Köle olur pazar pazar satılır Kervan olur katarlara katılır Toprağı incitmez yolu incitmez
Kendi ağlar başkasını güldürür Nefsi ile benliğini öldürür Nerde düşkün görse tutar kaldırır Közde yanar amma eli incitmez
Hikmet pınarının gözesi olur Bütün eskilerin tazesi olur Gönül sofrasının mezesi olur Sözü ârifândır dili incitmez
Engine post serer engin oturur Kaç güneş aşırır kaç gün bitirir Nice gam yükünü çeker götürür İHLÂSÎ kırılır dalı incitmez...>>
Bir Yüzüne (tecnis)
Tutuldum yolunda tipiye kara Gidemedim dağın o bir yüzüne Bilemedim neden bu bahtım kara Hasret kaldım yârin o bir yüzüne
Deme ki bağımda gül bana yeter Salınıp gelenin kendisi yeter Kışım biter ömrüm bahara yeter Dolandım dünyayı o bir yüzüne
Ben ağladım her gün eller gülerken Sana yârim derdim adın Güler’ken Hazan vurdu bağım, soldu gül erken Sararıp solduğum o bir yüzüne
İHLASÎ aklıma yârim düşünce Yokluğunda sarar beni düşünce Gözlerimden yaşlar akıp düşünce Bunca ağladığım o bir yüzüne...>>
Biri
Nice sorunları aşmış olurdum Özden bir nasihat verseydi biri Bir gün gider doğru yolu bulurdum Hamaset fikrimi kırsaydı biri
Yiğitleri baş üstünde tutardım Merdin balı zehir olsa yutardım Dünyaları hallaç gibi atardım Yanımda erkekçe dursaydı biri
Usandım hedefe yay gere gere Köz düşmese özden içeri sere Dökülmezdim pare pare boş yere Yarama merhemi sürseydi biri
Arayarak kırk kapıyı çalardım Hakk’ın çeşmesinden Hak’tan dolardım Hikmetli damladan hissem alırdım Halin nedir diye sorsaydı biri
BEKİR ki dalından gülleri veren Hayat menziline çobanca eren Zerreye girerdim olurdum evren Gönül gözü ile görseydi biri...>>
Bitirir Bitirir Öldürür Her Gün
Bir acı söz bir yiğide değerse Bitirir bitirir öldürür her gün Dost bildiği dallarını eğerse Götürür götürür öldürür her gün
Ağır gelir ağır kem laflar merde Dağ gibi kaç yara açılır serde En sonunda alıp götürüp derde Yetirir yetirir öldürür her gün Kaç dağı yükledir geçirir dere Ölmeden binlerce koyar kabire Rakipsiz yıkar da indirir yere Yatırır yatırır öldürür her gün
Bir sözün yarası tüm işten öte İHLÂSÎ gerçekler bir düşten öte Bende aşıp giden güneşten öte Batırır batırır öldürür her gün...>>
Boğdur Bakalım
Hele şu dünyanın devrilsin boyu Aslanı kediye boğdur bakalım Kurulalı böyle değişmez huyu Yiğidin başını eğdir bakalım
Fakirin bağrını dilim dilim et Gözyaşını akıt durma zulüm et Soysuzlara ne dert nede elem et Garibana karı yağdır bakalım
Eşit değil senin tartın terazin Yolu müşkül ettin dert hazin hazin Taraf tuttun baştan nedir garezin Hatıra gönül’e değdir bakalım
Her dem değirmenin öğütür gamı Taştan taşa çalar yıkar adamı Ton ediyor verir iken gıramı Haksızı haklıya söğdür bakalım
Bozulsun düzenin kırılsın çarkın Nedense zengine akıyor arkın Hani adaletin hanıya farkın Düzenbazın çağı çağdır bakalım
Gerçekler yenmiyor acımı acı Ben de anlamadım nedir amacı Bağrında kış eğler dağın yamacı İHLASÎ ye düzler dağdır bakalım...>>
Böldüm Böleli
