Gerek kırık gerekse
uzun havalar çeşitli bölgelerde
müzikal yapı itibariyle çeşitli gruplar altında ayrıca incelenebilir. Sözgelişi
Giresun’da türküler ezgilerine göre şu şekilde tasnif edilmiştir:
1. Horon
havalari,
2.
Yol havalari,
3.
Imece havalari
4.
Gelin (kina) havalari,
5.
Findik toplama havalari,
6.
Atma ve kesme havalari,
7.
Karşilamalar.[143]
Yörelere göre Muhalif, Müstezat, Beşiri, Kalenderi,
Zarinci, Misket gibi adlarla
anilan ve kirik yahut uzun hava tarzinda terennüm edilen makamlar vardir. Bunlarin
Klasik Türk musikisinde karşiliklari şöyledir:
Muhalif-Segâh, Müstezat- Acemaşiran, Beşiri- Mahur, Kalenderî-
Saba, Zarinci- Çargâh, Misket- Eviç.
Halk türkülerinde ayaklar konusunda da
farkli görüşler
ortaya konulmuştur. Bilgilerine müracaat ettigimiz Ugur Kaya
görüşlerini şu şekilde özetlemiştir: Yahyali Kerem denildiginde
Âşik Veysel'in çalip söyledigi Dost dost diye
hayaline yeldigim sözleriyle başlayan türkü akla gelir. Ancak
farkli yörelerde bu türkünün dizisiyle söylenen türküler de Yahyali Kerem olarak isimlendirilmiştir. Bu tarz
isimlendirmeler, otantik açidan hiç de uygun degildir. Ebetteki,
farkli yörelerde, bir makamin dizisine uygun düşen
tarzda ezgilere rastlamak mümkündür. Ne var ki, bunlar ayni
ses dizilerine sahip olmasina ragmen yörelerinde degişik adlarla
anilirlar (Garip, Şirvan, Beşiri örneklerinde oldugu gibi...). Şu halde bu ve buna benzer isimlendirmeler,
genellendirme yapilmaksizin, bagli bulundugu yöre dahilinde
degerlendirilmelidir. Çünkü, meseleye tasnif açisindan bakildiginda, genelleştirmeye gitmenin
dogru olmayacagi ortadadir.
V. TÜRKÜNÜN DIGER TÜRLERLE ILIŞKISI
A. TÜRKÜ-TEKERLEME
Ezgi, tekerlemelerin önemli bir cephesini oluşturur.
Aşagi yukari birbirine yakin ezgilerle terennüm edilen
tekerlemelerdeki ezgilerde pek melodi zenginligi yoktur. Nadir
de olsa bir kisim tekerlemeler müstakil türkü olarak
kendilerine yer bulmuşlardir. Sözgelişi -aşagida kaydettigimiz
örnegin dişinda- kitabimizin “Bentleri iki, bağlantıları üç
mısralı olan türküler”e örnek olarak gösterdiğimiz “Aşagidan
Gelir Türkmen Koyunu” başlikli sürrealist türkü tekerleme
hüviyeti gösterir.
PÜSKÜLÜM SEKME
Konya’da
en az iki kişi tarafindan oynanan oyundur. Oyun sirasinda aşagidaki türküler
söylenir.
SEKELIM
KIZLAR
Sekelim kizlar sekelim hay hay
Biz
gelin almaya geldik hay hay
Arpa bugday
ekelim hay hay
Verirsen kiza geldik hay hay
Topumuz birdan
kalkalim
Vermezsen tuza geldik hay hay
Hay sulu tasli
sulu tasli hay hay Kaymak
yemeye geldik hay hay
Çay akar çakil
akar hay hay
Hay benim başi şallim hay hay
Emmim saraydan
bakar hay hay Daglari dolaşalim
hay hay
Egivermiş mor
fesi hay hay
Oynayip koklaşalim hay hay
Edasi beni
yakar hay hay
Sevişim oynaşalim hay hay
Tarlada
tavşan kovalarken hay hay
Düştüm
dizimi ovarken hay hay
Bir
ari geldi viz dedi hay hay
Kalk
çeyizini düz dedi hay hay
YENGE KIZIN BIR TANE
DIKENE DIKENE
Yenge kizunbir tane
Dikene dikene
Saçlari dane dane
Düştüm demir dikene
Yenge kizun ikidur
Alaca boncuk saçilmiş
Küçügü benumkidur
Demir diken açilmiş
Yenge kizun üç oldu
Alaca boncuk kaç boncuk
Biri bana güç oldu
Iligim düme kaytancik
Yenge kizun dört oldu Kaytanciga varmali
Biri bana dert oldu Şurdan üzüm almali
Yenge kizun beş oldu
Kimler ile yemeli
Biri bana eş oldu
Kizlar ile yemeli
Yenge kizun altidur
Kizlar bana ne gerek
Yanaklari tatlidur
Altin başli kuş gerek
Yenge kizun yedidur
Kuşu vursam öldürsem
Bir tanesi dertlidur Elim kana bulaşir
Yenge kizun sekizdur
Elimi nerde yuyayim
Bir tanesi semizdur Ak kurnada yuyayim
Yenge kizun dokuzdur
Ak
kurna benim olsa
Bir tanesi domuzdur
Tahtadan donum olsa
Yenge kizun on tamam
Ali
kardeşim olsa
Bayildum aman aman[144]
Peygamber babam olsa
Igne getir dikelim
Sindi getir biçelim
Karaaslan’a göçelim
Karaaslan bucak bucak
İçinde demir ocak
Demir ocak yıkılmış
Kadınım bana darılmış...[145]
B. TÜRKÜ- HALK HİKÂYESİ
Bilindiği gibi halk hikâyeleri manzum ve mensur bir
yapıya sahiptir. Hikâyeci, duyguların doruğa çıktığı bölümlerde telle söylemeyi
dille söylemeye tercih eder. Elbetteki söyleyeceği manzum parçayı ezgi ile
terennüm eder. Ezgili parçalardan bir kısmı halk tarafından kabul görür ve
geniş bir coğrafyaya yayılır. Zamanla müstakil türkü olarak icra edilir.
ARZU İLE KAMBER
Çeşme başında elini yüzünü yıkayan Arzu, kendisini
yetiştiren Hoca’sının çağırması üzerine onun yanına gider, fakat o sırada çeşme
başında bileziğini unutur. Bileziği Kamber alır. Arzu, çeşme bileziğini
başında unuttuğunu hatırlar. Kamber’i
görüp bileziği sorar. Aralarında şu deyişme geçer.
