ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
       KUL HİMMET'İN BİLİNMEYEN DEYİŞLERİ

    Bugün yâr bize geldi 
    Gülleri taze geldi 
    Önünde Kanber ile 
    Ali Murtaza geldi 


KUL HİMMET'tir adımız
Burda yoktur yadımız
Şâh-ı Merdan aşkına
Hak versin muradımız.


   Âşık Edebiyatında Alevî-Bektaşî inancıyla ortaya konulmuş binlerce şiir vardır. Söz konusu şiirlerde On iki İmam, Kerbelâ hadisesi, menkabeler, Bektaşilikle ilgili inançlar, erkân ve adetler konu edinilmiştir. Bu vadide en çarpıcı şiirleri Nesimî, Fuzulî, Hatayî, Pir Sultan, Viranî, Kul Himmet ve Yeminî ortaya koymuşlardır. Bu bakımdan bu şairler, yedi büyük Alevî-Bektaşî olarak nitelendirilmiştir.

   Sözünü ettiğimiz şairler içinde yer alan Kul Himmet hakkında, yakın zamanlara kadar üzerinde pek araştırma yapılmamıştır. Hatta bundan dolayıdır ki, şiirlerinde "Kul Himmet Üstadım" olarak tapşıran iki ayrı âşığın şiirleri de Kul Himmet'in sanılmıştır. Bu âşıklar, Divriği'nin Örencik köyünden İbrahim'le, İmranlı'nın Söğütlü köyünden Hacik Kız (Hatice)'dır. Diğer taraftan Sefil Kul Himmet, Öksüz Kul Himmet ve Geda Kul Himmet mahlaslı şiirlerin varlığı, meseleyi daha da karışık hale getirmektedir.

   Kul Himmet ve Kul Himmet Üstadım konusunda bugüne kadar en önemli çalışma, Türk folklorunun önde gelen isimlerinden İbrahim Aslanoğlu tarafından gerçekleştirilmiştir.1 Aslanoğlu, her iki çalışmasında şiirleri mahlaslarına göre ayırmış, gerek şiirlerinden gerekse tarihi vesika ve derlemelere dayanarak bu isimler hakkında yorum ve değerlendirmeler yapmıştır.

   Kul Himmet, XVI.-XVII. yüzyıllarda yaşamıştır. Mezarı, doğduğu yer olan Tokat'ın Almus ilçesinin Görümlü köyündedir.2 Köylüleri onu, Bektaşi tarikatinin Erdebil Tekkesi'ne bağlı Safeviye koluna bağlar. İnancından dolayı çileli bir hayat geçirmiş, zindana atılmıştır. Ölümüyle ilgili kesin bilgiler olmamakla beraber, uzun süre kaçak yaşayıp köyünde vefat ettiği tahmin edilmektedir. 

   Kul himmet hakkında en son ve en derli-toplu çalışmayı ortaya koyan İbrahim Aslanoğlu'nun kitabında, ona ait 143 şiir bulunmaktadır. Aslanoğlu, kitabında önceki yayınlardaki ve yirmiden fazla cönkteki Kul himmet mahlaslı şiirlerle bu sayıya ulaşmıştır. Şiirlerin ölçülerine göre dağılımı şu şekildedir: 7 heceli 1, 8 heceli 26, 11 heceli 104 ve aruz vezni ile 7. Kul Himmet'in ilk defa 36 şiiri yayımlanmış ve Cahit Öztelli tarafından bu sayı 87'ye ulaştırılmıştır. Biz de Aslanoğlu tarafından ulaştığı 143 sayısına 13 şiiri ilâve edeceğiz ve böylelikle Kul Himmet'in 156 şiiri edebiyatımızda yer almış olacaktır.

   Burada yayımlayacağımız şiirler, kitaplığımızdaki cönklerde kayıtlıdır. Toplam sayısı 38'dir. Ancak 25 tanesi Aslanoğlu'nun kitabında da mevcuttur. Aşağı yukarı aynı sözleri ihtiva ettiği ve burada makale sınırlarını aşacağından sözünü ettiğimiz şiirlere yer vermeyeceğiz. Cönklerde, biraz önce zikrettiğimiz Sefil Kul Himmet, Öksüz Kul himmet tapşırmalı şiirler de vardır ve bu şiirler bir başka çalışma ile değerlendirilebilir.

