ana sayfa
türkü sözleri
türkü notaları
türkü hikayeleri
gönül verenler
bağlama-nota
ozanlarımız
halk müziği
konser-tv
kitaplık
yazılar
sözlük
arşiv
linklerimiz
görüşleriniz
site içinde ara
tavsiye edin
muhabbet

Güncellemelerden haberdar olmak için
e-mail listemize üye olunuz. 

İsim: 
E-mail: 
            
 

 

            Gerek kırık gerekse uzun havalar çeşitli bölgelerde müzikal yapı itibariyle çeşitli gruplar altında ayrıca incelenebilir. Sözgelişi Giresun’da türküler ezgilerine göre şu şekilde tasnif edilmiştir:

            1. Horon havalari,
            2. Yol havalari,
            3. Imece havalari
            4. Gelin (kina) havalari,
            5. Findik toplama havalari,
            6. Atma ve kesme havalari,
            7. Karşilamalar.[143]

            Yörelere göre Muhalif, Müstezat, Beşiri, Kalenderi, Zarinci, Misket  gibi adlarla anilan ve kirik yahut uzun hava tarzinda terennüm edilen makamlar vardir. Bunlarin Klasik Türk musikisinde karşiliklari şöyledir: Muhalif-Segâh, Müstezat- Acemaşiran, Beşiri- Mahur, Kalenderî- Saba, Zarinci- Çargâh, Misket- Eviç.

            Halk türkülerinde ayaklar konusunda da farkli görüşler ortaya konulmuştur. Bilgilerine müracaat ettigimiz Ugur Kaya görüşlerini şu şekilde özetlemiştir: Yahyali Kerem denildiginde Âşik Veysel'in çalip söyledigi Dost dost diye hayaline yeldigim sözleriyle başlayan türkü akla gelir. Ancak farkli yörelerde bu türkünün dizisiyle söylenen türküler de Yahyali Kerem olarak isimlendirilmiştir. Bu tarz isimlendirmeler, otantik açidan hiç de uygun degildir. Ebetteki, farkli yörelerde, bir makamin dizisine uygun düşen tarzda ezgilere rastlamak mümkündür. Ne var ki, bunlar ayni ses dizilerine sahip olmasina ragmen yörelerinde degişik adlarla anilirlar (Garip, Şirvan, Beşiri örneklerinde oldugu gibi...). Şu halde bu ve buna benzer isimlendirmeler, genellendirme yapilmaksizin, bagli bulundugu yöre dahilinde degerlendirilmelidir. Çünkü, meseleye tasnif açisindan bakildiginda, genelleştirmeye gitmenin dogru olmayacagi ortadadir.

 

            V. TÜRKÜNÜN DIGER TÜRLERLE ILIŞKISI

             A. TÜRKÜ-TEKERLEME

            Ezgi, tekerlemelerin önemli bir cephesini oluşturur. Aşagi yukari birbirine yakin ezgilerle terennüm edilen tekerlemelerdeki ezgilerde pek melodi zenginligi yoktur. Nadir de olsa bir kisim tekerlemeler müstakil türkü olarak kendilerine yer bulmuşlardir. Sözgelişi -aşagida kaydettigimiz örnegin dişinda- kitabimizin “Bentleri iki, bağlantıları üç mısralı olan türküler”e örnek olarak gösterdiğimiz “Aşagidan Gelir Türkmen Koyunu” başlikli sürrealist türkü tekerleme hüviyeti gösterir.

            PÜSKÜLÜM SEKME

            Konya’da en az iki kişi tarafindan oynanan oyundur. Oyun sirasinda aşagidaki türküler söylenir.          

                                    SEKELIM KIZLAR

Sekelim kizlar sekelim hay hay         Biz gelin almaya geldik hay hay
Arpa bugday ekelim hay hay                        Verirsen kiza geldik hay hay
Topumuz birdan kalkalim                      Vermezsen tuza geldik hay hay
Hay sulu tasli sulu tasli hay hay            Kaymak yemeye geldik hay hay

Çay akar çakil akar hay hay               Hay benim başi şallim hay hay
Emmim saraydan bakar hay hay            Daglari dolaşalim hay hay
Egivermiş mor fesi hay hay                 Oynayip koklaşalim hay hay
Edasi beni yakar hay hay             Sevişim oynaşalim hay hay

 

                        Tarlada tavşan kovalarken hay hay

                        Düştüm dizimi ovarken hay hay

                        Bir ari geldi viz dedi hay hay

                        Kalk çeyizini düz dedi hay hay

 

            YENGE KIZIN BIR TANE              DIKENE DIKENE

            Yenge kizunbir tane                           Dikene dikene

            Saçlari dane dane                               Düştüm demir dikene

            Yenge kizun ikidur                             Alaca boncuk saçilmiş

            Küçügü benumkidur                             Demir diken açilmiş

            Yenge kizun üç oldu                          Alaca boncuk kaç boncuk

            Biri bana güç oldu                         Iligim düme kaytancik

            Yenge kizun dört oldu                                    Kaytanciga varmali

            Biri bana dert oldu                                    Şurdan üzüm almali

            Yenge kizun beş oldu                         Kimler ile yemeli

            Biri bana eş oldu                           Kizlar ile yemeli

            Yenge kizun altidur                            Kizlar bana ne gerek

            Yanaklari tatlidur                               Altin başli kuş gerek

            Yenge kizun yedidur                          Kuşu vursam öldürsem

            Bir tanesi dertlidur                                    Elim kana bulaşir

            Yenge kizun sekizdur                         Elimi nerde yuyayim

            Bir tanesi semizdur                                    Ak kurnada yuyayim

            Yenge kizun dokuzdur                     Ak kurna benim olsa

            Bir tanesi domuzdur                                Tahtadan donum olsa

            Yenge kizun on tamam              Ali kardeşim olsa

            Bayildum aman aman[144]                       Peygamber babam olsa

                                                                        Igne getir dikelim

                                                                        Sindi getir biçelim

                                                                        Karaaslan’a göçelim

                                                                        Karaaslan bucak bucak

                                                                        İçinde demir ocak

                                                                        Demir ocak yıkılmış

                                                                        Kadınım bana darılmış...[145]   

 

            B. TÜRKÜ- HALK HİKÂYESİ

            Bilindiği gibi halk hikâyeleri manzum ve mensur bir yapıya sahiptir. Hikâyeci, duyguların doruğa çıktığı bölümlerde telle söylemeyi dille söylemeye tercih eder. Elbetteki söyleyeceği manzum parçayı ezgi ile terennüm eder. Ezgili parçalardan bir kısmı halk tarafından kabul görür ve geniş bir coğrafyaya yayılır. Zamanla müstakil türkü olarak icra edilir.

            ARZU İLE KAMBER

            Çeşme başında elini yüzünü yıkayan Arzu, kendisini yetiştiren Hoca’sının çağırması üzerine onun yanına gider, fakat o sırada çeşme başında bileziğini unutur. Bileziği Kamber alır. Arzu, çeşme bileziğini başında  unuttuğunu hatırlar. Kamber’i görüp bileziği sorar. Aralarında şu deyişme geçer.