Arzu:
Kamber:
Şu pınara gelenler
Şu pınara gelmedim
Elin yüzün yuyanlar
Elim yüzüm yumadım
Hergiz murat almasın
İki gözüm kör olsun
Bileziğim alanlar
Ben bilezik almadım
Hey handadır handadır
Ay
doğar ürüşanda
Muhabbetim candadır
Gün doğar perişanda
Kadan alayım Kamber
Kadan alayım Arzu
Bileziğim sendedir
Bilezik ne nişanda
Arap at azılıdır
Su
akar oluk oluk
Koyunlar kuzuludur
Doldururlar beş tuluk
Bileziğim üstünde
Bileziğin bulana
Tılısım yazılıdır
Ne verirsin muştuluk
Su aksın oluk oluk
Doldursunlar beş tuluk
Bileziğim bulana
Bir canım var muştuluk[146]
KİZİROĞLU
MUSTAFA BEY
Köroğlu’na Kırat yüzünden düşman olan Kiziroğlu, yanına
Keloğlan’ı alıp Çamlıbel’e, Köroğlu’nun yanına gider. bir yere saklanırlar.
Köroğlu, bunları fark eder, sabaha kadar uyumaz. Sabah, eşi Nigâr’dan kahve yapmasını
ister. Kahvesini yudumlarken, hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi aşağıda türküyü
söyleyip kendisini çadırın kenarında dinlemekte olan Kiziroğlu’nu öğer.
Köroğlu’nun yiğit olduğunu yürekten kabul eden Kiziroğlu Mustafa Bey, yanındaki
Keloğlan’ı öldürür.
Bir hışmınan geldi
geçti
Bir
at biner Alapaça
Kiziroğlu Mustafa Bey
Fırsat
vermez Kırat kaça
Bu dağları deldi geçti Az
kaldı ortamdan biçe
Kiziroğlu Mustafa Bey
Kiziroğlu
Mustafa Bey
Hanım kim canım kim
Bağlantı
Nigâr kim kim kim kim
Kiziroğlu Mustafa Bey
Bir beyin oğlu zor beyin oğlu
Hay edende haya teper
Vay
ben ona eş olaydım
Huy edende huya teper
Anadan
on beş olaydım
Köroğlu’nu çaya teper
Ben
ona kardaş olaydim
Kiziroglu Mustafa Bey
Kiziroglu
Mustafa Bey
Bağlantı
Bağlantı[147]
C. TÜRKÜ-AGIT
(Bkz. AGIT-TÜRKÜ Bölümü)
Ç. TÜRKÜ-MANI
(Bkz. MANI-TÜRKÜ Bölümü)
D. TÜRKÜ- NINNI
(Bkz. NINNI-TÜRKÜ Bölümü)
VI. TÜRK
TOPLULUKLARINDA TÜRKÜLER
A. AZERBAYCAN’DA
TÜRKÜLER
Azerbaycan’da türkü karşiligi olarak “mahnı” kullanılmaktadır. Mahnı, Anadolu’daki kırık havaların
karşılığıdır. Uzunhavaların yerine de “mugam“ sözü kullanılır.
Mugamların aralarında söylenilen kırık hava tarzındaki
eserlere de tesnif denilir. Karşılıklı türkülere ise, deyişme
(bazı yörelerde deme- çevirme ) denilmektedir.
Mahnılar
DAĞLARDA ÇİÇEK
Dağlarda çiçek dererem
sataram
Bir üzü göyçek haradan taparam
Haray yar elinden
O gara tellerinden
Eğer izin verirsen bala
Öperem gözlerinden
Bağlarda püste dererem sataram
Bir boyu beste haradan taparam
Bağlantı
Bağlarda hurma dererem sataram
Bir saçı burma haradan taparam
Bağlantı[148]
(göyçek : güzel, tapmak : bulmak, haray : imdat, aman,
puste : fıstık, boyu beste : boylu poslu)
TOY AHŞAMI
Bahça bağa girmişem
Etirli gül dermişem
Gohum gardaşım deyib
Yarı men beyenmişem
Ay aşıg te’rifle bizim gelini
Gaynına deyek bağlasın belini
EL-oba desin: Ay bey toyun mübarek
Bey sevindirsin obasını elini
Bu dere derin dere
Yetişdi toy ahşamı
Suları serin dere
Durun yandırın şamı
Yardan cevap alınca
Geline bezek vurun
Yalvarmışam min kere
Gelir
oğlan adamı
Bağlantı
Bağlantı[149]
Deyişme
AMAN
OVÇU
Maral
Ovçu
Aman ovçu vurma meni
Çekilmez
yar duman yerden
men bu dağın ay balam maralıyam Küserler yar uman yerden
Maralıyam maralıyam
Maralımı
itirmişem
Ovçu elinden ay gülüm yaralıyam Gezerem yar güman yerden
Ezizim gel bağ ilen
Dolan gel yar bu dağ ilen
Bahça ilen a balam bağ ilen
Gül
çiçek der budag ilen
Dedin meni aranda gözle
Sene
yahşı yar demezler
Yolun saldın a gülüm dağ ilen Men ölsem yar bu dağ ilen[150]
(aran : yayla, güman : ümit)
Tesnifler
Mugam aralarında okunan ve dinleyicide etki bırakan,
mugamdaki makamlar arasında estetik olarak geçişi sağlayan mahnılardır. Başlıca
çeşitleri şunlardır:
Bayatı-gacar, Bayatı-Isfahan, Bayatı-kürd, Bayatı-Şiraz,
Beste-nigâr, Çahargah, Deşti, Dilkeş, Erag, Fuzuli, Hasar, Humayun, Mahur,
Maye-yi bayatı Şiraz, Maye-yi çahargah, Maye-yi Şur, Maye-yi zebul, Rahab,
Rast, Sarenc, Segah, Segah, Sema-yı şems, Şikeste-yi Fars, Şur, Şur, Şehnaz,
Şüşter.
SARENC TESNİFİ
Bağa girmerem sensiz Bu
dağda bir maral var
Gülün dermerem sensiz
Başında
tirme şal var
Bağda guzu melese
Adı çıhıp yadımdan
Bil ki o menem sensiz
Üzünde gara hal var
Dilberim
dilberim
Bağlantı
Gel gel ahu balası
Gel gel dağlar arası
Ceyranım terlanım
Gel gel ahu balası
Uca dağlar lalası
(terlan :
yırtıcı kuş, tirme şal : ipek şal)
B. BATI TRAKYA’DA TÜRKÜLER
Batı Trakya Türklerinin zengin türkü dağarcığı vardır.
Hasret ve aşk türkülerinin yanında olaylardan vücut bulmuş türküler de belli
bir yekun tutacak kadar fazladır.