   Metinlere geçmeden önce, kullandığımız cönkler hakkında bilgi vermenin yerinde olacağı kanaatindeyiz.* Kitaplığımızda bulunan cönklerin verdiğimiz numaralara göre özellikleri şöyledir:

4 no'lu cönk:
Fotokopisini kullandığımız bu cöngün aslı Kangal'ın karanlık köyündeki Ali Ekber Öztürk'te'dir.16 X 20 cm. boyutlarında olup 29 yapraktır. R.1331 (M.1915) yılında Kangal'ın Karanlık köyünde yazılmıştır. Cönkte 26 şaire ait 58 şiir bulunmaktadır. Şiirlerine yer verilen başlıca âşıklar şunlardır. Budala, Deli Boran, Fedaî, Feyzî, Fuzulî, Hasretî, Hatayî,Hulkî, İrfanî, Kemterî, Kul Himmet, Muradî, Mehemmed, Nesimî, Noksanî, Pehlül Divane, Pir Sultan Abdal, Sadık, Sefil Kul Himmet, Sefil Mehmet, Şi'rî, Veli, Viranî, Visalî.

6 no'lu cönk:
Cöngün aslı, Divriği'nin Höbek köyünde bulunmaktadır. Cönk, 10 X 20 cm. boyutlarında ve 18 yapraktır. Divriği yöresinde yazıldığını tahmin etmekteyiz. Yazılış tarihi, R. 1290 ( M. 1875)'tir.İçinde 22 âşığın 38 deyişi bulunmaktadır. Âşıkların başlıcası şunlardır. Abdal Pir Sultan, Âşıkî, Dedemoğlu, Dertli, Derviş Ali, Gevherî, Hatayî, Hasretî, İsmail, Kemter Himmet, Kul Himmet, Kul Sevindik, Nesimî, Niyazi Mısrî,Öksüz, Seyyit Seyfi (Nizamoğlu), Türabî, Viranî.

7 no'lu cönk:
İlk ve son sayfaları eksik olan bu cönk tahminimize göre XIX. Yüzyılın ortalarında tutulmuştur. Aslı, Divriği'nin Karakale köyündeki Hüseyin Demirteş'tadır. Cönk, 14.5 X 21.5 cm. boyutlarında ve toplam 123 yapraktır. İçinde 40 şairin 140 şiirine yer verilmiştir. Bu şairlerin başlıcası alfabetik sıra ile şöyledir: Asrî, Arif, Âşık Umman, Budala, Cafer, Cefaî, Derviş Ali, Dertli, Dedemoğlu, Deli Boran, Fedaî, Feryadî, Gedaî, Gevherî, Gulamî, Hasretî, Hatayî, Hüseyin, İsmail, Kul Himmet, Kul Himmet Üstadım, Kul İsmail, Kul Sevindik, Miratî, Nesimî, Noksanî, Pir Sultan Abdal, Sadık, Sefil Ahmet, Sefil Ali, Sefil Edna, Sıtkı, Sırrı, Şem'î, Şi'rî, Teslim Abdal, Veli, Viranî,. Visalî.

9 no'lu cönk:
R. 1320 (M. 1904) yılında Tokat'ın Abdülfettah mahallesinde oturan Deli Mehmetoğulları'ndan Mustafa oğlu Hasan Emirî efendi tarafından tutulmuş, daha sonra Divirği'nin Höbek köyünden Yakup Aslan 11 X 16 cm. boyutlarındaki 135 yapraklı bir deftere aktarılmıştır. Defterde 51 şaire ait 120 şiir bulunmaktadır. Şairlerin başlıcası şunlardır. Abdal Abdal Dede, Ali, Asrî, Âşıkî, Azizî, Budala, Dedemoğlu, Deli Boran, Derunî, Dertli Kâzım, Dertli Kerem, Derviş Ahmet, Derviş Ali, Derviş Haydar, Derviş Musa, Emrah, Fuzulî, Güdeşlioğlu, Hasan, Hatayî, Hüseyin, Hüseyin Abdal, Karacaoğlan, Kaygusuz, Kul Himmet, Kul Himmet Üstadım, Kul Hüseyin, Kul Yusuf, Mesrurî, Miratî, Nesimî, Nihanî, Nutkî, Öksüz Kul Himmet, Pir Sultan Abdal, Sadık, Sefil Türabî, Seyyit, Sefil Ahmet, Sefil Ali, Sefil Hasan, Sefil Kul Himmet, Sefil Mehmet, Sefil Öksüz, Sırrı, Sıtkı, Sultan Muhammet, Teslim Abdal, Veli, Viranî.

