ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
       Aşık Yetimi

Aşık Yetimi 
Gittin garip koyup bizleri burda
Bil ki bekleyenin var yollarını
Büyük yolculuğa ne kaldı şurda
Kesmesin ahrette nar yollarını


     
Sensiz yaşamamda varım servetim
     
Seninle doludur iliğim etim
     
Dön sensiz kaldı bak Yetimi yetim
     
Genişken eyleme dar yollarını



    20 Nisan 1929 tarihinde Artvin'de doğdu. Asıl adı Mehmet Alptekin'dir. 5 yaşındayken babası, annesi ve iki kardeşi ölünce kardeşiyle birlikte amcasının yanında büyüdü. 
Ortaokulu bitirdikten sonra, Cılavuz Köy Enstitüsünde öğrenimini sürdürdü. Uzun yıllar değişik yerlerde öğretmenlik yaptı. Bu dönemde Erzurum'da yüksek öğrenimi tamamladı.

Şiire ortaokul yıllarında başladı. Özellikle o dönemdeki öğretmeni Sami Nabi Özerdem'in etkisi ve yardımıyla kendini geliştirdi. Yetimi mahlasını kendi yaşamıyla özdeşleştirerek kullanmaya başladı.

1976 yılında emekli olup Bursa'ya yerleştikten sonra kendini tümüyle edebiyata veren Yetimi, geniş arşivi ve kütüphanesi aracılığıyla birçok araştırmacıya kaynak oldu.

Değişik araştırmalarda aktarılan şiirlerinde hemen her konuyu işleyen ancak taşlamaları daha ağırlıkta olan Yetimi'nin yayına hazır "Geçmiş Zaman Olur ki", "Yosma (manzum oyun)", "Sana da Ders Var", "Alan Alır", "Eski Hamam Eski Tas", "Kendi Düşen Ağlamaz", "İçimden Geldiği Gibi 1", " İçimden Geldiği Gibi 2", "Atatürk'e Şiirlerim", adlı kitapları bulunmaktadır.

Yetimi'nin bu araştırmada yeralan tüm şiirleri ilk kez yayımlanmaktadır.


Belli Değildir

Mükemmel yaratık derler insana
Gerçek mi bu tanı belli değildir
Dünya denen iki kapılı hana
Geliş gidiş anı belli değildir

Bir acı gerçektir çokları bilmez
En son giysimizdir birkaç metre bez
Ak giyer her insan ömründe bir kez
Onun da zamanı belli değildir

Bugün yaşanırken bilinmez yarın
Bir işe yaramaz ahrette varın
Kayıp olur birgün taşın mezarın
Derler adı sanı belli değildir

Ömür geldi geçti yaş oldu yetmiş
Kendi dişim değil ağzımdaki diş
Yetimi'ye derler sen de bitmiş iş
Nerde çıkar canı belli değildir


Birgün

Bilmediğin yere yalınız gitme
Hasımlar çevreni sararlar birgün
Hakkında söylenir çok şey işitme
Namertler başını yararlar birgün

Hırsını yenerken sabırlı da ol
Ki selamet olsun tuttuğun her yol
Her açılan ele atarsan bol bol
Çok belini büker zararlar birgün

Her ağlayanın gözyaşına bakma
Kimseyi delilsiz ateşe yakma
Yazdığın şiirde noksan bırakma
Yetimi hatanı ararlar birgün


Değişmem

Dedim at sırtından aşk urbasını
Dedi yadigardır çula değişmem
Dedim ben alayım daha hasını
Dedi bakir kızı dula değişmem

Dedim başa gelse bela kazara
Dedi mavi boncuk çare nazara
Dedim kötü isem çıkar pazara
Dedi şen şahımsın kula değişmem

Dedim Yetimi'yle nasıldır aran
Dedi o bu derdi başıma saran
Dedim satar mısın olmasa paran
Dedi bu cevheri pula değişmem


Dostum

Bakarsın ki etmiş pireyi deve
Gözünde büyütüp olayı dostum
Kendi ayık gelmez bir defa eve
İçki diye almaz kolayı dostum

Herkesçe bilinir gerçi geçmişi
Pasta yerken ağrır kaplama dişi
Bitirdiği yoktur tuttuğu işi
Çünkü zora sokar kolayı dostum