Başımı bağladım beşe Ben biri buldum bulalı Bağlanmadım boş bir başa Ben biri buldum bulalı
Bir bilgede buldum beni Bölük bölük böldüm beni Biçareyim bildim beni Ben biri bildim bileli
Ben beni bildim bendenim Bir İHLASÎ bin bedenim Bağcı benim bağ da benim Ben beni böldüm böleli...>>
Bu Bedende
Elli yıllık ömrü koydum tartıya Nefsim ağır geldi boş bu bedende Darasını aldım netine baktım Bahar uğramamış kış bu bedende
Sermayeme baktım bir kuru nefes Bir gün gelip o da eyleyecek pes Toprağın altında duyulur mu ses Ahir tarlasında yaş bu bedende
Karanlık gönlüme bir çıra yaktım Âdem'den bu yana düşündüm baktım Zerre Ağrı Dağı bense ufaktım Sermayesi akıl baş bu bedende
Kendi penceremden seyrana daldım Gördüm nice ibret nice ders aldım Çok çalıştım amma sınıfta kaldım Gerçeği görmedim düş bu bedende
Ölçtüm uzun geldi biçince kısa İçinden çıkmadım aldı bir tasa İHLÂSÎ'yim gönlüm bürünmüş pasa Kırk parçaya dönmüş taş bu bedende...>>
Bu Can Benden Gitsin
Dedim ki o yar’a sen her şeyimsin Bu can benden gitsin sen gitme benden Dostlarım dışlasın felek kahretsin İçimden kan gitsin sen gitme benden
Gök çöksün üstüme dünyam yıkılsın Bu can benden gitsin sen gitme benden Güneşim sönsün de gönlüm yıkılsın Solumdan han gitsin sen gitme benden
Göz nurum sönsün de gözüm kanasın Bu can benden gitsin sen gitme benden Geceler kin kussun özüm kanasın Yanımdan yan gitsin sen gitme benden
Ne bir kul acısın ne Tanrı bana Bu can benden gitsin sen gitme benden Ne baharım olsun ne de bir yazım BEKİR’den şan gitsin sen gitme benden...>>
Bu Kürede
On sekiz bin âlemi var Bir’i döner bu kürede Âlemlerin âlimi var Piri döner bu kürede
Sanırsın ki bir boşlukta Hepsi ayrı bir hoşlukta Nuru dahi bir loşlukta Peri döner bu kürede
Halka halka çıkmış yola Bilmiyorlar durak mola Şaşmaz milim sağa sola Yeri döner bu kürede
Onca yağmur kar tanesi Birbirine bir tanesi Değmez düşer her tanesi Geri döner bu kürede
Mevsimler başlayıp biter Gece olur gündüz yiter Arkadaki önü iter Seri döner bu kürede
BEKİR bunca varken veri Beyindedir tüm cevheri Dönüş yoktur hep ileri Beri döner bu kürede...>>
Buldum Sonunda
Ben bir toprak idim bir damla yaşla Karıştım dünyaya geldim sonunda Aktım coşkun coşkun bedensiz başla Karıştım ummana daldım sonunda
Gezdim hayli zaman dolandım durdum Düşündüm gezerken bir hayal kurdum Yel ile sürüldüm olmadı yurdum Dünyada mekânsız kaldım sonunda
Süzüldüm elekten ezildim çarkta Irmak idim aktım küçücük arkta Her neyim var ise buldum toprakta Sarılıp yatınca güldüm sonunda
Dağ başına duman oldum kar oldum Babamdan ezeli onda var oldum Görünmez birine sadık yâr oldum Boş geldim mânâyla doldum sonunda
İHLÂSÎ’yim ersem yıkılmaz fendim Yerde mi bittim ben arştan mı indim Gördüğüm âleme şaşırdım kendim Ben beni özümde buldum sonunda...>>
Burda
Ervah-ı ezelden bu güne kadar Can biter yol alır öz bulur burda Yolcu menziline kendini adar An yiter kul ölür söz kalır burda