11 no'lu cönk:
11 X 17 cm. boyutlarında ve 11 yapraktır. Divriği yöresinde tutulmuştur. Aslı, divriği Anzağar köyündeki Garip Tuncer'de bulunmaktadır. Cönkte, 8 âşığın 19 şiiri yer almaktadır. Bu âşıklar; Dertli, Derviş Ali, Feyzî, Hatayî, Kul Himmet, Kuddusî, Kul Hüseyin, Teslim Abdal'dır.

12 no'lu cönk:
R. 1316 (M. 1900) yılında Divriği'nin Venk köyünde tutulmuş olan bu cönk, 9 X 23 cm. boyutlarındadır. Orijinali Divriği'nin Mursal köyündeki Kalaycı Kamber'dedir. 55 yaprak olan cönkte, 30 şairin 99 şiir bulunmaktadır. Adı geçen şairler şunlardır. Ali, Dertli, Dertli Kemter, Deli Boran, Esirî Baba, Feyzî, Gevherî, Hasan Dede, Hasan Paşa, Hatayî, Hüseyin, İsmail, Kabulî Baba, Kalender Baba, Karacaoğlan, Kemter, Kul Himmet, Kul Himmet Üstadım, Kul Safi, Kusurî, Nesimî, Noksanî, Pir Mehmet, Pir Sultan Abdal, Sadık Baba, Şem'î, Teslim Abdal, Veli, Viranî, Zekayî.

13 no'lu cönk:
R. 1325 (M. 1909) tarihinde Divriği'de tutulmuştur. 11.5 X 19 cm. boyutlarındadır. 37 varak olan bu cöngün aslı Kutlu Özen'de bulunmaktadır. İçinde 18 şairin 34 şiiri bulunmaktadır. Şairin adları şöyledir. Askerî, Can Hatayî, Fakirî, Gevherî, Hüseyin, Kul Himmet, Kul Himmet Üstadım, Noksanî, Nesimî, Pirî, Seyyit Süleyman, Sırrı, Viranî/Viranî Adal, Zuhurî.

20 no'lu cönk:
Oldukça hacimli olan bu cönk 13x20 cm. boyutlarında ve 325 yapraktır. Aslı Yrd. Doç. Dr. Mehmet Yardımcı'dadır. Oldukça ince ve çizgili bir kağıda yazılmıştır. İçinde 134 şairin 563 şiiri kayıtlıdır. Ayrıca 40 mahlassız şiir, Darname metni ve dualar yer almaktadır. Belirli sayfalarında bazı özel bilgiler bulunmaktadır. 

"Bu mecmua Zile'nin Âla Mescid mahlesinden Kiranili Davulcuoğlu Mehmed'indir. Kimse dahil olamaz. Padişahdan ferman gelse kimse elimden alamaz efendim" R. 1323 (M.1907) (s. 25, 26)

"Kaldı ki, şu mecmuaların meâlini anlamak isteyen efgendilere mâlum ola ki, başındaki altmış kanadı Zile kazası Minare-i Keyr Mahlesinden Kiranili Davulcuoğulları'ndan Kasım .... pederim Mehmet Efendi'nin yazdığı ve gayri kusuru burdan nihâyete kadar Mehmet Efendi'nin mahdumu Rıza Efendi'nin yazdıklarıdır. Bu bahse ma'lumunuz ola.

El sahip Mehmet Efendi ve Rıza Efendi'nindir. Kimse dahil edemez. Padişah'tan ferman gelse kimse elinden alamaz efendim" (s. 92.)

"İş bu mecmuaları kimin yazdığını anlamak isteyenlere ma'lum olsun ki başından 60 kadarı Zile'nin Âla Mescid Mahlesinden Davulcuoğlulları'ndan Mehmet Efendi'ye, 60. kanattan 542. kanada kadar Mehmet Efendi'nin oğlu Rıza Efendi'ye, 542. kanadından sonuna kadar Rıza Efendi'nin oğlu Hacı İbrahim yazmıştır. Böylece mâ'lumunuz ola." M. 1947 (s. 533.)


