|   Türk
            Halk Müziği Bilgileri: | 
          
            |  |  | 
          
            | *Horon nedir? | *Halk
              Danslarının Bölümlenmesi | 
          
            | *Semah nedir? | *Halk Şairi ve Saz Şairi
              Kavramları | 
          
            | *Tatyan 
            ve Gazel nedir? | *Muzaffer
              Sarısözen'in Derleme Gezileri  | 
          
            | *Zeybek nedir? | *Halk
              Şiirinde Türler  | 
          
            | *Derleme Çalışmaları | *TRT ve Türk Halk
            Müziği Derlemeleri | 
          
            | *Türk Halk
            Müziğinin Yapısı | *Âşık 
            Sümmânî ve Tarzı Hakkında  | 
          
            | *Türkülerimizin
              Özellikleri ve Nedenleri | *Ramazan
              Güngör'ün Türk Halk
            Müziği İçindeki Yeri ve Önemi
 | 
          
            | *Türk 
            Halk Çalgıları  | *Kerkük
              Türk Halk Musikisinin Değerlendirmesi | 
          
            | *Türk
              Halk Çalgılarının Tarihi Gelişimi | *Trakya’da 
            Tasavvufi Halk Müziği  | 
          
            | *Türküler
              üzerine ayrıntılı bir inceleme | *Türk 
            Halk Müziğinde Müstezat | 
          
            |  | *Şanlıurfa Halk Müziğine 
            Genel Bir Bakış | 
          
            | HALK
              MÜZİĞİ ÇALGILARI :    Kaval      
              Mey    
                Zurna
 
 
 | 
          
            | Abdallar 
 Ezo
              gelin ve türküsü üzerine araştırma
 
 
 |  | 
          
            |  | 
          
            | TÜRKÜ(1): Kendine
            özgü ve değişik ezgilerle söylenen türkü zamanla anonimleşen bir nazım
            biçimidir. Türküler ana dörtlüklerle, onu izleyen nakaratlardan oluşur.
            Türkülerdeki dörtlüklere Bent adı verilir. Nakaratlar, halk dilinde bağlama ve kavuştak olarak adlandırılır. Türküler yukarıda saydığımız nazım biçimlerinin
            aksine hece vezninin her kalıbıyla söylenir. Yani hece sayısı itibariyle bir
            sınırlama olmaz. Mahmut Ragıp Gazimihal, ezgilere göre usulsüz ve usullü türküler
            olarak iki ayırım yapar. Usulsüz olanlar; divan, bozlak, koşma, hoyrat ve
            Çukurova'yı içine alan uzun havalardır. Usullü olan türküler grubunda ise
            genellikle oyun havaları yer alır ki bunlara Konya'da oturak havası, Urfa'da kırık
            hava adıverilmektedir.
 
 Türklerde işlenen konulara göre de sınıflama yapan
            yazarlarımız vardır. Bu sınıflama şöyledir: Ninniler, Çocuk Türküleri, Doğa
            Türküleri, Aşk Türküleri, Kahramanlık ve Askerlik Türküleri, Tören Türküleri,
            İş Türküleri, Karşılıklı Türküler, Ölüm Türküleri, Oyun Türküleri,
            Tabiat ve Hayvan Türküleri, Zeybek ve Derebeyi Türküleri, Cinayetler ve Acıklı
            Olaylarla ilgili Türküler, Güldürücü Türküler, Yemek ve yiyecekle ilgili
            Türküler.
 
 Yapılarına göre türküleri sınıflandıran yazarlar da türkülerin bent
            kavuştaklarını gözönünde bulundurmuşlardır. Bu tür sınıflama şöyledir:
            Bentleri dörtlükleriyle kurulan türküler, Bentleri dörtlüklerle kurulan türküler,
            Bentleri üçlüklerle kurulan türküler, Bentleri beyitlerle kurulan türküler.
 | 
          