UYUR
İSEN UYAN YARİM
Ak bacadan duman
tüter
Öte
baktım beri baktım
Zıngırdaklı duvan öter
Al
duvağım kendim attım
Benim derdim bana yeter
Ali’min
yüzüne bektim
Uyur isen uyan yarim Bağlantı
Sabah oldu nazlı yarim
Tan yerine nişan düştü
Evimizin
önü iğde
Yengeler kapıya üştü
İğdenin
dalı yerde
Ali’m dünyasından göçtü
Benim
yarim kara yerde
Bağlantı
Bağlantı
MARTİNİM ALINMIYOR
Martinim atınmıyor
Martinim allı pullu
Pahalı satılmıyor
Almam sen gibi dulu
Şu uzun gecelerde
Alırsam kız alırım
Yalınız yatılmıyor
On parmağı kınalı
Ha babam babam
Bağlantı
Ha babamla salla
Meyvada göbeği salla
HAVADA UÇAN TEYYARE
Havada uçan teyyare
Kestane kavrulur mu
Selâm söylen o yare
Kabuğundan ayırlır mı
İşittim yar evlenmiş
Yarin mektubu bende
Geçinsin güle güle
Yar benden ayrılır mı
Yar aman aman
Bağlantı
Gel aman aman
Kestaneyi
kestiler
Havada
uçan kırlangıç
Filiz
sürmesin diye
Kanadı
angıç angıç
Beni
burdan aldılar
Beni
yardan ayıran
Yar
beni görmesin diye Kan kussun avuç avuç
Bağlantı
Bağlantı
C. BULGARİSTAN
TÜRKLERİ TÜRKÜLERİ
Bugünkü nüfusları 2.000.000 civarındadır. Edebî ve
folklorik zenginliklere sahip olan Bulgaristan Türklerinin, geleneğe dayalı bir
toplum yapısı vardır.
Çok sayıda türkülerin içinde lirik türküler ağırlıktadır.
Düğün sırasında nikâh gecesi kızlar iki grup olur. Bir
kısmı kız, bir kısmı oğlan tarafını temsil ederler. Karşılıklı olarak şu
türküyü söylerler.
NİKÂH
GECESİ TÜRKÜSÜ
Oğlan tarafı
Kız tarafı
Ben pazara varayım
Ben pazara varayım
Yarime gırep alayım
Yarime al fes alayım
Oyası ben olayım Püskülü ben olayım
İncili yosma yar yard
Bağlantı
Yar bize gelsin ne var
Ben pazara varayım
Ben pazara varayım
Yarime fistan alayım
Yarime mintan alayım
Kuşayı ben olayım
Gaytanı ben olayım
Bağlantı
Bağlantı
KINA
TÜRKÜSÜ
Çiçeyim çiçeyim
Bir taş attım yamaca
Sen doldur ben içeyim
Bir
kuş vurdum alaca
Yarimi eller saracak
Alacadır alaca
Ben undan vaz geçeyim
Kaşı
gözü karaca
Bir taş attım dallere
Bir taş attım dereye
Vardı düştü çöllere
Kız çıktı pencereye
Benim de yarim ufacık
Kız
Alla’nı seversen
O da gitti ellere
Al beni içeriye
KAHVE
OLSAM
Ka[h]ve olsam
dolaplarda kavrulsam (aman aman aman)
Toz duman olsam dağ başında
savrulsam
Kemer olsam yar beline sarılsam (aman
aman aman)
Ağlaya ağlaya yar yüreğime kan doldu
Siya[h] da zülüf pembe yanak üstüne
ben[d] oldu
Verin benim bağlamamı çalayım (aman aman
aman)
Ah çalayım da garip garip ağlayım
Bir mendil ver gözyaşımı sileyim (aman
aman aman)
Ağlaya ağlaya yar yüreğime kan doldu
Siya[h] da zülüf pembe yanak üstüne
ben[d] oldu
İLİMON
EKTİM DÜZE
İlimon ektim düze ilimon yar aman
Amanım
bitmedi kaldı güze vay
Kız beni seni alırım ilimon yar aman
Amanın ayrılık
geldi bize
İlimonum dedim nar geldi vay
Yandı da yüreğim kar geldi vay
Yarin beyaz kolları ilimon yar aman
Amanın sarıldıkça dar geldi vay
Fındık serdim harmana ilimon yar aman
Amanım
âşık olduk ben sana
vay
İkimizin derdini ilimon yar aman
Amanım yazdıralım
fermana vay
Bağlantı
Ç. GAGAUZ TÜRKÜLERİ
Wlodzımıerz Zajaczkowski, büyük emekler vererek
hazırladığı Gagauzow Z Bulgarıı adlı eserinde, yüz kadar türkü metnine yer
vermiştir. Türkülerin hemen hemen tamamı Bulgaristan, Yugoslavya ve
Türkiye’deki türkülerle aynıdır.
AĞIT TÜRKÜSÜ
Şu karşıki daada bir
yua yaptım
O yuanın içinde yalnızca yatdım
Eşim yavrularım gelecek diye yollara
baktım
Ah yandı yüreğim yoktur çayresi
Onulmadık kaldı üreyimin yaresi
Şu karşıki daada bir fener yanar
O fenerin şafkına şahinner konar
Eşinden yavrularından ayrılannar
böyle mi yanar
Bağlantı
Alsam kuzumu kızımı iki dizime
Çevirsem çevirsem baksam yüzüne
Kara toprak dolacak gencicik yüzüne
Bağlantı
ALİŞİMİN KAŞLARI KARE
Alişimin kaşleri kare
Sen açtın sineme yare
Bulamadım derdime çare
Görmedin mi ol civan
Alişimi Tuna
boyında
Görmedin mi civan
Alişimi macur
daanda
Evlerim var hane hane
Evlerim
var daa başında
Beñlerim var tane tane
Beñlerim
var sol kaşımda
Saramadım yene yene
Saramadım genc
yaşımda
Bağlantı
Bağlantı
Evlerim var sundurmalı
Beñlerim var kondurmalı
Bir öpüşte soldurmalı
Bağlantı
BEY
YOLUNA GİDERKEN
Bey yoluna gidârken
Kopdu da kopdu kıyamet
Ah bey
yolu vah bey yolu
Yandı da yandı kül oldu
Yandıysaydı Bey yolu yandı
Sana da bana da ne oldu
Bey yolunun sarayları
Bey yolunun konakları
Demirdir kefkir yapılı
Buldu da buldu selâmet
Bağlantı
Bağlantı
D. IRAK TÜRKMENLERİ TÜRKÜLERİ
Iraklı Türkmenler türkülerini yüze yakın makamla icra
ederler. Bunların içinde en çok Türkmen Bayat aşiretinin icadı olan Bayat,
güçlü makam okuyucusu Şaltağ’ın icat ettiği Tiflis makamlarıyla Kazzaz, Nari,
Miskin, Reşidî, Tahir (Zengüle/ Zengene), Ümergele makamlarıdır.