Bu açıklamalardan da anlaşıldığı kadarıyla cönk Zile kaynaklı olup 1907-1947 yılları arasında düzenlenmiştir. Değişen yazı karakterlerinin de gösterdiği gibi üç ayrı kişinin elinden çıkmıştır. 

Kaydettiğimiz 13 şiirden 1'i yedi, 4'ü 8 diğerleri de 11 hecelidir. Şiirlerin tamamı Alevî-Bektaşî inancıyla ortaya konulmuştur.



-1-
Şu benim sevdiğim Muhammed Ali
Kumru dost dost deyü öten Ali'dir 
Sakınan çağıran mahrum mu kalır 
Şu sefiller carına yeten Ali'dir 

Ali'm tutdu Zülfikâr'ın sapını
Döndürdi kâfirin dine hepini
Mağribde attı kudret topunu
Maşrıkta uzatıp tutan Ali'dir

Muhammed mi'raca gidecek oldu 
Ali Muhammed'i gönderi geldi 
Doksan bin kelâmı o demde sordu 
Soran Muhammed dinleyen Ali'dir 

Âşıka dilden halife kılandan
Bülbül ayrılır mı gonca gülünden
Dad be dad çağırdı devin elinden
Kesikbaş carına yeten Ali'dir

Ecel kayıp nasib kayıp er kayıp
Ya Ali sırrına ermedim deyip
KUL HİMMET ortaya bir nişan koyup
Bir olup birliğe yeten Ali'dir. 
(Cönk no: 4, sayfa: 28)


-2-
Ey âşıki saramadın yâremi 
Yâreme em olup merhem çalasın 
Yarem deşilmiştir sarılmaz madem 
Arayıp da hekimini bulasın 

Dört kapı açıldı hangisi vardır
Bu manaya ermek hayli hünerdir
Deryanın dibinde kaç şehir vardır
Çarşısını pazarını bilesin

Mehdî çıkmış diye tellâl bağırdı 
Bir teknesi vardır kırklar yoğurdı 
On iki kız sekiz oğlan doğurdu 
Onların ne olduğunu bilesin 

Âşıkların sözlerine has derim
Muhammed'i gördüm Ali dost derim
Yedi bin yedi yüz âyet isterim
Yüz on daha vardır onu bilesin

Benim sevdiceğim Takî Nakî'dir 
Dost bağında bülbüller şakıtır 
Yüz kardaşın hocası var okutur 
Onlarıñ da ne olduğun bilesin 

Düzüm düzüm olmuş yüzünün beni
Açılmıştır gül benzinde yanağı
Sar'öküzün alnındaki beneği
Kanadında ne yazılı bilesin

Var bul bir delilin yaka fenerin 
Kaç hamail vardır şems ü kamerin 
Sar'öküzün bastıcağı mermerin 
Direğinde ne olduğun bilesin 

Âriflerin sözü hilaf yazılmaz
Güher olmayınca hatem düzülmez
Bir kız vardır hergiz kuşağı çözülmez
Anasının kande olduğun bilesin

Dinleyeyim KUL HİMMET'in sözlerin
Onda gördüm yedilerin izlerin
Muhammed'in koynundaki kızların
Huri midir peri midir bilesin
(Cönk no: 6, sayfa: 10-11)


-3-
Hey gaziler şunda günâhkâr oldum 
Medet pirim imdat eyle talibe 
Aradım günâhım özümde buldum 
Medet pirim imdat eyle talibe 

Varıp kırklar kapısından çağıram
Hem çağırıp hemi lebbeyk diyen
Posttan kalkıp mührü önüne koyan
Medet pirim imdat eyle talibe

Arza yetip enbiyaya erenler 
Yemen'de taç vurup hırka giyenler 
Zulmette kalmaz sizi sevenler 
Medet pirim imdat eyle talibe 

Çağırak doksan bin ere şehide
Mağripten maşrıka cümle işite
Hacı Bektâş Velî'den imdat yetişe
Medet pirim imdat eyle talibe

Sen Ali sırrısın himmetin yete 
Fatıma kızındır Muhammed atan 
Onları ayırmak yine bir hata 
Medet pirim imdat eyle talibe 

Eyyüb'ün kurdunu döküp sağ eden
İbrahim'in yerin çayır su eden
Kara don giyip de ağ deveyi yeden
Medet pirim imdat eyle talibe