            Arzu:                                                   Kamber:

            Şu pınara gelenler                                   Şu pınara gelmedim

            Elin yüzün yuyanlar                                  Elim yüzüm yumadım

            Hergiz murat almasın                          İki gözüm kör olsun

            Bileziğim alanlar                                 Ben bilezik almadım

 

            Hey handadır handadır                     Ay doğar ürüşanda

            Muhabbetim candadır                           Gün doğar perişanda

            Kadan alayım Kamber                            Kadan alayım Arzu

            Bileziğim sendedir                               Bilezik ne nişanda

 

            Arap at azılıdır                                Su akar oluk oluk

            Koyunlar kuzuludur                           Doldururlar beş tuluk

            Bileziğim üstünde                                Bileziğin bulana

            Tılısım yazılıdır                                   Ne verirsin muştuluk

 

            Su aksın oluk oluk

            Doldursunlar beş tuluk

            Bileziğim bulana

            Bir canım var muştuluk[146]

 

            KİZİROĞLU MUSTAFA BEY

            Köroğlu’na Kırat yüzünden düşman olan Kiziroğlu, yanına Keloğlan’ı alıp Çamlıbel’e, Köroğlu’nun yanına gider. bir yere saklanırlar. Köroğlu, bunları fark eder, sabaha kadar uyumaz. Sabah, eşi Nigâr’dan kahve yapmasını ister. Kahvesini yudumlarken, hiç bir şeyden haberi yokmuş gibi aşağıda türküyü söyleyip kendisini çadırın kenarında dinlemekte olan Kiziroğlu’nu öğer. Köroğlu’nun yiğit olduğunu yürekten kabul eden Kiziroğlu Mustafa Bey, yanındaki Keloğlan’ı öldürür.

            Bir hışmınan geldi geçti                Bir at biner Alapaça

            Kiziroğlu Mustafa Bey                        Fırsat vermez Kırat kaça

            Bu dağları deldi geçti                            Az kaldı ortamdan biçe

            Kiziroğlu Mustafa Bey                        Kiziroğlu Mustafa Bey

                        Hanım kim canım kim              Bağlantı

                        Nigâr kim kim kim kim

                        Kiziroğlu Mustafa Bey

                        Bir beyin oğlu zor beyin oğlu

 

            Hay edende haya teper                Vay ben ona eş olaydım

            Huy edende huya teper                Anadan on beş olaydım

            Köroğlu’nu çaya teper                     Ben ona kardaş olaydim

            Kiziroglu Mustafa Bey                        Kiziroglu Mustafa Bey

                        Bağlantı                                                 Bağlantı[147]

 

            C. TÜRKÜ-AGIT

            (Bkz. AGIT-TÜRKÜ Bölümü)

 

            Ç. TÜRKÜ-MANI

            (Bkz. MANI-TÜRKÜ Bölümü)

 

            D. TÜRKÜ- NINNI

            (Bkz. NINNI-TÜRKÜ Bölümü)

 

 

            VI. TÜRK TOPLULUKLARINDA TÜRKÜLER

            A. AZERBAYCAN’DA TÜRKÜLER

            Azerbaycan’da türkü karşiligi olarak “mahnı”  kullanılmaktadır. Mahnı, Anadolu’daki kırık havaların karşılığıdır. Uzunhavaların yerine de “mugam“ sözü kullanılır. Mugamların aralarında söylenilen kırık hava tarzındaki eserlere de tesnif denilir. Karşılıklı türkülere ise, deyişme (bazı yörelerde deme- çevirme )  denilmektedir.

            Mahnılar

            DAĞLARDA ÇİÇEK

            Dağlarda çiçek dererem sataram

            Bir üzü göyçek haradan taparam

                        Haray yar elinden

                        O gara tellerinden

                        Eğer izin verirsen bala

                        Öperem gözlerinden

 

            Bağlarda püste dererem sataram

            Bir boyu beste haradan taparam

                        Bağlantı

 

            Bağlarda hurma dererem sataram

            Bir saçı burma haradan taparam

                        Bağlantı[148]

            (göyçek : güzel, tapmak : bulmak, haray : imdat, aman, puste : fıstık, boyu beste : boylu poslu)

 

            TOY AHŞAMI

            Bahça bağa girmişem

            Etirli gül dermişem

            Gohum gardaşım deyib

            Yarı men beyenmişem

                        Ay aşıg te’rifle bizim gelini

                        Gaynına deyek bağlasın belini

                        EL-oba desin: Ay bey toyun  mübarek

                        Bey sevindirsin obasını elini

 

            Bu dere derin dere                               Yetişdi toy ahşamı

            Suları serin dere                                Durun yandırın şamı

            Yardan cevap alınca                            Geline bezek vurun

            Yalvarmışam min kere                        Gelir oğlan adamı

                        Bağlantı                                                Bağlantı[149]

 

            Deyişme

                                    AMAN OVÇU

            Maral                                                   Ovçu

            Aman ovçu vurma meni                 Çekilmez yar duman yerden

            men bu dağın ay balam maralıyam            Küserler yar uman yerden

            Maralıyam maralıyam                        Maralımı itirmişem

            Ovçu elinden ay gülüm yaralıyam            Gezerem yar güman yerden

 

            Ezizim gel bağ ilen                             Dolan gel yar bu dağ ilen

            Bahça ilen a balam bağ ilen                       Gül çiçek der budag ilen

            Dedin meni aranda gözle                Sene yahşı yar demezler

            Yolun saldın a gülüm dağ ilen            Men ölsem yar bu dağ ilen[150]

            (aran : yayla, güman : ümit)

           

            Tesnifler

            Mugam aralarında okunan ve dinleyicide etki bırakan, mugamdaki makamlar arasında estetik olarak geçişi sağlayan mahnılardır. Başlıca çeşitleri şunlardır:

            Bayatı-gacar, Bayatı-Isfahan, Bayatı-kürd, Bayatı-Şiraz, Beste-nigâr, Çahargah, Deşti, Dilkeş, Erag, Fuzuli, Hasar, Humayun, Mahur, Maye-yi bayatı Şiraz, Maye-yi çahargah, Maye-yi Şur, Maye-yi zebul, Rahab, Rast, Sarenc, Segah, Segah, Sema-yı şems, Şikeste-yi Fars, Şur, Şur, Şehnaz, Şüşter.

                                                SARENC TESNİFİ

            Bağa girmerem sensiz                          Bu dağda bir maral var

            Gülün dermerem sensiz                       Başında tirme şal var

            Bağda guzu melese                             Adı çıhıp yadımdan

            Bil ki o menem sensiz                           Üzünde gara hal var

                   Dilberim dilberim                                Bağlantı[151]

Gel gel ahu balası

Gel gel dağlar arası

Ceyranım terlanım

Gel gel ahu balası

Uca dağlar lalası

(terlan : yırtıcı kuş, tirme şal : ipek şal)

 

B. BATI TRAKYA’DA TÜRKÜLER


Batı Trakya Türklerinin zengin türkü dağarcığı vardır. Hasret ve aşk türkülerinin yanında olaylardan vücut bulmuş türküler de belli bir yekun tutacak kadar fazladır.

UYUR İSEN UYAN YARİM

Ak bacadan duman tüter    Öte baktım beri baktım

Zıngırdaklı duvan öter       Al duvağım kendim attım

Benim derdim bana yeter  Ali’min yüzüne bektim

Uyur isen uyan yarim         Bağlantı

Sabah oldu nazlı yarim

 

Tan yerine nişan düştü    Evimizin önü iğde

Yengeler kapıya üştü      İğdenin dalı yerde

Ali’m dünyasından göçtü   Benim yarim kara yerde

Bağlantı                        Bağlantı

 

MARTİNİM ALINMIYOR

Martinim atınmıyor     Martinim allı pullu

Pahalı satılmıyor         Almam sen gibi dulu

Şu uzun gecelerde     Alırsam kız alırım

Yalınız yatılmıyor         On parmağı kınalı

Ha babam babam        Bağlantı

Ha babamla salla

Meyvada göbeği salla

 

HAVADA UÇAN TEYYARE

Havada uçan teyyare    Kestane kavrulur mu

Selâm söylen o yare     Kabuğundan ayırlır mı

İşittim yar evlenmiş    Yarin mektubu bende

Geçinsin güle güle         Yar benden ayrılır mı

Yar aman aman             Bağlantı

Gel aman aman

 

Kestaneyi kestiler         Havada uçan kırlangıç

Filiz sürmesin diye         Kanadı angıç angıç

Beni burdan aldılar         Beni yardan ayıran

Yar beni görmesin diye   Kan kussun avuç avuç

Bağlantı                        Bağlantı[152]

 

C. BULGARİSTAN TÜRKLERİ TÜRKÜLERİ

Bugünkü nüfusları 2.000.000 civarındadır. Edebî ve folklorik zenginliklere sahip olan Bulgaristan Türklerinin, geleneğe dayalı bir toplum yapısı vardır.