MUÇILA (MUSTAFA) TÜRKÜSÜ
Ünlü hoyrat ustası Muçıla (Mustafa)’nın işlediği
cinayetten sonra asılması üzerine ardından ağıt yakılır. Ağıt, kısa sürede halk
arasında türkü olarak yayılmıştır.
Seher oldum vardım
bağa
Hamamnan
çıhıp terleyib
Dur yanımda Gafur Ağa
Ağzı
kurrı su görmiyib
Kanım döktiler kabağa
Oğlan
cahil evlenmiyib
Aman hecci kıyma mene
Bağlantı
Muçı kıyıptı bu cana
Belden meni deng ettiler
Belini
çaldı başıma
Rengim yeddi reng ettiler
Al
kanı tökti kaşıma
Kardaşıma deng ettiler
Heber
verin kardaşıma
Bağlantı
Bağlantı
Belini çaldı boynıma
Sukak dar ıydı kaçabilmedim
Kanımı tökti koynuma Bağlı
buğçanı açabilmedim
Heber verin beg dayıma
Dostı
duşmanı seçebilmedim
Bağlantı
Bağlantı
Meni vurdı bir bağvançı
Meni
bezden bezettiler
Biri hecci biri Muçı
Hak yerimi düzettiler
Ahrette olı dilenci
Musallada uzattılar
Bağlantı
Bağlantı
O YANA DÖNDER MENİ
Çayır kısa biçilmez
Her güzelden yar olmaz
Su derindi geçilmez
Seven bahtıyar olmaz
Mene yardan geç deyer
Yarı
güzel olanın
Yar şirindi geçilmez
Gevli ihtiyar olmaz
O yana dönder meni
Bağlantı
Bu yana dönder meni
Üregimde yaram var
Tabibe gönder meni
Meni gördü güldü yar
Gözleru ne
mavıdı
Dertlisiydim bildi yar
Sinev keklik avıdı
Açtı kulaç kolların
Her gelen bir söz deyer
Gözyaşımı sildi yar
Seni mennen savıdı
Bağlantı
Bağlantı
SEN BİR YANA BİR YANA
Kaşları çohtu senu
Kaşları karasına
Kiprıgu ohtı senu
Hal bitip arasına
Men seni çoh severem
Bir kutu melhem eyle
Haberu yohtı senu
Sür bağrım yarasına
Sen bir yana bir yana
Bağlantı
Men bir yana bir yana
Çifte abalı dostım
Kah gidah seyrana
Kaşları yay menimçin
Kara çadır haraldan
Kiprıgu say menimçin
Benzu seçtim maraldan
Men öllem sene kurban
Ne
derdim var ne belam
Sen ölev vay menimçin
Sensen
benzim saraldan
Bağlantı
Bağlantı
E.
KARAY TÜRKÜLERİ
Anavatanları Kırım yarımadası olan Karaylar,
XIV. yüzyılın sonunda Litvanya büyük Prensi Vitold tarafından
Litvanya’ya yerleştirilmişlerdir. Bugün Litvanya-polonya sinirlarinda yaşamaktadirlar.
Her ne kadar Slavlarin etkisinde kalmişlarsa da dillerini ve törelerini
korumasini bilmişlerdir. Musevi inanca sahiptirler. Nüfuslari 3.000 kadardir.
Dilleri Kipçak-Kuman Türkçesine baglidir.
MUZHUL
KELIN
ÜZÜNTÜLÜ GELIN
Hayifsun
tanri kelinimiz Merhamet göster tanri gelinimiz
Yubat
ani sen beyimiz
Yatiştir ona sen kralimiz
Nye
astri sinih yiladir
Ne kadar agir agliyor
Birligiya
yalbaradir
Tevhidine yalvariyor
Hörmyatli
siyli biylyarim
Hürmetli sayin baylarim
Eşitiyiz
sarnavlarim
Işidin kederlerim
Nye
men özgyarak barindan
Neden ben diger herkesten
Ayrilma
süvyarlyardyan
Ayri düşmekteyim sevgililerden
Yaşarmahimni
sindirdiy
Gelişmemi hep yiktin
Zaman
ensya ma kayirdiy
Talihi benden çevirdin
.....................
........................
Kim
kotaralir işlyarni
Kim yapabilir işleri
Tenrilik
ken kenyaşlyarni
Tanrinin nasihatleri
Erkindyan
anin bolundu Kuvvetinden herşey peydahlandi
Şahislar
mendyan tozuldu
Düşünceler benden dagildi
Yaratmah
vahttan dünyani
Yaratma zamanindan dünyayi
Koydu
bizgya kadagani Bize verdi yasayi
Birliktya
bolup ayirilma
Bu birlikten ayrilmak
Süvyaryardyan
yirahlanma
Sevgililerden uzaklaşmak
........................
Töravçülyarim
kelgyandya
Atalarim geldikçe
Dostlariba
bir bolhanda
Dostlarla birlikte
Kikillyarimni
çeşkyandya
Zülfümü çözmekte
Sizlav
koydular içimdya
Aci koydular içimde
Bar
ol süvyar karindaşlarim
Hep sevgili kardeşlerim
Çebyar
menim yoldaşlarim
Cana yakin yoldaşlarim
Kiyasa
bezildim alarha
Sanki onlari bezdirdim
Salinhanimda
bu avha
Ve bu aga atildim
..........................
Tohtanip
kelin yaşindan
Durdurup gelin yaşlari
Aytti
tügyal üragindyan
Pak yüreginden dedi
“Mahtavlar
biygya aytayım Rabbıma övgü söyleyim
Yaratuvçuma
sarnayım
Yaradanı methedeyim
Kaçan
bu anın erkindyan Hepsi onun emrinden
Tüvül
adam sahışından
Kimsenin değil fikrinden
Enkyatyam
başım barına
Başım eğilir hepsine
Cahtlavçular
saruvuna
İlk önce düşen buyruğuna
Biyançkya
yaşım kayırılhey Yaşımı sevince değiştirsin
Başlıhtan
sonhum ulpayhey
Başlangıç ve sonumda olgunluk versin
F. KAZAK TÜRKÜLERİ
Gelin kızın evden alındığı sıra söylenen türkülere
Kazak ve Kırgızlar car car, Özbek,
Tacik, türkmen ve Uygurlar da yar yar derler.
Car car türküleri; acı, umut ve dilekleri ihtiva eden türkülerdir. Car car
türküsüne önce damadın tarafı başlar. Mısralar “car car” diye
bitirilir. Dörtlük sayısı 4-6 arasında değişen bu türkülerin 7-8
hecelidir. Az da olsa 10-11 heceli şekilleri de vardır.