Hasan Hüseyn şebber-şubber kulaktır 
İmam Zeynel İmam Bakır yanaktır 
İmam Caferhüsn hecesinde ayandır 
Medet pirim imdat eyle talibe 

Musa Kâzım Rıza kalemdir kaştır
Takî Nakî çeşmi onlara eştir 
Hasanü'l-Askerî dehanda diştir
Medet pirim imdat eyle talibe

Mehdî dedim masum pake yetirdim 
Mürvet dedim el pençeye oturdum 
On ik'İmamlar'a iman getirdim 
Medet pirim imdat eyle talibe 

Kul Himmet''im eydür var özün öldür
Cümle eksikliğin mürşîde bildir
Engür şerbetini tuttuğum eldir
Medet pirim imdat eyle talibe
(Cönk no: 7, sayfa: 165-167)


-4-
Kalk karındaş yola gidek 
Hak yoldan öte mi dersin 
Murad u maksuda erincek 
Bu söze hata mı dersin 

Ârif olan kalleş olan
Bellidir meyli boş olan
Vefâsız yoldaş olan
Menzile yeter mi dersin

Sırrını verme kalleşe 
Kalbi çürük meyli boşa 
kapabilmem düşse taşa 
Yetmeden tutar mı dersin 

Sırrını verme hayrata
Senden alır gider yada
Damızlık koysan çiğ süde
Pişmeden tutar mı dersin

KUL ÜMMET der çoşmayan
Aşk kazanında pişmeyen
Burada Hakk'a ulaşmayan
Orada yanar mı dersin
(Cönk no: 9, sayfa: 36-37)


-5-
"Sebü'l-mesani" kitabın okusan 
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur 
Bülbül olsam dört kapıda şakısam 
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur 

Türab ol ki, çiğnesinler üstünü
Anda fark et düşmanını, dostunu
Nesimî gibi yüzdüregör postunu
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur

Türab ide özün türab ol türab 
Kalbindeki kini kibrini bırak 
Muhammed Ali'nin cemâlin görek 
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur 

Şükr olsun türablıktan doğrudur yolum
Ali'ye de malûm, ahvâlim, hâlim
Balım Sultan Haydar kend'aslan Ali'm
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur

Balı'yı türab eden aşkın meyidir 
Ali Seydi Şâh İbrahim soyudur 
Türablıktan Şâh-ı Merdan huyudur 
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur 

Kul Himmet'im "Kulhüvallahü ahad"
Cesetimden can kalmadı bu saat
Dün ü günü bildim idim Muhammed
Türablıktan a'lâ yol mu bulunur
(Cönk no: 9, sayfa: 73-74)


-6-
Eğer din bâbından haber sorarsan 
Söyle kelâmını bildir efendim 
Sual eyle ihsân olsun kelâmlar 
Bilemezsem hâlim nedir efendim 

Bir günün farzını on yedi bildim
Yiğirmi sünneti üç vitir kıldım
Sualine cevap vermeye geldim
Veremezsem döv de öldür efendim

Sabah dört öğlen on belli beyândır 
İkindi sekizdir deme ziyândır 
Akşam beş yats'on üç vitir tamamdır 
Bunu da böylece kıldım efendim 

Altmış altı er kaleyi boyladım
Altı yüz teravihi hesap eyledim
Ben bir divaneyim böyle söyledim
Buncağız kusura kalma efendim

Kıyas et meydandan geri kalırım 
Aç gözünü sana hoca olurum 
Bir yıllık namazı ezber bilirim 
Var senden kaçan kördür efendim 

Beş bin yüz yirmi farzıdır heman
Yedi bin iki yüz sünnettir tamam
İncil'le Zebur Hak delili Kur'an
O da bir sırdır ermen efendim

Seyyid gibi sen secdeye oturmuş 
Köylü sana yağlı pilav getirmiş 
Bana sen de neden sual sorarsın 
Balı kıymağı da yersin efendim 

Sözü m'olur sencileyin özü çürüğün
Yüzün görme yüzü gözü buruğun
La bak aşağı indirmişsin sarığın
Korkarım başında güldür efendim

Herhalde ilerü gelemez deyü
Sualime cevap veremez deyü
KUL HİMMET ile baş edemez deyü
Korkarım el sana güler efendim
(Cönk no:9, sayfa:77-79), (Cönk no: 9, sayfa: 180-182)