Çok sayıda türkülerin içinde lirik türküler ağırlıktadır.

Düğün sırasında nikâh gecesi kızlar iki grup olur. Bir kısmı kız, bir kısmı oğlan tarafını temsil ederler. Karşılıklı olarak şu türküyü söylerler.

NİKÂH GECESİ TÜRKÜSÜ


Oğlan tarafı
           Kız tarafı

Ben pazara varayım     Ben pazara varayım

Yarime gırep alayım     Yarime al fes alayım

Oyası ben olayım         Püskülü ben olayım

İncili yosma yar yard         Bağlantı

Yar bize gelsin ne var

 

Ben pazara varayım     Ben pazara varayım

Yarime fistan alayım     Yarime mintan alayım

Kuşayı ben olayım         Gaytanı ben olayım

Bağlantı                    Bağlantı[153]

 

KINA TÜRKÜSÜ

Çiçeyim çiçeyim             Bir taş attım yamaca

Sen doldur ben içeyim    Bir kuş vurdum alaca

Yarimi eller saracak         Alacadır alaca

Ben undan vaz geçeyim     Kaşı gözü karaca

 

Bir taş attım dallere         Bir taş attım dereye

Vardı düştü çöllere         Kız çıktı pencereye

Benim de yarim ufacık         Kız Alla’nı seversen

O da gitti ellere             Al beni içeriye[154]

 

KAHVE OLSAM


Ka[h]ve olsam dolaplarda kavrulsam
(aman aman aman)

Toz duman olsam dağ başında savrulsam

Kemer olsam yar beline sarılsam (aman aman aman)

Ağlaya ağlaya yar yüreğime kan doldu

Siya[h] da zülüf pembe yanak üstüne ben[d] oldu

 

Verin benim bağlamamı çalayım (aman aman aman)

Ah çalayım da garip garip ağlayım

Bir mendil ver gözyaşımı sileyim (aman aman aman)

Ağlaya ağlaya yar yüreğime kan doldu

Siya[h] da zülüf pembe yanak üstüne ben[d] oldu[155]

 

İLİMON EKTİM DÜZE

İlimon ektim düze ilimon yar aman

Amanım bitmedi kaldı güze vay

Kız beni seni alırım ilimon yar aman

Amanın ayrılık geldi bize

İlimonum dedim nar geldi vay

Yandı da yüreğim kar geldi vay

Yarin beyaz kolları ilimon yar aman

Amanın sarıldıkça dar geldi vay

 

Fındık serdim harmana ilimon yar aman

Amanım âşık olduk ben sana vay

İkimizin derdini ilimon yar aman

Amanım yazdıralım fermana vay

Bağlantı[156]

 

Ç. GAGAUZ TÜRKÜLERİ

Wlodzımıerz Zajaczkowski, büyük emekler vererek hazırladığı Gagauzow Z Bulgarıı adlı eserinde, yüz kadar türkü metnine yer vermiştir. Türkülerin hemen hemen tamamı Bulgaristan, Yugoslavya ve Türkiye’deki türkülerle aynıdır. 

AĞIT TÜRKÜSÜ

Şu karşıki daada bir yua yaptım

O yuanın içinde yalnızca yatdım

Eşim yavrularım gelecek diye yollara baktım

Ah yandı yüreğim yoktur çayresi

Onulmadık kaldı üreyimin yaresi

 

Şu karşıki daada bir fener yanar

O fenerin şafkına şahinner konar

Eşinden yavrularından ayrılannar böyle mi yanar

Bağlantı

 

Alsam kuzumu kızımı iki dizime

Çevirsem çevirsem baksam yüzüne

Kara toprak dolacak gencicik yüzüne

Bağlantı[157]

 

ALİŞİMİN KAŞLARI KARE

Alişimin kaşleri kare

Sen açtın sineme yare

Bulamadım derdime çare

Görmedin mi ol civan     Alişimi Tuna boyında

Görmedin mi civan     Alişimi macur daanda

 

Evlerim var hane hane     Evlerim var daa başında

Beñlerim var tane tane    Beñlerim var sol kaşımda

Saramadım yene yene     Saramadım genc yaşımda

Bağlantı                            Bağlantı

 

Evlerim var sundurmalı

Beñlerim var kondurmalı

Bir öpüşte soldurmalı

                         Bağlantı[158]

 

BEY YOLUNA GİDERKEN

Bey yoluna gidârken
Kopdu da kopdu kıyamet
Ah bey yolu vah bey yolu
Yandı da yandı kül oldu
Yandıysaydı Bey yolu yandı
Sana da bana da ne oldu

Bey yolunun sarayları    Bey yolunun konakları
Demirdir kefkir yapılı     Buldu da buldu selâmet

Bağlantı                           Bağlantı[159]




D. IRAK TÜRKMENLERİ TÜRKÜLERİ

Iraklı Türkmenler türkülerini yüze yakın makamla icra ederler. Bunların içinde en çok Türkmen Bayat aşiretinin icadı olan Bayat, güçlü makam okuyucusu Şaltağ’ın icat ettiği Tiflis makamlarıyla Kazzaz, Nari, Miskin, Reşidî, Tahir (Zengüle/ Zengene), Ümergele makamlarıdır.[160]

MUÇILA (MUSTAFA) TÜRKÜSÜ

Ünlü hoyrat ustası Muçıla (Mustafa)’nın işlediği cinayetten sonra asılması üzerine ardından ağıt yakılır. Ağıt, kısa sürede halk arasında türkü olarak yayılmıştır.

Seher oldum vardım bağa    Hamamnan çıhıp terleyib

Dur yanımda Gafur Ağa         Ağzı kurrı su görmiyib

Kanım döktiler kabağa         Oğlan cahil evlenmiyib

Aman hecci kıyma mene         Bağlantı

Muçı kıyıptı bu cana

 

Belden meni deng ettiler         Belini çaldı başıma

Rengim yeddi reng ettiler         Al kanı tökti kaşıma

Kardaşıma deng ettiler        Heber verin kardaşıma

Bağlantı                                 Bağlantı

 

Belini çaldı boynıma        Sukak dar ıydı kaçabilmedim

Kanımı tökti koynuma      Bağlı buğçanı açabilmedim

Heber verin beg dayıma    Dostı duşmanı seçebilmedim

Bağlantı                            Bağlantı

 

Meni vurdı bir bağvançı        Meni bezden bezettiler

Biri hecci biri Muçı              Hak yerimi düzettiler

Ahrette olı dilenci                 Musallada uzattılar

Bağlantı                                    Bağlantı[161]

 

O YANA DÖNDER MENİ

Çayır kısa biçilmez             Her güzelden yar olmaz

Su derindi geçilmez            Seven bahtıyar olmaz

Mene yardan geç deyer        Yarı güzel olanın

Yar şirindi geçilmez            Gevli ihtiyar olmaz

O yana dönder meni             Bağlantı

Bu yana dönder meni

Üregimde yaram var

Tabibe gönder meni

 

Meni gördü güldü yar        Gözleru ne mavıdı

Dertlisiydim bildi yar         Sinev keklik avıdı

Açtı kulaç kolların         Her gelen bir söz deyer

Gözyaşımı sildi yar         Seni mennen savıdı

Bağlantı                        Bağlantı[162]

 

SEN BİR YANA BİR YANA

Kaşları çohtu senu         Kaşları karasına

Kiprıgu ohtı senu             Hal bitip arasına

Men seni çoh severem     Bir kutu melhem eyle

Haberu yohtı senu         Sür bağrım yarasına

Sen bir yana bir yana         Bağlantı

Men bir yana bir yana

Çifte abalı dostım

Kah gidah seyrana

 

Kaşları yay menimçin         Kara çadır haraldan

Kiprıgu say menimçin        Benzu seçtim maraldan

Men öllem sene kurban         Ne derdim var ne belam

Sen ölev vay menimçin         Sensen benzim saraldan

Bağlantı                            Bağlantı[163]

 

E. KARAY TÜRKÜLERİ

  Anavatanları Kırım yarımadası olan Karaylar, XIV. yüzyılın sonunda Litvanya büyük Prensi Vitold tarafından Litvanya’ya yerleştirilmişlerdir. Bugün Litvanya-polonya sinirlarinda yaşamaktadirlar. Her ne kadar Slavlarin etkisinde kalmişlarsa da dillerini ve törelerini korumasini bilmişlerdir. Musevi inanca sahiptirler. Nüfuslari 3.000 kadardir. Dilleri Kipçak-Kuman Türkçesine baglidir.