Küvey
(Damat) tarafı
Alp
kelgen bazardan kara nasar
Çarşıdan
getirilmiş kara kumaş
Kara
makpal savkele şaşıñ basar
Kara
kadife başlıklı saçını örter
Munda
akem kaldı dep kam cemengiz
Babam
burada kaldı diye üzülme
Caksı
bolsañ kayın atañ orın basar
İyi olrsan kaynatan onun yerini alır
Kelin
(Gelin) tarafı
Esik
aldı karasu meydan bolsın
Eşik önü karasu meydan olsun
Ak cüzimdi körgendey aynam bolsın
Ak yüzümü gördüğüm gibi aynam
olsun
Kayın
atası bar deydi osı Kazak
Kaynatası var der o Kazak
Aynalayın
akemdey kaydan bolsın
Kurban olayım babam gibi nasıl olsun
Küyev
tarafı
Ak
koyan kaşar cotalap
Ak tavşan kaçar yokuş yukarı
Ak
taylak öser botalap
Ak deve çoğalır yavrulayarak
Nege
munşa cılaysıñ
Nice böyle ağlarsın
Artıñnan
iniñ barar apalap
Ardından kardeşin gelir görmeye abla
diyerek
Kelin
tarafı
Tekemettiñ
şet bavın oya tursın
Keçe, kilim kenar bağını işleyedursun
Toy
basına tuv biye soya tursın
Düğün başına kısraklar kesedursun
Men
şeşeme aytayın akeme ayt dep
Ben anneme söyleyeyim “Babama söyle”
diye
Meni
dese bıyılşa koya tursın
Beni dinlerse bu yıl bekleye dursun
G. KIBRIS TÜRKÜLERİ
Her ne kadar on bir heceli mısralardan oluşan
bentlerle söylenmiş örnekler bulunsa da Kıbrıs Türkülerinin çoğunluğu
manilerle vücuda getirilmişir. Lirik türkülere nazaran hareketli türküler
daha fazladır.
HANAYLAR YAPDIRDIM
Hanaylar yaptırdım döşedemedim
Çifde kumruları eş edemedim
Zalım felek ile baş edemedim
Gonma bülbül gonma çeşme başına
Şu gençlikde neler geldi başıma
Hanaylar yapdırdım yüceden yüce
İçinde yatmadım üç gün üç gece
Gurbanlar keseyim döndüğün gece
Gonma bülbül gonma çeşme başına
Şu gençlikde neler geldi başıma
ASKER TÜRKÜSÜ
Askerliğe kandılar
A benim pembe şalım
İyi birşey sandılar
Yanalım tutuşalım
Dünyalarına doymadan
Aramız derya deniz
Ateşlere yandılar
Biz nasıl kavuşalım
Vapur düdük çalıyor
Teyyareler vızılar
Askerleri alıyor
Hep yürekler sızılar
Analarla babalar
Yazık oldu gençlere
Hüngür hüngür ağlıyor
Hep gitti ana kuzular
DOLAMA DOLAMAYı
Dolama
dolamayı
İki cihan oyunda
Getirin bağlamayı
Elma tüter koynunda
Kimden alıştın yavrum
Ne güzel oyun oynar
Bu göbek sallamayı
Çingene var soyunda
Aman aman elinden
Bağlantı
Sarsam ince belinden
Öpsem dudu dilinden
GÜZEL SENİ ÇOK ÖZLEDİM
Bir mendil aldım dereden
Bahar çiçek açar dalda
Yolum geçmez yar oradan
Ömür geçer hep bu yolda
Bin bir derdim var yaradan
Benim gönlüm değil malda
Güzel seni çok özledim
Bağlantı
Üç ay oldu yol gözledim
Hakikattir bu sözlerim
MAGOSA LİMANI
Magosa
limanı limandır liman
İskeleden çıktım yan basa basa
Beni
öldürende yoktur din iman
Magusa’ya vardım kan kusa kusa
Uyan
Ali’m uyan uyanmaz oldu
Magusa limanından aldılar beni
Yedi
bıçak yarasına dayanmaz oldu
Üç mil uzağına attılar beni
H. KUMUK
TÜRKÜLERİ
Kumuklar, türkü yerine yır
sözünü kullanırlar.Toy (düğün) larda kız ve erkeklerin karşılıklı
olarak sarın denilen türküler
okurlar. Sarınlar daha ziyade manilerden oluşan dörtlük şeklinde türkülerdir.
YIRLAR
Yaruk
yılduz karşu toğar aylağa
Yağasına yarlı yamav saldırgan
Yazılanlar
yahşi turar baylağ
Yağasından bir gızbay aldırgan
O
yarlılık seni üyün yıhılsın
Şunu da bir yannızlıktan bilemem
O
yannızlık seni belin büğülsün
Şunu da bir yannızlıktan göremem
Yağalağa
yalnız terek ornalğan
Avnağanın
seni sarı saz mıdı
Tamurları
tavnu taşnı tarağan
Yanındagı yoldaşların az mıdı
Tibine
bir sema asker gonağan
Avnağanın seni gara gum mudu
Yaprakları
aşin yaprak bolağan
Yanındagı
yoldaşların gul mudu
(yarlılık : yoksulluk,
yarlı : yoksul, saldırgan :
koydurmuş, ornalğan : bitmiş, görünmüş,
tamur : damar, avnağanın
: yuvarlandığın, saz mıdı :
toprak mıydı)
SARINLAR
Süydüm
tayak süy tayak
Sevdim
değnek sev değnek
Süyyenime
tiy tayak
Sevdiğime değ değnek
Süyyenime
tiymessen
Sevdiğime değmezsen
Otga
tüşüp güy tayak
Ateşe düşüp yan değnek
Alma
berip haptırdın
Elma
verip ısırttın
Kökrek
avruv gaptırdın
Yürek ağrısı kaptırdın
Alaman
dep yandırdın
Alacağım deyip yandırdın
Almayman
dep gandırdın
Almayacağım deyip kandırdın
Uvak
uvak bolalar
Ufak ufak olalar
Maçiğime
tolalar
Ayakkabıma dolalar
Kirli
papaklı ulanlar
Kirli papaklı oğlanlar
Niye
ökdem bolalar
Niye kabadayı olalar
Ökdem
niye bolasız
Kabadayı niye olasınız
Sizden
gayrı yok gimik
Sizden
başka yok gibi
Ökdemlik
size yakışmaz
Kabadayılık size yakışmaz
Samurada
pok gimik
El arabasında b.. gibi
I. NOGAY TÜRKÜLERİ
Nogaylar Kıpçak grubuna dahildir. Dağıstan’da,
Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyetinde Stavropol Krayı’nda ve Romanya’da yaşamaktadirlar.
Bugünkü nüfuslari 76.000 kadardir. Yazili edebiyatlari olmamakla
birlikte zengin sözlü edebiyatlari ve destan kültürleri vardir.