Savunduğu bütün fikirler hurda
Varolması bile zarardır yurda
Said-i Nursi'yi bol bol okur da
Öcü gibi görür Zola'yı dostum

Kokar diye eve sokmaz sucuğu
Gavur işi diye giymez gocuğu
Sözünü dinlemez eşi çocuğu
Çok mutsuzdur bundan dolayı dostum

Yetimi sen böyle kimi taşlarsın
İğneli sözlerle yakar haşlarsın
O bugünü mutsuz yaşasın varsın
Yarın verir büyük molayı dostum


Kalmadı

Soy sopumdan öyle yıldı ki gözüm
Huzurlu bir evim barkım kalmadı
Ailem içinde geçmiyor sözüm
Kocamış bir kurttan farkım kalmadı

Yeni kuşağa bir başka hal oldu
Tatlı söz güler yüz hep hayal oldu
Yerim kapı dibi çorbam yal oldu
İsteğimce dönen çarkım kalmadı

Dostken düşman oldum kendi dölüme
Kıyıyorlar bir an önce ölüme
Serinlik bekleyen gönül gölüme
Ümit su verecek arkım kalmadı

Yiyip içtiğimden almaz oldum tat
Çekilmez hal aldı bu tatlı hayat
Hergün dert üstüne geliyor bir kat
Efkar dağıtacak şarkım kalmadı

Neylersin Yetimi geçti çağımız
Yaşayan ölüye döndü sağımız
Güle hasret bugün gülşen bağımız
Mezarlıktan başka parkım kalmadı


Kara Bahtım

İçime girmiştir bir kurt misali
Durmadan kemirir yer kara bahtım
Nice çekeceğim bilmem bu hali
Bırakmadı dizde fer kara bahtım

Ne bahar gösterir bana ne de yaz
Gam denizi oldum yine de der az
Bin vurup bir sayar asla acımaz
Döktürür alnımdan ter kara bahtım

Estirdi başımdan çok sevda yeli
Sevdim sevilmeden birçok güzeli
Sonu bir güzele ederek deli
Soktu yaşantıma şer kara bahtım

Geçidi bilinmez bir ulu setti
Senelerce beni kul köle etti
Çektiğim dert mihnet canıma yetti
Yine der murada er kara bahtım

Yetimi'yim yeter ağlattın beni
Bahar seli gibi çağlattın beni
Yabandan yabana sen attın beni
Çekemez bu yükü ser kara bahtım


Yollarını

Gittin garip koyup bizleri burda
Bil ki bekleyenin var yollarını
Büyük yolculuğa ne kaldı şurda
Kesmesin ahrette nar yollarını

Deme biteceği yok yolumuzun
Yoldur biter nice olsa da uzun
Sensiz hamur olmaz bulsam da tuz un
Gecikip gözletme yar yollarını

Bir gerçek sensizlik çaresiz bir dert
Sevginin dilinden anlamaz her fert
Mevsim sonbahardır havalar çok sert
Dön artık tutmadan kar yollarını

Sensiz yaşamamda varım servetim
Seninle doludur iliğim etim
Dön sensiz kaldı bak Yetimi yetim
Genişken eyleme dar yollarını

  Geç

Dedim şükür gördüm gül yüzlüm seni
Dedi gördün bari söz atma da geç
Dedim özledin mi yar sen de beni
Dedi söz içine söz katma da geç

Dedim yar aşkından olmuşum şaşkın
Dedi hiç sorma ki dert baştan aşkın
Dedim ne olacak sonu bu aşkın
Dedi ki kalbime köz atma da geç

Dedim yüreğimi dağladı narın
Dedi ki sevdin ya bu oldu karın
Dedim şekerlenmiş al dudakların
Dedi sana hayrı yok tatma da geç

Dedim insaf et bu halime bak da
Dedi ben neyledim suç varsa hakta
Dedim yaşayamam senden uzakta
Dedi şimdi bana hiç çatma da geç

Dedim ki elinden çektiğim çoktur
Dedi aşk denilen zehirli oktur
Dedim ne olacak halim dur da dur
Dedi kes Yetimi uzatma da geç