            |  | 
          
            | 
            TÜRKÜ(2):
            Türkiye'nin sözlü geleneğinde, bir ezgi ile söylenen halk şiirlerinin her çeşidini
            göstermek için, en çok kullanılan ad "türkü"dür. Türkü kelimesinin,
            Türk adının sonuna, Arapça ilgi eki olan "i" ekinin getirilmesiyle ortaya
            çıktığı anlaşılır.Türki: Türkle ilgili, Türk'e özgü anlamında kullanılır.
            Kökü, XV. yy'da Horasan'a kadar dayanır. Türkünin belli bir şekli yoktur. Bir
            koşma, bir semai, bir destan ya da herhangi bir halk şiiri türkü ezgisiyle
            söylendiğinde türkü olur. Bu yüzden türkü tipinin en belirgin özelliği
            "melodisidir". Bunun dışında, türküyü diğer halk şiiri türlerinden
            ayıran bir özellik de her ezginin sonunda bulunan kavuştaklardır (nakarat).
            Kavuştaklar her ezgiden sonra tekrar edilen ikilik (ya da daha çok) dizelerdir.
            Türkülerin büyük çoğunluğu anonimdir ya da ağızdan ağıza söylenirken
            söyleyeni kaybolmuştur. Türküler bu şekilde halkın malı olurlar. Türküler çoğu
            kez, bir doğa olayı ya da bir kahramanlık karşısında doğar ve yayılırlar.
            Türküler, doğdukları bölgenin özelliklerini koruyamazlar. Taşındıkları
            bölgelerde kişilerin, yer adlarının, hatta konuların bile değiştiği görüldüğü
            için, nerde doğduklarını saptamak güçleşir.
 | 
          
            | 
            * Ezgilerine göre
 - Usüllü (Oyun havaları)
 - Usülsüz (Uzun Havalar)
 * Yapılarına göre- 5'li den 16'lı hece ölçüsüne kadar türküler vardır
 - Kavuştaklı türküler
 | * Konularına göre- Ninniler
 - Çocuk türküleri
 - Doğa türküleri
 - Aşk türküleri
 - Kahramanlık türküleri
 - Askerlik türküleri
 - Tören türküleri
 - İş türküleri
 - Derebeyi, eşkiya, cinayet türküleri
 - Ölüm türküleri (ağıt)
 - Güldürücü türküler
 - Karşılıklı türküler
 - Oyun türküleri
 
 | 
          
            |  |  |  | 
          
            | 
            DUDAK DEĞMEZ (Leb Değmez):
            Halk edebiyatımızda saz şairleri arasında atışmalar, taşlamalar gibi
            karşılaşmaların yapıldığını belirtmiştik. Bu karşılaşmalardan birisi de
            dudak değmez'dir. Bu türde aşıklar söyleyecekleri dörtlüklerde dudak seslerinden
            (b,f,m,p,v) harflerini kullanamazlar. Dudak değmez saz şairleri arasında
            karşılaşmalı yapıldığı gibi verilecek bir ayağa göre tek bir saz şairi de kendi
            başına Dudak değmez dalında hünerini gösterebilir. Bunun için de iki dudak arasına
            bir iğne konur. Yanılma halinde iğne dudağa batarak kan çıkmasına yol
            açacağında, hakemlik yapanlara karşı bir itiraza mahal kalmaz.
 | 
          
            |  | 
          
            | 
            GÜZELLEME: Halk edebiyatımızda saz şairleri güzelleme de,
            söylerler. Genellikle geçimlerini sağlamak için köy köy gezen ve her yerde saygı
            gören ve konuk edilen saz şairleri, gördükleri ilgi ve ikram karşısında gerek ev
            veya kahvehane sahibine ve kendisini dinleyen topluluğa o anda birer dörtlük
            söyleyerek hoşamedide bulunurlar. Aynı kural saz şairlerinin davet edildikleri
            sünnet törenleri ile düğünlerde de uygulanır. Ayrıca doğa güzelliklerini dile
            getirmek, kadın, at, silah ve benzeri şeyler için de güzellemelerin yazıldığı
            görülmüştür. Konya Aşıklar Bayramı'nda her yıl sazlı güzellemeler, ayrıca
            sazsız, sözlü güzellemeler söylenmektedir.
 | 
          
            |  | 
          
            |  KOÇAKLAMA:Savaş ve
            dövüşleri anlatan, mertlik ve yiğitlik duygularını işleyen şiirlerdir.
            Koçaklama dalında en güzel şiirleri Köroğlu yazmıştır.
 | 
          
            |  | 
          
            |  |