YAS
KELINDIN ZARI
GENÇ GELININ ZARI
Atam
saga ne bolgan
Baba sana ne olmuş
Mennen
yavap soramay
Benden cevap sormaksizin
Tüzlikti
süygen kişige
Dogrulugu seven insana
Izinsiz
eş yaramay
Izinsiz hiç iyi degil
Atam
maga ne ettiñ sen
Baba
bana ne yaptın
Malday
sattın zor ettiñ
Mal
gibi sattın zorladın
Gül
şeşektiy balañdı
Gül çiçeği gibi yavrunu
Azat
basın kor ettiñ
Bayımsız başını hakaret ettin
On
bes tuvar min manet
On beş hayvan bir paraya
Meni
satıp bergen soñ
Neni satarak verdikten sonra
Men
esiñde bolmadım
Ben aklında olmadım
Kızıl
kabıñ tolgan son
Kırmızı kabını doldurduktan sonra
Men
şe adem balası
Ben de adam yavrusuyum
Ayvan
tuwıl satarga
Hayvan değilim ki satılayım
Namısıñ
kalay şıdadı
Namusum nasıl dayandı
Balañnı
satıp aşarga
Yavrunu satarak yemeğe
COL
BOYINA
Col
bayına güller ektim
Yol boyuna güller ektim
Onı
da erkez koklaycak
Onu da herkes koklayacak
Erkezge
kerek curtnıñ güli
Herkese gerek yurdundan gülü
Onı
da erkez suwlaycak
Onu da herkes sulayacak
Ay pişken malina hop
Ay
pişmiş malina hop
Bizge de kerek hep birlik
Bize de gerek hep birlik
Aşacaktır
aşacaktır
Açacaktır açacaktır
Menim
de ekken güllerim
Benim de ektiğim güllerim
Güller
aştı şimdi keldi
Güller açtı şimdi geldi
Menim
de raat künlerim
Benim de rahat günlerim
Bağlantı
Bağlantı
Ep
karayık soldurmayık
Hep bakarız soldurmadan
Curtımıznıñ
güllerin
Yurdumuzun güllerini
Unıtmayık
hatırlayık
Unutmayız hatırlarız
Geşken
kara künlerin
Geçen kara günleri
Bağlantı
Bağlantı
İ. ÖZBEK TÜRKÜLERİ
Özbeklerde gelin kızın baba evinden alınıp,
damadın evine götürülmesi sırasında, kadınların koro halinde tefler eşliğinde
söyledikleri türkülere yar yar
veya car car
denir. Bu türkülerle, gelinin ana-babası ve gelin yüceltilir,
geline öğütler verilir, iyi dileklerde bulunulur, kederler dile getirilir.
Kazak türkülerinde olduğu gibi mısra sonlarında “yar yar” denilir. I.
ve III. mısralar 7, II. ve IV. mısralar 4 hecelidir. Kafiye düzenleri ;
abcb şeklindedir. On bir
heceli şiirler ise, beyitler halindedir ve her beyit kendi arasında
kafiyelidir. Bunların sonunda da “yar yar” sözü söylenir.
Torda turgan
gilamniñ
Yukarıda duran halının
Bir gülidiñ
yar yar
Bir gülü idin yar yar
Atañ bilen
anañniñ
Atan ile annenin
Bülbülidnn
yar yar
Bülbülü idin yar yar
Yığlama kız yığlama
Ağlama kız ağlama
Toy seniki yar
yar
Düğün seninki yar yar
Bedevletli
bek yigit
Sınırsız zengin bey yiğit
Yar seniki yar
yar
Yar seninki yar yar
Asmandegi yulduznı
Gökyüzündeki yıldızı
Atañ atgan yar
yar
Atan atmış yar yar
Öz kızını
tanımay
Öz kızını tanımayarak
Atañ satgan
yar yar
Atan satmış yar yar
Kazandagi katlama
Kazandaki katlama
Katlanadı yar
yar
Katlanır yar yar
Kıznı alıb
yengesi
Kızı alarak yengesi
Atlanadı yar
yar
Hazırlanır
yar yar
Yığlama kız yığlama
Ağlama kız ağlama
Yoliñ bolsın
yar yar
Yolun açık olsun yar yar
Kolsa alıb
süygüdey
Kola açıp sevgi gibi
Oğliñ bolsın
yar yar
Oğlun olsun yar yar
Tahta köpır üstıden
Tahta köprü üstünden
Tay baradı yar
yar
Tay varır yar yar
Dervazanı
keñ açıñ
Kapıyı geniş açın
Ay baradı yar
yar
Ay varır yar yar
DERYA
TALKIN SUVLAR TAŞKIN
Derya
tolkın suvlar taşkın otalmayman
Derya dalgalı sular taşkın geçemem
Atım
arık menzilimge yetalmayman Atım zayıf menzilime
ulaşamam
Atginamni
arık kılgen şu meyda taş
Atımı zayıf yapan şu küçük taş
Renginamni
sarık kılgen ul kalem kaş
Rengimi sarı yapan o kalem kaş
Havlımızniñ
arkasıda hayinçekke
Avlumuzun arkasında salıncağa
Çekke
köylek yaraşadı kelinçekka
İnci gömlek yaraşır geline
Çekke
köylek yengige tut kakaylik
İnce gömlek yenine dut silkeleyelim
Küyav
töre bağrıga ot yakaylik
Güvey beyin bağrına ateş yakalım
Hay
hay ölen can ölen gül kesganim
Hay hayölen can ölen gül kestiğim
Bir
havlıda kuvalaşib teñ ösganim
Bir avluda kovalaşarak beraber büyüdüğüm
Hay
hay ölen can ölen gül kayde bar
Hay hay ölen can ölen gül nerede var
Bir
yahşıga bir yaman her kayde bar
Bir iyiye bir yaman her yerde var
Deryalarniñ
ul yüzıde üylariñiz
Deryalerin
o yüzünde evleriniz
Akarışıb
körinadi boylarinniz
Belirli belirsiz görünür boylarınız
İpmidi
ipek midi kiyganiñiz
İp midir ipek midir giydiğiniz
Bizdenam
artık mıdı süyganiñiz
Bizdende mi fazladır sevdiğiniz
(ölen : düğünlerde söylenen türkü)
J. TATAR TÜRKÜLERİ
Macar alimi Ignacz Kunoş’un 1915’te Estergon
Kampında esir olan Tatarlardan derlediği mani, cır ve ninni gibi anonim ürünler,
Zsuzsa Kakuk tarafından Kırım Tatar Şarkıları adıyla yayımlanmıştır.Bu
kitapta 136 türkü bulunmaktadır. Dobruca Tatarlarının anonim ürünleriyle
ilgili olarak yapılmış son çalışma ise, Prof. Dr. Enver Mahmut ve Dr.
Nedret Mahmut’a aittir.
Biz burada iki örnek vermekle yetiniyoruz.