MUZHUL KELIN                                               ÜZÜNTÜLÜ GELIN

Hayifsun tanri kelinimiz                                     Merhamet göster tanri gelinimiz

Yubat ani sen beyimiz                                       Yatiştir ona sen kralimiz

 

Nye astri sinih yiladir                                       Ne kadar agir agliyor

Birligiya yalbaradir                                         Tevhidine yalvariyor

 

Hörmyatli siyli biylyarim                                     Hürmetli sayin baylarim

Eşitiyiz sarnavlarim                                          Işidin kederlerim

 

Nye men özgyarak barindan                           Neden ben diger herkesten

Ayrilma süvyarlyardyan                               Ayri düşmekteyim sevgililerden

 

Yaşarmahimni sindirdiy                   Gelişmemi hep yiktin

Zaman ensya ma kayirdiy                Talihi benden çevirdin

.....................                                                         ........................

Kim kotaralir işlyarni                                      Kim yapabilir işleri

Tenrilik ken kenyaşlyarni                               Tanrinin nasihatleri

 

Erkindyan anin bolundu                                   Kuvvetinden herşey peydahlandi

Şahislar mendyan tozuldu                               Düşünceler benden dagildi

 

Yaratmah vahttan dünyani                              Yaratma zamanindan dünyayi

Koydu bizgya kadagani                                    Bize verdi yasayi

 

Birliktya bolup ayirilma                                    Bu birlikten ayrilmak

Süvyaryardyan yirahlanma                             Sevgililerden uzaklaşmak

........................

Töravçülyarim kelgyandya                             Atalarim geldikçe

Dostlariba bir bolhanda                                 Dostlarla birlikte

 

Kikillyarimni çeşkyandya                               Zülfümü çözmekte

Sizlav koydular içimdya                                  Aci koydular içimde

 

Bar ol süvyar karindaşlarim                           Hep sevgili kardeşlerim

Çebyar menim yoldaşlarim                              Cana yakin yoldaşlarim

 

Kiyasa bezildim alarha                    Sanki onlari bezdirdim

Salinhanimda bu avha                     Ve bu aga atildim

..........................

Tohtanip kelin yaşindan                  Durdurup gelin yaşlari

Aytti tügyal üragindyan                   Pak yüreginden dedi

 

“Mahtavlar biygya aytayım                Rabbıma övgü söyleyim

Yaratuvçuma sarnayım                     Yaradanı methedeyim

 

Kaçan bu anın erkindyan                  Hepsi onun emrinden

Tüvül adam sahışından                    Kimsenin değil fikrinden

 

Enkyatyam başım barına                 Başım eğilir hepsine

Cahtlavçular saruvuna                    İlk önce düşen buyruğuna

 

Biyançkya yaşım kayırılhey               Yaşımı sevince değiştirsin

Başlıhtan sonhum ulpayhey              Başlangıç ve sonumda olgunluk versin[164]

 

                F. KAZAK TÜRKÜLERİ

                Gelin kızın evden alındığı sıra söylenen türkülere Kazak ve Kırgızlar car car, Özbek, Tacik, türkmen ve Uygurlar da yar yar derler. Car car türküleri; acı, umut ve dilekleri ihtiva eden türkülerdir. Car car türküsüne önce damadın tarafı başlar. Mısralar “car car” diye bitirilir. Dörtlük sayısı 4-6 arasında değişen bu türkülerin 7-8 hecelidir. Az da olsa 10-11 heceli şekilleri de vardır.

Küvey (Damat) tarafı

Alp kelgen bazardan kara nasar                   Çarşıdan getirilmiş kara kumaş

Kara makpal savkele şaşıñ basar                 Kara kadife başlıklı saçını örter

Munda akem kaldı dep kam cemengiz           Babam burada kaldı diye üzülme

Caksı bolsañ kayın atañ orın basar              İyi olrsan kaynatan onun yerini alır

 

Kelin (Gelin) tarafı

Esik aldı karasu meydan bolsın                  Eşik önü karasu meydan olsun
Ak cüzimdi körgendey aynam bolsın             Ak yüzümü gördüğüm gibi aynam    olsun

Kayın atası bar deydi osı Kazak                  Kaynatası var der o Kazak

Aynalayın akemdey kaydan bolsın                Kurban olayım babam gibi nasıl olsun

 

Küyev tarafı

Ak koyan kaşar cotalap                                  Ak tavşan kaçar yokuş yukarı

Ak taylak öser botalap                                    Ak deve çoğalır yavrulayarak

Nege munşa cılaysıñ                                         Nice böyle ağlarsın

Artıñnan iniñ barar apalap                             Ardından kardeşin gelir görmeye abla diyerek

 

Kelin tarafı

Tekemettiñ şet bavın oya tursın         Keçe, kilim kenar bağını işleyedursun

Toy basına tuv biye soya tursın         Düğün başına kısraklar kesedursun

Men şeşeme aytayın akeme ayt dep    Ben anneme söyleyeyim “Babama söyle” diye

Meni dese bıyılşa koya tursın             Beni dinlerse bu yıl bekleye dursun[165]

 

                G. KIBRIS TÜRKÜLERİ

                Her ne kadar on bir heceli mısralardan oluşan bentlerle söylenmiş örnekler bulunsa da Kıbrıs Türkülerinin çoğunluğu manilerle vücuda getirilmişir. Lirik türkülere nazaran hareketli türküler daha fazladır.

                HANAYLAR YAPDIRDIM

                Hanaylar yaptırdım döşedemedim

                Çifde kumruları eş edemedim

                Zalım felek ile baş edemedim

                               Gonma bülbül gonma çeşme başına

                               Şu gençlikde neler geldi başıma

 

                Hanaylar yapdırdım yüceden yüce

                İçinde yatmadım üç gün üç gece

                Gurbanlar keseyim döndüğün gece

                               Gonma bülbül gonma çeşme başına

                               Şu gençlikde neler geldi başıma[166]

 

                                               ASKER TÜRKÜSÜ

                Askerliğe kandılar                                            A benim pembe şalım

                İyi birşey sandılar                                             Yanalım tutuşalım

                Dünyalarına doymadan                                 Aramız derya deniz

                Ateşlere yandılar                                               Biz nasıl kavuşalım

 

                Vapur düdük çalıyor                                        Teyyareler vızılar

                Askerleri alıyor                                                Hep yürekler sızılar

                Analarla babalar                                              Yazık oldu gençlere

                Hüngür hüngür ağlıyor                                  Hep gitti ana kuzular[167]

 

                                               DOLAMA DOLAMAYı

                Dolama dolamayı                                              İki cihan oyunda

                Getirin bağlamayı                                             Elma tüter koynunda