Gökten yere kadar boşluk sandığın İçinde cisimsiz o inandığın Tüm âlemde yaşar candan yandığın Kün yeter hal gelir haz salar burda
Buharlar yoğuşup sema sarınca Hikmet dolu arı ile karınca Kâinat saf tutup divan durunca Han tüter bal dolar yaz gelir burda
Çiçeklerde nakış kuşlarda dili Madde olmamışken daha evveli Karıncaya rakip yaratmış fili Gün batar çöl kalır toz dolar burda
Dört yanı açıktır var mıdır bilen Duymadım muradın alıp da gülen Toprağa gidiyor İHLASÎ gelen Yan yatar sal olur tez ölür burda...>>
Bükülme
Hayat tarlasında menzil ararken Gel gör yolu neler vardır sen bilsen Ekilip biçilip başak sararken Hal var kulu böler sırdır bin gülsen
Bükülme dökülme olmasın özde İncinme incitme insanı sözde Bakınca Mevla’yı görürsen gözde Dal sar gülü çalar yardır can gelsen
Bin tövbe edip de tövbeyi bozan Manayı noktada arıyor yazan İHLASÎ ömrüne düşünce hazan Yol kar, dolu diler zardır han olsan...>>
Cahil Ne Bilsin ki Bizi
Cahil ne bilsin ki bizi Biz Hakk’tan Hakk’a yürüdük Başı eğdik kırdık dizi Özde hiçlikle çürüdük
Baktık amma hep kör olduk Yandık yıkıldık kor olduk Doğmadan ezel var olduk Kör nefse edep bürüdük
El bağladık dil bağladık Gönlümüze gül bağladık Bir sevdaya bel bağladık Canı canana sürüdük
İHLÂSÎ’yim görmek için Kaptan kaba girmek için Vuslatına ermek için Yandık yakıldık eridik...>>
Cahil Yerince Beni
Ne cihana sığdım ne de kendime Çekiştirip cahil yerince beni Yetmek istemiştim kendi kendime Taşları döktüler görünce beni
Meziyetmiş insan olmak insanda Yaksalar da kavrularak yansan da Her gördüğün canı candan sansan da Anladım dost değil derince beni
Senden farkım yoktur aynı madenim Ayrı geldik aynı yöne gidenim Hoyratlara dayanmadı bedenim Yerimden yurdumdan sürünce beni
Özümden bölüştüm öz olan özü Söylemedim kem olacak bir sözü El yanmasın diye içimde közü Göreydin ateşe girince beni
Gayem mazlum ile gardaş olmaktır Gönülden gönüle akıp dolmaktır Meşakkatse çekip Hakk’ı bulmaktır Birlik sofrasına serince beni
Taş sırtında taşı taşır duvarda İnsan oynak olmuş mekân hovarda BEKİR’in herkese bir gülü var da Dalımdan kırdılar verince beni...>>
Can Verelim (varsağ)
Gelin candan gardaşlarım Can olalım can verelim Soldurmadan insanlığa Sevgi katıp can verelim
Zaman kısa yol uzundur Gövdedeki kol uzundur Musalla dar sal uzundur Mümin gibi can verelim
Bizden başka sevelim biz İçimizde yansın o köz Yüreklere düşmeden güz Bahar olup can verelim
İHLASÎ’yim dağ aşasın Yurdun varsa sen paşasın İlelebet hep yaşasın Bu vatana can verelim...>>
Canımdaki Can Giderken
Üzerime dağlar çöktü Canımdaki can giderken Hem eğirdi hemi büktü Canımdaki can giderken
Mayilim ben o güzele Gözüm döndü coşkun sele Yaktı beni bile bile Canımdaki can giderken
Ben baktıkça o da baktı Ela gözler beni yaktı Ondan aktı benden aktı Canımdaki can giderken
Yâr yüreğim dağladım İHLÂSÎ coştum çağladım Canım gitti ben ağladım Canımdaki can giderken...>>
Bu bölümde toplam 350 adet Ozan İhlasi şiiri bulunmaktadır.
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
|