(Elif) dedim
(be) dedim
Elif dedim be dedim
Kadam saña
ne dedim
Yarim sana ne dedim
Akan su
merekeb olsa
Akan su mürekkep olsa
Yazılmaz
benim derdim
Yazılmaz benim derdim
Elifim nuktalanğan
Elifim noktalandı
Az derdim çohçalanğan
Az derdim çokçalandı
Yetiş anam
yetiş babam
Yetiş anam yetiş babam
Kaberim
tahtalanğan
Kabrim tahtalandı
ÖKSEK MİNAREDEN
Öksek
minareden attım ben bir daş
Öksek minareden attım kendimi
Ne
anem bar ne babam bar ne hardaş
Çoh aradım bulamadım dengimi
Bu
yar baña hem arhadaş em yuldaş
Hırmızı güllerden alğan rengini
Çubuğım
yok yul yanına uzatam
Temirciler
temir düger tuç olor
Tahatım
yok yar yulına küz atam
Süyip
sayıp ayrılması küç olor
A
hız seni ben kimlere uşatam
Almam desem o da maña iş bolor
ŞAL
AT ĞEKTİM
Şal
at ğektim şanaga
Beyaz at koştum kızağa
Gibere
berdim yaylaga
Salıverdim yaylağa
Menden
kop kop selâm ayt
Benden çok çok selâm söyle
Al
yanakli Leyla’ga
Al yanaklı Leyla’ya
Yar yar yar aman
Yar yar yar aman
Yar sevdası bek yaman
Yar sevdası çok yaman
Uş
karamfil asladîm
Üç karanfil aşıladım
Ayva
suwina taşladim
Ayva suyuna bıraktım
Ğandan
sûvgen varimnî
Candan sevdiğim yarimi
Ellerge
bağişladîm
Ellere bağışladım
Yar yar yar
aman Yar yar yar aman
Yar sevdası bek yaman
Yar sevdası çok yaman
MEN
ANAMIN BİR KIZI EDİM
Men
anamin bir kîzî edim
Ben annemin bir kızı idim
Konğa
gül edim
Gonca gül idim
Aşîlmagan
konğa gül edim
Açılmamışgonca gül idim
Sarardım
soldîm
Sarardım soldum
At
aylanmaz azbarîmdan
At dönemez avlumuzdan
Araba
aylandi Araba dolandı
Ğanim
suymegen yerlerge Canım sevmedik yerlere
Başîm
baylandi
Başım bağlandı
Men
bu keşe bir tiş kordim Ben bu gece bir rüya gördüm
Uy
tobem oyıldi
Ev üstü oyuldu
Annemden
bir yar suydim
Annemden bile saklı yar sevdim
Alemge
tuyuldi
Âleme duyuldu
Toy
aldînden taş yükledim
Köy önünden taş yükledim
Arabam
tolmadî
Arabam dolmadı
Öz
köyimden bir yar suydim Kendi köyümden bir yar sevdim
Menim
de bolmadi Benim olmadı
CAWIN CIRI
Caw caw cawınım
Cawın cawsın tarlaga
Balaban bolsın kawınım
Darı biyday arpaga
Sölde egin on bolsın
Körinmesin boyından
Köyde ambarlar tolsın
Babam orak şalganda
Cawın cawsın koraga
Köy aldında konakay
Cemiş şeşek soganga
Boyı bolsın kamıştay
Eki kartop bir minsin
Onı körip kuwansın
Böleşkende okkaga
Tawık pepiş hem torgay
K. UYGUR TÜRKÜLERİ
Folklor bakımından oldukça zengin olan Uygur Türklerinde
türkü ve koşma söyleme alışkanlığı hâlâ canlı olarak yaşatılmaktadır.
Söylenen parçalar şekil, ezgi ve konularına göre çeşitli adlarla adlandırılırlar.
Teyipcan Eliyop bunları şu şekilde sıralar: Alley (ninni) koşmaları, çocuk
oyunlarının koşmaları, düğün ve meşrep koşmaları, noruz koşmaları,
karlık beyitleri, moçel koşmaları, ağıtlar, emekçilerin türküleri,
tarih ve tarihe mal olan kişilere ait koşmalar, aşk ve muhabbet türküleri,
insani faziletleri dile getiren koşmalar, gurbet türküleri vs.
Uygur Otonom bölgesinde, Merkit nahiyesinde yaşamakta
olan Dolanlar eğlenceye düşkün bir boydur. Çeşitli vesilelerle sık sık
bir araya gelerek kadınlı-erkekli eğlenirler.Buna Dolan
Meşrebi denilir. Oyun ve cezaların da bulunduğu bu eğlencelerin en önemli
kısmını musiki oluşturur.
Meşreb sırasında Dolanlara mahsus olan Dolan
Mukamı vardır. Dolan Mukamı; Zilbayavan,
Uzhal, Rak, Muşaverek, Bombayavan, Cula, Simbayavan, Dogamet ve Hurekbayavan
olmak üzere dokuz çeşit adlandırılır. Her mukam başlangıcı müteakıben,
Çikitme, Senem, Selika (Senkas) ve Sırılma gibi bölümlere ayrılır.
Mukamlarda söylenen koşaklarır durakları şu şekildedir:
4+3= 7, 4+4= 8, 5+5= 10, 8+5= 13.
Dolan Mukamı özel çalgılarla icra edilir.
Bunlar; Dolanravabı, Dolankılgeceyi ve teftir.