  -7-
Bugün yâr bize geldi 
Gülleri taze geldi 
Önünde Kanber ile 
Ali Murtaza geldi 

Ali benim mâhımdır
Kâbe kıblegâhımdır
Mir'aç'taki Muhammed
O benim padişâhımdır

Padişâhım Yaradan 
Okurum ağ-karadan 
Ben yardan ayrılalı 
Yüzyıl geçti aradan 

Arayı uzattılar
Yaraya tuz ektiler
Avluya bir kul geldi
Bedestende sattılar

Sattılar bedestende 
Gül biter gülistanda 
Muhammed'le hatemi 
Bergüzardır aslanda

Daha ben intizârım
Aslanda bergüzarım
Ben sevdanla gezerim
El yarine kavuşmuş

İntizarlık çekerim 
Gözyaşını dökerim 
Dökerim göz yaşını 
Bak Mevlâ'nın işine** 

Dört eyledi kapısın
Lâl ü gevher yapısın
Kâfirler şehit etti
İmamların hepisin

İmam Hüseyn'e kıydılar 
Hasan'a ağı verdiler 
Zeynel ile Bakır'ı 
Bir zindana koydular 

Zindan bize mezardır
Hak yolları gözetir
Câfer'in bin yarası
Mehdi Kâzım Rıza'dır

(I)rıza'ya ağladım 
Çeşmim yaşı çağladım 
Ol Hasan Askeri'yle 
On ikiye bağladım 

On ikidir katarım
Türlü mercan satarım
Yüküm lâl ü gevherdir
Müşteriye satarım

Satarım müşteriye 
Kalka gören yürüye 
Melekler el kaldırdı 
Cenneteki huriye 

El kaldıra Süphan'a
İsm-i Âzam okuna
İmamların duâsı
Kaldı ulu divana

Ulu divan kuruldu 
Cümle mahluk dirildi 
..................... oldu 
Muhtar önde vuruldu 

Muhtar'a hû dediler
Ehline nur dediler
Muhammed rehber oldu
Ali'ye pîr dediler


Pîr dediler Ali'ye 
Hacı Bektaş Velî'ye 
Hacı Bektaş nâmını 
Verdi Kızıl Deli'ye 

Kızıl Deli tâcımız 
Muhammed Mir'ac'ımız
Gürledik mi Karaca Ahmet
Yalıncık duâcımız


KUL HİMMET'tir adımız
Burda yoktur yadımız
Şâh-ı Merdan aşkına
Hak versin muradımız.
(Cönk no: 9, sayfa: 102-105)


-8-
Sana derim be hey sofi 
Evvel imamınız kimdir 
Selâvat indi şanına 
Hak Muhammed Ali diyendir 

Evvelkisi İmam Hasan
İkincisi İmam Hüseyn
Üçüncüsü İmam Zeynel
Dördüncüsü İmam Abidin'dir

Beşincisi İmam Bakır 
Altıncısı İmam Cafer 
Yedincisi Musa Kâzım 
Sekizincisi Rıza'dır 

Dokuzuncu İmam Takî
Onuncusu Ali Nakî
On birinci Hasanü'l-Askeri
On ikinci Mehdi sahib-zamandır

KUL HİMMET'im bakışına
Böyle mi girdi düşüne
İki cihân güneşine
Pâk eyleyen Kur'an'dır
(Cönk no: 11, sayfa: 18-19)


-9-
Bize imdat ol Hak'tan 
Sabreyle gönül, sabreyle 
Âlemi yarattı yoktan 
Sabreyle gönül sabreyle 

Âşıkların işi zârdır
Yüreğinde yanar nârdır
Bir eşref saat vardır
Sabreyle gönül sabreyle

Âşığın eyyâmı gamda 
Böyle çalınmış kalemde 
Bitmez iş olmaz âlemde 
Sabreyle gönül sabreyle 

Acele âhır melâmet
Sabrın sonudur selâmet
Az sabırda çok kerâmet
Sabreyle gönül sabreyle

KUL HİMMET'im çekem minnet
Ölüm farz mı yoksa sünnet
Murada ereriz elbet
Sabreyle gönül sabreyle
(Cönk no:12, sayfa:84)


-10-
Pare pare yalan dünya 
Yalan dünya değil misin 
Hasan ile Hüseyin'i 
Alan dünya değil misin 