                Kimden alıştın yavrum                                    Ne güzel oyun oynar

                Bu göbek sallamayı                                          Çingene var soyunda

                               Aman aman elinden                                  Bağlantı

                               Sarsam ince belinden

                               Öpsem dudu dilinden

 

                                               GÜZEL SENİ ÇOK ÖZLEDİM

                Bir mendil aldım dereden                               Bahar çiçek açar dalda

                Yolum geçmez yar oradan                                Ömür geçer hep bu yolda

                Bin bir derdim var yaradan                             Benim gönlüm değil malda

                               Güzel seni çok özledim                                       Bağlantı [168]

                               Üç ay oldu yol gözledim

                               Hakikattir bu sözlerim

 

                                               MAGOSA LİMANI

Magosa limanı limandır liman                      İskeleden çıktım yan basa basa

Beni öldürende yoktur din iman                    Magusa’ya vardım kan kusa kusa

 

Uyan Ali’m uyan uyanmaz oldu                    Magusa limanından aldılar beni

Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldu             Üç mil uzağına attılar beni[169]

 

                H. KUMUK TÜRKÜLERİ

                Kumuklar, türkü yerine yır  sözünü kullanırlar.Toy (düğün) larda kız ve erkeklerin karşılıklı olarak sarın denilen türküler okurlar. Sarınlar daha ziyade manilerden oluşan dörtlük şeklinde türkülerdir.

                                                               YIRLAR

Yaruk yılduz karşu toğar aylağa                 Yağasına yarlı yamav saldırgan

Yazılanlar yahşi turar baylağ                         Yağasından bir gızbay aldırgan

O yarlılık seni üyün yıhılsın                            Şunu da bir yannızlıktan bilemem

O yannızlık seni belin büğülsün                   Şunu da bir yannızlıktan göremem

 

Yağalağa yalnız terek ornalğan                    Avnağanın seni sarı saz mıdı

Tamurları tavnu taşnı tarağan                      Yanındagı yoldaşların az mıdı

Tibine bir sema asker gonağan                       Avnağanın seni gara gum mudu

Yaprakları aşin yaprak bolağan                   Yanındagı yoldaşların gul mudu[170]

 

                (yarlılık : yoksulluk, yarlı : yoksul, saldırgan : koydurmuş, ornalğan : bitmiş, görünmüş, tamur : damar, avnağanın : yuvarlandığın, saz mıdı : toprak mıydı)

SARINLAR

Süydüm tayak süy tayak                                Sevdim değnek sev değnek

Süyyenime tiy tayak                                          Sevdiğime değ değnek

Süyyenime tiymessen                                        Sevdiğime değmezsen

Otga tüşüp güy tayak                                      Ateşe düşüp yan değnek

 

Alma berip haptırdın                          Elma verip ısırttın

Kökrek avruv gaptırdın                    Yürek ağrısı kaptırdın

Alaman dep yandırdın                      Alacağım deyip yandırdın

Almayman dep gandırdın                 Almayacağım deyip kandırdın

 

Uvak uvak bolalar                                            Ufak ufak olalar

Maçiğime tolalar                                               Ayakkabıma dolalar

Kirli papaklı ulanlar                                        Kirli papaklı oğlanlar

Niye ökdem bolalar                                           Niye kabadayı olalar

               

Ökdem niye bolasız                                           Kabadayı niye olasınız

Sizden gayrı yok gimik                                   Sizden başka yok gibi

Ökdemlik size yakışmaz                                  Kabadayılık size yakışmaz

Samurada pok gimik                                         El arabasında b.. gibi[171]

 

                I. NOGAY TÜRKÜLERİ

                Nogaylar Kıpçak grubuna dahildir. Dağıstan’da, Çeçen-İnguş Özerk Cumhuriyetinde Stavropol Krayı’nda ve Romanya’da yaşamaktadirlar. Bugünkü nüfuslari 76.000 kadardir. Yazili edebiyatlari olmamakla birlikte zengin sözlü edebiyatlari ve destan kültürleri vardir.[172]

YAS KELINDIN ZARI                                      GENÇ GELININ ZARI

Atam saga ne bolgan                                        Baba sana ne olmuş

Mennen yavap soramay                                  Benden cevap sormaksizin

Tüzlikti süygen kişige                                      Dogrulugu seven insana

Izinsiz eş yaramay                                              Izinsiz hiç iyi degil

 

Atam maga ne ettiñ sen                                  Baba bana ne yaptın

Malday sattın zor ettiñ                                    Mal gibi sattın zorladın

Gül şeşektiy balañdı                                         Gül çiçeği gibi yavrunu

Azat basın kor ettiñ                                           Bayımsız başını hakaret ettin

 

On bes tuvar min manet                                  On beş hayvan bir paraya

Meni satıp bergen soñ                                      Neni satarak verdikten sonra

Men esiñde bolmadım                                      Ben aklında olmadım

Kızıl kabıñ tolgan son                                      Kırmızı kabını doldurduktan sonra

 

Men şe adem balası                                           Ben de adam yavrusuyum

Ayvan tuwıl satarga                                          Hayvan değilim ki satılayım

Namısıñ kalay şıdadı                                        Namusum nasıl dayandı

Balañnı satıp aşarga                                        Yavrunu satarak yemeğe[173]

 

COL BOYINA

Col bayına güller ektim                   Yol boyuna güller ektim

Onı da erkez koklaycak                   Onu da herkes koklayacak

Erkezge kerek curtnıñ güli               Herkese gerek yurdundan gülü

Onı da erkez suwlaycak                   Onu da herkes sulayacak

                     Ay pişken malina hop                                 Ay pişmiş malina hop

                     Bizge de kerek hep birlik                            Bize de gerek hep birlik

 

Aşacaktır aşacaktır                                          Açacaktır açacaktır

Menim de ekken güllerim                               Benim de ektiğim güllerim

Güller aştı şimdi keldi                                      Güller açtı şimdi geldi

Menim de raat künlerim                                Benim de rahat günlerim

                                Bağlantı                                               Bağlantı

 

Ep karayık soldurmayık                                 Hep bakarız soldurmadan

Curtımıznıñ güllerin                                         Yurdumuzun güllerini

Unıtmayık hatırlayık                                        Unutmayız hatırlarız

Geşken kara künlerin                                       Geçen kara günleri

                                Bağlantı                                               Bağlantı[174]

 

                İ. ÖZBEK TÜRKÜLERİ

                Özbeklerde gelin kızın baba evinden alınıp, damadın evine götürülmesi sırasında, kadınların koro halinde tefler eşliğinde söyledikleri türkülere yar yar  veya car car  denir. Bu türkülerle, gelinin ana-babası ve gelin yüceltilir, geline öğütler verilir, iyi dileklerde bulunulur, kederler dile getirilir. Kazak türkülerinde olduğu gibi mısra sonlarında “yar yar” denilir. I. ve III. mısralar 7, II. ve IV. mısralar 4 hecelidir. Kafiye düzenleri ; abcb  şeklindedir. On bir heceli şiirler ise, beyitler halindedir ve her beyit kendi arasında kafiyelidir. Bunların sonunda da “yar yar” sözü söylenir.