Dolan Meşrebi sırasında okunan koşaklardan bazıları
şunlardır:
Şu görünün karabağ
Şu görünen karabağ
Meniñ yarimniñ bağıdır
Benim yarimin bağıdır
Dıpıniñ üni kiledur
Tefinin sesi geliyor
Didar körüşmek kaydıdur
Görüşmemiz ne zaman
Ay bilen kün dost iken
Ay ile güneş dost imiş
Çolpanga
hemra yok iken
Çoban yıldızına eş yok imiş
Ahunumden
sorısam
Hocadan sorduğumda
Aşıkka
nika yok iken
Aşığa nikâh yok imiş
Karçugam kökülde kaldı
Şahinim kakülde kaldı
Men yınıp keldim bu yan
Ben bu tarafa geldim
Men yınıp kelgen bilen
Ben
bu tarafa gelsem de
Könglimiz kökül sayan
Gönlümüz
kaküldedir
Men bu yerni çöl disem
Ben bu yeri çöl sanmıştım
Çölemes gülzar iken
Çöl değil gülzar imiş
Togrıkı almıga ohşaş
Meşeleri elma ağacı gibi
Yulgunleri mazar iken
Yılgınları mezar imiş
Köyimen a köyimen
Yanıyorum a yanıyorum
Karşı
karaga köyimen
Kara kaşlıya yanıyorum
Közlerini
oynutup
Gözlerini oynatıp
Cannı alaga
köyimen
Canı alana yanıyorum
Seherde sayragan bülbül
Sabahleyin öten bülbül
Endi
sayramas boldı
Şimdi ötmez oldu
Aval karıgan
yarlar
Önce bakan yarlar
Endi karımas
oldı
Şimdi bakmaz oldu
Kaga cigdeñni yimeymen
Karga iğdesi yemeyeceğim
Tişim ağrıdu
meniñ
Dişim ağrır benim
Meşugum yadımga
yetse
Sevgilimi düşünsem
İçim ağrıdu
meniñ
İçim yanıyor benim
Koyunuz barma hınım
Koyununuz var mı hanım
Koyga koşup
koy bakkılı
Koyunla birleştirip gütmem için
Meyliniz bar
mu hınım
Bana meyleder misiniz hanım
Kökrekke töşni
yakkılı
Göğsünüzde döşümü yaklaştırayım
Çokanmu tigey deydu
Genç kızlar da evleneyim diyor
Cuvanmı
haber saldı
Yetişkinleri de haber yolladı
Anısı
yaman kırı
Anası kötü ihtiyar
Şahıda çapan
saldı
İpekli elbise istiyor
Vah yaylıduk yaylıduk
Vah yaylaya çıktık yaylaya çıktık
Aksu Kuçar’da
yaylıduk
Aksu, Kuçar’da yaylaya çıktık
Yumulak dönge
çıkıp
Yuvarlak tepeye çıkıp
Yayrım kıni
dep yığlıduk
Yarim nerede diye ağladık
KARŞILIKLI KOŞAKLAR
Erkek
Dilberim ay
yüzüñe
Dilberim ay yüzüne
Zeytüne dek
halıñ bolay
Zeytin renginde benin olayım
Kiçe yanıñda
yıtıp
Gece yanında yatıp
Kündüz hırıdarınn
bolay
Gündüzün müşterin olayım
Kız
Atlanıp
sehraga çıksañ
Ata binip köye gidersen
Kamçı
destiñ men bolay
Kamçına sap ben olayım
Bar elniñ közi
sende
Bütün elin gözü sende
Til tumarıñ
men bolay
Nazarlığın
ben olayım
Erkek
Taluçi
talga tigemdu
Dalın ucu dala değer mi
Taluçi taldın
yırak
Dalın ucu daldan uzak
Meylimiz
sizge tüşüptü
Gönlümü size kaptırdım
Öyimiz andın
yırak
Evimiz ondan da uzak
Kız
Öy yırakı
bolsa bolsun
Evimiz uzak olursa olsun
Köngül yırakı
bolmısun
Gönlümüz uzak olmasın
İkkimiz aşna
bolaylı
İkimiz dost olalım
Öydikiler
tuymısun
Evdekiler duymasın
KIRBİR
YALGAN KOŞMASI
KIRK BİR YALAN KOŞMASI
Añlañla
ıştıñla
Dinleyiniz işitiniz
Men
bir batur idim
Ben bir batur idim
Tağda
keyik atur idim
Dağda geyik avlardım
Malhıyımnı
kırga koyup
Kalpağımı kırda bırakıp
Kırk
kızlar koğlar idim
Kırk kızı kovalardım
Ünmigen
çığ tüvide
Bitmemiş ot dibinde
Törelmigen
toşkannı
Olmayan tavşanı
Pütmigen
çomak bilen birni salsam
Yapılmamış çomakla bir vursam
Kolımıgan
orıga çüştü
Kazılmamış çukura düştü
Alte
adamge basturdum
Altı kişiye bastırtarak
Yette
adamge soydurdum
Yedi kişiye kestirdim
Alte
patman goşı çıktı
Altı batman eti çıktı
Yette
patman çavısı
Yedi batman iç yağı
Kıştın
beri yevatimiz
Kıştan beri yiyoruz
Hılımu
bar teng yamısı
Hâlâ tam yarısı var
İşenmiseñla
karap bıkıñla
İnanmazsanız görün bakın
Kozukta
turıdı kallısı
Kazıkta duruyor kellesi
Añlañla
ıştıñla
Dinleyiniz işitiniz
Meniñbaturlıkımnı
şundan biliñla
Benim baturluğumu şunlardan biliniz
Yını
yok koñgazni
Bir tarafı olmayan böceği
Yarga
tartmay minettim
Kıra çekmeden biniyordum
Yırım
çiñ kepekni
Yarım kilo kepeği
Kişige
yöletmey artattım
Yardım istemeden yüklerdim
Keslençükke
ok-yar atsam
Kertenkeleyi oklasam
Çala
tigit kaçtı
Tam isabet etmeden kaçtı
Koñgazga
minip koğlısam
Böceğe binip kovalasam
Beş
davan aştı
Beş geçit aştı
L. YUGOSLAVYA’DA TÜRKÜLER
Kosova’da söylenen türküler başta ninniler
olmak üzere agirlikli olarak aşk, gurbet, hapishane, agit, taşlama, güldürü
ve tarih konulari işlenmiştir.
DEGIRMENIN DÜNER TAŞI
Degirmenin düner da taşi
Degirmende ben cezerim
Durmaz akar cüzümün yaşi
Ah ben o yarin derdindeyim
Duy aman aman
Bağlantı
Bey aman aman hey
Degirmenden fenar da aldim
Degirmenden buz celiyor
Ah ben o yara neler da aldim
Ben benzettim kiz celiyor
Bağlantı
Bağlantı
UZUN KAVAK SELVI YAPRAK
Uzun kavak selvi yaprak dalinda kurusun
Dalindan düşen yaprak suda çürüsün
Evvel benim idin ya şimdi çiminsin
Cel benim ela cüzlüm aglatma beni
Yüregimde sevdan çok aglatma beni
Evlerimiz üni susam deresi
Kizi çüvermeyor o domos anasi
Kiz buraya celmeden yoktor çaresi
Bağlantı
Evlerimiz üni çevpçevre harman
Aç beyaz cüksüni okiyayim ferman
Bulunur mi sizde dertlere derman
Bağlantı
DRAMA ÇÜPRÜSI
Drama çüprüsüni
(more Hasan) cece mi ceçtin (more
Hasan)
Ecel şerbetini
(more Hasan) ülmeden içtin
Anandan
babandan (more Hasan) nasil vaz geçtin
(more Hasan)
At martini more Debreli Hasan daglar inlesin
Drama hapsanesinde be Hasan namin sülensin
Drama çüprüsi (more Hasan) dardir
çeçilmes (more Hasan)
Souktur
sulari (more Hasan) bi tas içilmes
Anadan çeçilir
(more Hasan) yardan çeçilmes (more
Hasan)
At martini more Debreli Hasan daglar inlesin
Drama hapsanesinde be Hasan namin sülensin
*
*
*
|