Ali bindi Düldül ata
Âşık dayanır firkate
Boz kurt ile kıyamete
Kalan dünya değil misin

Ali'nin Düldül'ünü alıp 
Arslanını dağa salıp 
Yedi kere üste kalan 
Dolan dünya değil misin 

Ah şu kaşa ah şu göze
Ciğer kebap oldu köze
Muhammed'i bir ham beze
Saran dünya değil misin

Yetik KUL HİMMET'im yetik
Gerçeğin eteğin tutup
İnsan gül ot gibi bitip
Dolan dünya değil misin
(Cönk no: 13, sayfa: 9-10)


-11-
Dünya ile bir pazarlık eyledim 
Ne virane ne harabe ne şendir 
Seyrettim de bir dükkâna uğradım 
Ne çarşıdır ne bedesten ne hardır 

Sırr-ı surullahtır âleme inen
Dedim harfim manasını duyana
Çiçeğe uğradım kokusu bana
Ne bağdadır ne bağbandır ne güldür

Bir makam seyrettim ya kim gelecek 
İkrarsızlar kıyamete kalacak 
Bir gerçek harfim var mana alacak 
Ne mezheptir ne imandır ne dindir 

Yed'iklim çar köşe kilidi birdir
Ana akıl ermez bir gizli sırdır
Sorarsan dünya ana misaldir
Ne ağızdır ne burundur ne dildir

Kitabın kalbinde olur mu ilan 
Ümmet-i billah da Ali'ye ayan 
Doluyu bu demde elime sunan 
Ne âdemdir ne insandır ne kuldur 

KUL HİMMET'im bu manadan al imdi
Alamazsın bir gerçeğe sor imdi
Senede bir kere doğdu dolandı
Ne ülkerdir ne yıldızdır ne gündür
(Cönk no: 13, sayfa: 56)



-12-
Gel gönül kimsenin aybına bakma 
Hazer kıl sevdiğim değme gönüle 
Arif ol cihanda bir gönül yıkma 
Hazer kıl sevdiğim değme gönüle 

Daim aşk atına bin de atlı gez
Edep öğren erkan öğren otlu gez
Gönül yıkma halk içinde tatlı gez
Sakın ey sevdiğim değme gönüle

Yoldaş eyle iman gibi dostunu 
Amel kazan aramazlar aslını 
Turap ol ki çiğnesinler üstünü 
Hâk ol ey sevdiğim değme gönüle 

Cihad eyle ki günahların tartasın
Bir amel kazan ki Hakk'a yetesin
Şar gibi her gördüğün örtesin
Pir ol ey sevdiğim değme gönüle

KUL HİMMET dilimde zikrim Muhammed
Aşk dolusun içtim Hüda'ya minnet
Dinar ile satın alınmaz cennet
Hazer kıl sevdiğim değme gönüle
(Cönk no: 20, sayfa: 91)


-13-
Bektaş-ı Veli'nin yolun bilmeyen 
Gündüzü karanlık gece sayılır 
Evlad-ı Âli'ye biat etmeyen 
Zümresi münafık pice sayılır 

Evlad-ı Mürsel'dir tutmazsa damen
Anlardan ıraktır din ile iman
Her kim Ali evlada ederse güman
Yüz bin emek çekse hiçe sayılır

Arşın yücesidir başının tacı 
Ka'be'ye ulaşır zülfürün ucu 
Ehl-i beyt katarı güruh-ı naci 
Cümle güruhlardan yüce sayılır 

KUL HİMMET'im bu manaya erenler
Zamanında imanını bulanlar
Hazret-i Hünkâr'ı mürşit bilenler
Bir niyazı yüz bin hoca sayılır
(Cönk no: 20, sayfa: 170-171)

 
1 İbrahim ASLANOĞLU, Kul Himmet Üstadım, Sivas, 1976.
   İbrahim ASLANOĞLU, Kul Himmet, İst., 1997.

2 Emin ULU, 100. Yılda Almus, İst., 1987, s. 341.

* Cönklerin temin edilmesinde yardımlarını gördüğüm değerli halkbilimci dostum Kutlu Özen'e içten teşekkür ederim. (D.K.)

** Baş kısımları zincirleme tarzında yazılan şiirin bu dörtlüğünü takip eden dörtlük silik olduğu için okunamamış, daha sonraki dörtlük sıraya dahil edilmiştir.

 

 


anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com