                Torda turgan gilamniñ                   Yukarıda duran halının

                Bir gülidiñ yar yar                              Bir gülü idin yar yar

                Atañ bilen anañniñ                            Atan ile annenin

                Bülbülidnn yar yar                             Bülbülü idin yar yar

 

                Yığlama kız yığlama                          Ağlama kız ağlama

                Toy seniki yar yar                               Düğün seninki yar yar

                Bedevletli bek yigit                            Sınırsız zengin bey yiğit

                Yar seniki yar yar                               Yar seninki yar yar

 

                Asmandegi yulduznı                          Gökyüzündeki yıldızı

                Atañ atgan yar yar                             Atan atmış yar yar

                Öz kızını tanımay                               Öz kızını tanımayarak

                Atañ satgan yar yar                            Atan satmış yar yar

 

                Kazandagi katlama                           Kazandaki katlama

                Katlanadı yar yar                               Katlanır yar yar

                Kıznı alıb yengesi                              Kızı alarak yengesi

                Atlanadı yar yar                               Hazırlanır yar yar

 

                Yığlama kız yığlama                          Ağlama kız ağlama

                Yoliñ bolsın yar yar                            Yolun açık olsun yar yar

                Kolsa alıb süygüdey                          Kola açıp sevgi gibi

                Oğliñ bolsın yar yar                           Oğlun olsun yar yar

 

                Tahta köpır üstıden                           Tahta köprü üstünden

                Tay baradı yar yar                              Tay varır yar yar

                Dervazanı keñ açıñ                            Kapıyı geniş açın

                Ay baradı yar yar                                Ay varır yar yar[175]

               

DERYA TALKIN SUVLAR TAŞKIN

Derya tolkın suvlar taşkın otalmayman        Derya dalgalı sular taşkın geçemem

Atım arık menzilimge yetalmayman            Atım zayıf menzilime ulaşamam

 

Atginamni arık kılgen şu meyda taş              Atımı zayıf yapan şu küçük taş

Renginamni sarık kılgen ul kalem kaş           Rengimi sarı yapan o kalem kaş

 

Havlımızniñ arkasıda hayinçekke               Avlumuzun arkasında salıncağa

Çekke köylek yaraşadı kelinçekka               İnci gömlek yaraşır geline

 

Çekke köylek yengige tut kakaylik               İnce gömlek yenine dut silkeleyelim

Küyav töre bağrıga ot yakaylik                   Güvey beyin bağrına ateş yakalım

 

Hay hay ölen can ölen gül kesganim          Hay hayölen can ölen gül kestiğim

Bir havlıda kuvalaşib teñ ösganim                Bir avluda kovalaşarak beraber  büyüdüğüm

 

Hay hay ölen can ölen gül kayde bar         Hay hay ölen can ölen gül nerede var

Bir yahşıga bir yaman her kayde bar         Bir iyiye bir yaman her yerde var

 

Deryalarniñ ul yüzıde üylariñiz                   Deryalerin o yüzünde evleriniz

Akarışıb körinadi boylarinniz                        Belirli belirsiz görünür boylarınız

 

İpmidi ipek midi kiyganiñiz                            İp midir ipek midir giydiğiniz

Bizdenam artık mıdı süyganiñiz                   Bizdende mi fazladır sevdiğiniz[176]

                (ölen : düğünlerde söylenen türkü)

 

                J. TATAR TÜRKÜLERİ

                Macar alimi Ignacz Kunoş’un 1915’te Estergon Kampında esir olan Tatarlardan derlediği mani, cır ve ninni gibi anonim ürünler, Zsuzsa Kakuk tarafından Kırım Tatar Şarkıları adıyla yayımlanmıştır.Bu kitapta 136 türkü bulunmaktadır. Dobruca Tatarlarının anonim ürünleriyle ilgili olarak yapılmış son çalışma ise, Prof. Dr. Enver Mahmut ve Dr. Nedret Mahmut’a aittir.[177] Biz burada iki örnek vermekle yetiniyoruz.

                (Elif) dedim (be) dedim                                  Elif dedim be dedim

                Kadam saña ne dedim                                      Yarim sana ne dedim

                Akan su merekeb olsa                                       Akan su mürekkep olsa

                Yazılmaz benim derdim                                   Yazılmaz benim derdim

 

                Elifim nuktalanğan                                           Elifim noktalandı

                Az derdim çohçalanğan                                  Az derdim çokçalandı

                Yetiş anam yetiş babam                                  Yetiş anam yetiş babam

                Kaberim tahtalanğan                                       Kabrim tahtalandı[178]

 

                                               ÖKSEK MİNAREDEN

Öksek minareden attım ben bir daş               Öksek minareden attım kendimi

Ne anem bar ne babam bar ne hardaş          Çoh aradım bulamadım dengimi

Bu yar baña hem arhadaş em yuldaş             Hırmızı güllerden alğan rengini

 

Çubuğım yok yul yanına uzatam                   Temirciler temir düger tuç olor

Tahatım yok yar yulına küz atam                  Süyip sayıp ayrılması küç olor

A hız seni ben kimlere uşatam                         Almam desem o da maña iş bolor[179]

 

ŞAL AT ĞEKTİM

Şal at ğektim şanaga                                        Beyaz at koştum kızağa

Gibere berdim yaylaga                                    Salıverdim yaylağa

Menden kop kop selâm ayt                              Benden çok çok selâm söyle

Al yanakli Leyla’ga                                          Al yanaklı Leyla’ya

                Yar yar yar aman                            Yar yar yar aman

                Yar sevdası bek yaman                     Yar sevdası çok yaman

 

Uş karamfil asladîm                                          Üç karanfil aşıladım

Ayva suwina taşladim                                      Ayva suyuna bıraktım

Ğandan sûvgen varimnî                                  Candan sevdiğim yarimi

Ellerge bağişladîm                                            Ellere bağışladım

                Yar yar yar aman                          Yar yar yar aman

                Yar sevdası bek yaman                     Yar sevdası çok yaman[180]

 

MEN ANAMIN BİR KIZI EDİM

Men anamin bir kîzî edim                       Ben annemin bir kızı idim

Konğa gül edim                                  Gonca gül idim

Aşîlmagan konğa gül edim                     Açılmamışgonca gül idim

Sarardım soldîm                                 Sarardım soldum

 

At aylanmaz azbarîmdan                       At dönemez avlumuzdan

Araba aylandi                                    Araba dolandı

Ğanim suymegen yerlerge                   Canım sevmedik yerlere

Başîm baylandi                                  Başım bağlandı

 

Men bu keşe bir tiş kordim                   Ben bu gece bir rüya gördüm

Uy tobem oyıldi                                  Ev üstü oyuldu

Annemden bir yar suydim                 Annemden bile saklı yar sevdim

Alemge tuyuldi                                   Âleme duyuldu

 

Toy aldînden taş yükledim                    Köy önünden taş yükledim

Arabam tolmadî                                 Arabam dolmadı

Öz köyimden bir yar suydim                 Kendi köyümden bir yar sevdim

Menim de bolmadi                               Benim olmadı[181]

 

                                               CAWIN CIRI

                Caw caw cawınım                              Cawın cawsın tarlaga

                Balaban bolsın kawınım                   Darı biyday arpaga

                Sölde egin on bolsın                         Körinmesin boyından

                Köyde ambarlar tolsın                      Babam orak şalganda

 

                Cawın cawsın koraga                       Köy aldında konakay

                Cemiş şeşek soganga                        Boyı bolsın kamıştay

                Eki kartop bir minsin                        Onı körip kuwansın

                Böleşkende okkaga                           Tawık pepiş hem torgay[182]

 

                K. UYGUR TÜRKÜLERİ

                Folklor bakımından oldukça zengin olan Uygur Türklerinde türkü ve koşma söyleme alışkanlığı hâlâ canlı olarak yaşatılmaktadır. Söylenen parçalar şekil, ezgi ve konularına göre çeşitli adlarla adlandırılırlar. Teyipcan Eliyop bunları şu şekilde sıralar: Alley (ninni) koşmaları, çocuk oyunlarının koşmaları, düğün ve meşrep koşmaları, noruz koşmaları, karlık beyitleri, moçel koşmaları, ağıtlar, emekçilerin türküleri, tarih ve tarihe mal olan kişilere ait koşmalar, aşk ve muhabbet türküleri, insani faziletleri dile getiren koşmalar, gurbet türküleri vs.[183]

                Uygur Otonom bölgesinde, Merkit nahiyesinde yaşamakta olan Dolanlar eğlenceye düşkün bir boydur. Çeşitli vesilelerle sık sık bir araya gelerek kadınlı-erkekli eğlenirler.Buna Dolan Meşrebi denilir. Oyun ve cezaların da bulunduğu bu eğlencelerin en önemli kısmını musiki oluşturur.