Gurbet Ellerde

Bitmez bir sevdayı sere
Almışsın gurbet ellerde
Karanlık düşüncelere
Dalmışsın gurbet ellerde

Aldanmışsın ya bir kere
Üzülme artık boş yere
Dertsiz başını dertlere
Salmışsın gurbet ellerde

Bak alnından akan tere
Durmaz akar sanki dere
Sen kendini yerden yere
Çalmışsın gurbet ellerde

Yetimi düştün dillere
Tereciye satma tere
Kurtuluş yok sen bir kere
Kalmışsın gurbet ellerde


Güvenme

Ey fani birazcık dur beni dinle
Giydiğin o süslü çula güvenme
Hiçbiri mezara gelmez seninle
Mala mülke para pula güvenme

Boylu poslu güzel diye kandığın
Aşkı ile gece gündüz yandığın
Mutlu edecek yar budur sandığın
Bekar olsun zengin dula güvenme

Yetimi dokundun yine yarama
Nefsine hakim ol bakma harama
Yaratandan başka torpil arama
Dayı diye hiçbir kula güvenme


Güzelim

Nedir bu büyüklük nedir bu çalım
Kalmadı bu aşkın gizi güzelim
Bu resmiyet bitsin sen ben olalım
Kaldıralım bizi sizi güzelim

Önünde diz çöküp yalvarıyorum
Döktüğüm yaşlarla harç karıyorum
Başımı koyacak yer arıyorum
Özledim sıcak bir dizi güzelim

Bu aşktır besleyen yaşamımızı
Sanma ki gün gelir kesilir hızı
Genci ihtiyarı gelini kızı
Dilden düşürmesin bizi güzelim

Elele kol kola gezip tozalım
Bütün tuzakları tek tek bozalım
Aşkın kitabını bile yazalım
Kalpten silinmeden izi güzelim


Hakkı

Üç hak vardır kolay kolay ödenmez
Ana hakkı baba hakkı kul hakkı
Üç hak ise kor gibidir hiç yenmez
Yetim hakkı yoksul hakkı dul hakkı

Övünülmez bu dünyanın varıyla
Yaşamalı helal malın karıyla
Ahirette seni yakar narıyla
Kazanılan haram para pul hakkı

Bil Yetimi haksıza hak verilmez
Sahibinden izinsiz gül derilmez
Hak etmeden yüce hakka erilmez
Durma sen de ara yorul bul hakkı



Olmaz mı

İçimde bir coşku elimde kalem
Yazarım ders alan satan olmaz mı
Okurun tepkisi bir başka alem
Beğenen olur da çatan olmaz mı

Yaşıyor bir doğa kanunu burda
Aciz yem oluyor daima kurda
Eğrilerden yüze çıkan olur da
Doğrulardan dibe batan olmaz mı

İyilik etsen de kemlik edene
Zararı dokunur istersen dene
Her sorun bağlansa tek bir nedene
Bu biri binlere katan olmaz mı

İnsansın ne kadar olsan bayağı
Zamana uydurman gerek ayağı
Dostlardan yememek için dayağı
Geven gölgesinde yatan olmaz mı

Öğrenmiş olsan da ilimi Çin'den
Yararlı olanı seç al içinden
Yobaz alim gibi ilimden dinden
Bilgiççe palavra atan olmaz mı

Bazen sevdiğine bile çatarsın
Taş atan dostlara sen gül atarsın
Yorulduğun yere çöküp yatarsın
Yattığın bu mekan vatan olmaz mı

Bırak yol sormayan biraz yorulsun
Mevlayı belayı arayan bulsun
Mükemmelim deme Yetimi kulsun
Yazdıklarında hiç hatan olmaz mı


Vefasız

Kalbimde onulmaz bir yar açtın
Bir türlü gitmiyor izi vefasız
Neden beni böyle terkedip kaçtın
Herkes kıskanırken bizi vefasız

Elimde olmadan tutuldum sana
Azıcık vefayı çok görme bana
İnadı bırak gel artık imana
Kalmadı bu aşkın gizi vefasız

Önünde diz çöküp yalvarıyorum
Gözümden yaş döküp yalvarıyorum
Başımı koyacak yer arıyorum
Özledim bir sıcak dizi vefasız


 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com