                Meşreb sırasında Dolanlara mahsus olan Dolan Mukamı vardır. Dolan Mukamı; Zilbayavan, Uzhal, Rak, Muşaverek, Bombayavan, Cula, Simbayavan, Dogamet ve Hurekbayavan olmak üzere dokuz çeşit adlandırılır. Her mukam başlangıcı müteakıben, Çikitme, Senem, Selika (Senkas) ve Sırılma gibi bölümlere ayrılır.

                Mukamlarda söylenen koşaklarır durakları şu şekildedir:

                4+3= 7, 4+4= 8, 5+5= 10, 8+5= 13.

                Dolan Mukamı özel çalgılarla icra edilir. Bunlar; Dolanravabı, Dolankılgeceyi ve teftir.

                Dolan Meşrebi sırasında okunan koşaklardan bazıları şunlardır:

                Şu görünün karabağ                         Şu görünen karabağ

                Meniñ yarimniñ bağıdır                 Benim yarimin bağıdır

                Dıpıniñ üni kiledur                           Tefinin sesi geliyor

                Didar körüşmek kaydıdur                Görüşmemiz ne zaman

 

                Ay bilen kün dost iken                    Ay ile güneş dost imiş

                Çolpanga hemra yok iken               Çoban yıldızına eş yok imiş

                Ahunumden sorısam                          Hocadan sorduğumda

                Aşıkka nika yok iken                        Aşığa nikâh yok imiş

 

                Karçugam kökülde kaldı        Şahinim kakülde kaldı

                Men yınıp keldim bu yan         Ben bu tarafa geldim

                Men yınıp kelgen bilen            Ben bu tarafa gelsem de

                Könglimiz kökül sayan            Gönlümüz kaküldedir

 

                Men bu yerni çöl disem                   Ben bu yeri çöl sanmıştım

                Çölemes gülzar iken                          Çöl değil gülzar imiş

                Togrıkı almıga ohşaş                        Meşeleri elma ağacı gibi

                Yulgunleri mazar iken                      Yılgınları mezar imiş

 

                Köyimen a köyimen                           Yanıyorum a yanıyorum

                Karşı karaga köyimen                      Kara kaşlıya yanıyorum

                Közlerini oynutup                              Gözlerini oynatıp

                Cannı alaga köyimen                       Canı alana yanıyorum

 

                Seherde sayragan bülbül               Sabahleyin öten bülbül

                Endi sayramas boldı                         Şimdi ötmez oldu

                Aval karıgan yarlar                          Önce bakan yarlar

                Endi karımas oldı                              Şimdi bakmaz oldu

 

                Kaga cigdeñni yimeymen               Karga iğdesi yemeyeceğim

                Tişim ağrıdu meniñ                            Dişim ağrır benim

                Meşugum yadımga yetse                 Sevgilimi düşünsem

                İçim ağrıdu meniñ                              İçim yanıyor benim

 

                Koyunuz barma hınım                     Koyununuz var mı hanım

                Koyga koşup koy bakkılı               Koyunla birleştirip gütmem için

                Meyliniz bar mu hınım                   Bana meyleder misiniz hanım

                Kökrekke töşni yakkılı                     Göğsünüzde döşümü yaklaştırayım

 

                Çokanmu tigey deydu                       Genç kızlar da evleneyim diyor

                Cuvanmı haber saldı                         Yetişkinleri de haber yolladı

                Anısı yaman kırı                               Anası kötü ihtiyar

                Şahıda çapan saldı                           İpekli elbise istiyor

 

                Vah yaylıduk yaylıduk                    Vah yaylaya çıktık yaylaya çıktık

                Aksu Kuçar’da yaylıduk                 Aksu, Kuçar’da yaylaya çıktık

                Yumulak dönge çıkıp                        Yuvarlak tepeye çıkıp

                Yayrım kıni dep yığlıduk                Yarim nerede diye ağladık[184]

 

                KARŞILIKLI KOŞAKLAR

                Erkek

                Dilberim ay yüzüñe                            Dilberim ay yüzüne

                Zeytüne dek halıñ bolay                 Zeytin renginde benin olayım

                Kiçe yanıñda yıtıp                             Gece yanında yatıp

                Kündüz hırıdarınn bolay                Gündüzün müşterin olayım

 

                Kız

                Atlanıp sehraga çıksañ                   Ata binip köye gidersen

                Kamçı destiñ men bolay                  Kamçına sap ben olayım

                Bar elniñ közi sende                          Bütün elin gözü sende

                Til tumarıñ men bolay                     Nazarlığın ben olayım

 

                Erkek

                Taluçi talga tigemdu                         Dalın ucu dala değer mi

                Taluçi taldın yırak                             Dalın ucu daldan uzak

                Meylimiz sizge tüşüptü                   Gönlümü size kaptırdım

                Öyimiz andın yırak                            Evimiz ondan da uzak

 

                Kız

                Öy yırakı bolsa bolsun                    Evimiz uzak olursa olsun

                Köngül yırakı bolmısun                  Gönlümüz uzak olmasın

                İkkimiz aşna bolaylı                          İkimiz dost olalım

                Öydikiler tuymısun                            Evdekiler duymasın[185]

 

KIRBİR YALGAN KOŞMASI          KIRK BİR YALAN KOŞMASI

Añlañla ıştıñla                                   Dinleyiniz işitiniz

Men bir batur idim                             Ben bir batur idim

Tağda keyik atur idim                      Dağda geyik avlardım

Malhıyımnı kırga koyup                  Kalpağımı kırda bırakıp

Kırk kızlar koğlar idim                    Kırk kızı kovalardım

Ünmigen çığ tüvide                                           Bitmemiş ot dibinde

Törelmigen toşkannı                                         Olmayan tavşanı

Pütmigen çomak bilen birni salsam              Yapılmamış çomakla bir vursam

Kolımıgan orıga çüştü                                     Kazılmamış çukura düştü

Alte adamge basturdum                                  Altı kişiye bastırtarak

Yette adamge soydurdum                               Yedi kişiye kestirdim

Alte patman goşı çıktı                                      Altı batman eti çıktı

Yette patman çavısı                                           Yedi batman iç yağı

Kıştın beri yevatimiz                                         Kıştan beri yiyoruz

Hılımu bar teng yamısı                                  Hâlâ tam yarısı var

İşenmiseñla karap bıkıñla                               İnanmazsanız görün bakın

Kozukta turıdı kallısı                                       Kazıkta duruyor kellesi

Añlañla ıştıñla                                                Dinleyiniz işitiniz

Meniñbaturlıkımnı şundan biliñla                Benim baturluğumu şunlardan biliniz

Yını yok koñgazni                                             Bir tarafı olmayan böceği

Yarga tartmay minettim                                 Kıra çekmeden biniyordum

Yırım çiñ kepekni                                              Yarım kilo kepeği

Kişige yöletmey artattım                               Yardım istemeden yüklerdim

Keslençükke ok-yar atsam                              Kertenkeleyi oklasam

Çala tigit kaçtı                                                 Tam isabet etmeden kaçtı

Koñgazga minip koğlısam                               Böceğe binip kovalasam

Beş davan aştı                                                    Beş geçit aştı[186]

 

                L. YUGOSLAVYA’DA TÜRKÜLER

                Kosova’da söylenen türküler başta ninniler olmak üzere agirlikli olarak aşk, gurbet, hapishane, agit, taşlama, güldürü ve tarih konulari işlenmiştir.

                                               DEGIRMENIN DÜNER TAŞI

                Degirmenin düner da taşi                              Degirmende ben cezerim

                Durmaz akar cüzümün yaşi                             Ah ben o yarin derdindeyim

                               Duy aman aman                                  Bağlantı

                               Bey aman aman hey

 

                Degirmenden fenar da aldim                           Degirmenden buz celiyor

                Ah ben o yara neler da aldim                          Ben benzettim kiz celiyor

                               Bağlantı                                                Bağlantı

 

                UZUN KAVAK SELVI YAPRAK

                Uzun kavak selvi yaprak dalinda kurusun

                Dalindan düşen yaprak suda çürüsün

                Evvel benim idin ya şimdi çiminsin

                               Cel benim ela cüzlüm aglatma beni

                               Yüregimde sevdan çok aglatma beni

 

                Evlerimiz üni susam deresi              

                Kizi çüvermeyor o domos anasi

                Kiz buraya celmeden yoktor çaresi

                               Bağlantı

 

                Evlerimiz üni çevpçevre harman

                Aç beyaz cüksüni okiyayim ferman

                Bulunur mi sizde dertlere derman

                               Bağlantı

 

                DRAMA ÇÜPRÜSI

                Drama çüprüsüni (more Hasan) cece mi ceçtin (more Hasan)

                Ecel şerbetini (more Hasan) ülmeden içtin

                Anandan babandan (more Hasan) nasil vaz geçtin (more Hasan)

                               At martini more Debreli Hasan daglar inlesin

                               Drama hapsanesinde be Hasan namin sülensin

 

                Drama çüprüsi (more Hasan) dardir çeçilmes (more Hasan)

                Souktur sulari (more Hasan) bi tas içilmes

                Anadan çeçilir (more Hasan) yardan çeçilmes (more Hasan)

                               At martini more Debreli Hasan daglar inlesin

                               Drama hapsanesinde be Hasan namin sülensin[187]

 

*                             *                             *




1  2  3  4  5       




[143]. Ali Karadeniz, Giresun Türkülerinde Aşk-Sevdalık Temaları, Giresun Kültür Sempozyumu -Bildiriler, İst., 1998, s. 480.

[144]. Mehmet ÖZBEK, a. g. e., s. 156.

[145]. Mahmut SURAL, Konya Türkü ve Tekerlemeleri, TFA, IX (196, 11. 1965, s. 3917-3918.

[146]. Şeref BOYRAZ, Arzu ile Kanber’in Tat Köyü Rivayeti, Erciyes, XIII (151), 7. 1990, s. 24. / TRT Repertuvarı, THM No. 1529.

[147]. Mehmet GÖKALP, Köroğlu Kollarından Kiziroğlu Mustafa Bey Kolu, TFA, V (103), 2. 1958, s. 1646. / Sadi Yaver ATAMAN, Kars Halk Musikisi, TFA, IX (181, 8. 1964, s. 3485. / Saim SAKAOĞLU, Erzurumlu Meddah Behcet Mahir ve Köroğlu ile Kiziroğlu Mustafa Bey Hikâyesi, Erciyes, X (110, 2. 1987, s. 14-17.

[148]. Gafar NAMAZELİYEV, Azerbaycan Halk Türküleri (Mahnı ve Tesnifler) (Haz. Salih TURHAN), Ank., 1993, s. 55.

[149]. Gafar NAMAZELİYEV, a. g. e., s. 85.

[150]. Gafar NAMAZELİYEV, a. g. e., s. 181.

[151]. Gafar NAMAZELİYEV, a. g. e., s. 240.

[152]. Feyyaz SAĞLAM, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 9-Batı Trakya ve Kıbrıs Türk Edebiyatı,  İst., 1997, s. 61-70.

[153]. Hayriye SÜLEYMANOVA, Kriçim Türklerinin Düğün Türküleri, II. MTFKB, C. III, Ank., 1983, s. 292..

[154]. Hayriye SÜLEYMANOVA, a. g. e., s. 294.

[155]. Hayriye SÜLEYMANOVA, a. g. e., s. 297.

[156]. YENİSOY, Hayriye Süleymanoğlu, Başlangıçtan Günümüze Kadar Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 8- Bulgaristan Türk Edebiyatı,  İst., 1997, s. 72.

[157]. Wlodzımıerz ZAJACZKOWSKI, Gagauzow Z Bulgarıı, Styczniu, 1966, s. 65.

[158]. Wlodzımıerz ZAJACZKOWSKI, a. g. e., s. 67.

[159]. Muzaffer UYGUNER, Gagauz Türkleri ve İki Türkünün Değişik biçimi, TF, VII (84), 7.1986, s. 13.

[160]. Ata TERZİBAŞI, Kerkük Havaları, İst., 1980, s. 30-36.

[161]. Suphi SAATÇİ, Kerkük’ten Derlenen Olay Türküleri, İst., 1993, s. 22-23.

[162]. Cengiz KETENE, Kerkük Halk Edebiyatından Seçmeler, Ank., 1990, s. 93-94.

[163]. Cengiz KETENE, a. g. e., s. 95-96

[164]. Aleksander DUBİNSKİ, Karay Türklerinin Düğünlerinde Söylenen Söylev ve Şarkılar, IV. UTHE ve Yunus Emre Semineri, Eskişehir, 1991, s. 117-122.

[165]. Çağatay KOÇAR, Türkistan Halk Edebiyatında Düğün Türküleri, IV.MTHKKB, C. III, Ank., 1992, s. 99-100.

[166]. FEDAİ, Harid, Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi 9-Batı Trakya ve Kıbrıs Türk Edebiyatı, İst., 1997, s. 221.

[167]. Mustafa GÖKÇEOĞLU, Tezler ve Sözler 1, Lefkoşa, 1988, s. 206-207.

[168]. Saim SAKAOĞLU, Kıbrıs Türküleri, TF, II (14), 9. 1980, s. 7-8.

[169]. Mustafa GÖKÇEOĞLU, Tezler ve Sözler 2, Lefkoşa, 1991, s. 227.

[170]. Murat İPEK, Kumuklar, Kardaş Edebiyatlar, S. 15, Erzurum, 1-2-3 1987,

[171]. Murat İPEK, a. g. e., s. 7.

[172]. Nevzat ÖZKAN, Türk Dünyası Nüfus Sosyal Yapı Dil Edebiyat, Kayseri, 1997, s.189.

[173]. Nedret MAHMUD, Dobruca ve Kuzey Kafkas Nogaylarının Folkloru Üzerine Genel Bir Bakış, III. MTFKB, C. I, Ank., 1986, s.192.

[174]. Enver Mahmut- Nedret Mahmut, a. g. e., s. 123.

[175]. Çağatay KOÇAR, a. g. b. , s. 100-101.

[176]. Çağatay KOÇAR, a. g. b. , s. 103-104.

[177]. Enver Mahmut- Nedret Mahmut, Dobruca Türk Halk Edebiyatı Metinleri, Ank., 1997.

[178]. Zsuzsa KAKUK, Kırım Tatar Şarkıları, Ank., 1993, s. 118.

[179]. Zsuzsa KAKUK, a. g. e., s. 157.

[180]. Yusuf BLAŞKOVİÇ, Dobruca Tatarları Folkloruna Ait Notlar II, TFA, VII /146), 9. 1961, s. 2498.

[181]. Yusuf BLAŞKOVİÇ, a. g. m., s. 2499.

[182]. Nedret MAHMUT, Çocuk Folkloru, IV. MTHKKB, Ank., 1992, s. 139.

[183]. Teyipcen ELİYOP, Uygurların Düğün Koşmaları Hakkında, I. UTHE Semineri, Eskişehir, 1987, s. 81.

[184]. Abdüşekür TURDİ, Halkın Sanat Okulu Uygur Halk Meşrepleri, II. MTFKB, C. IV, Ank., 1982, s. 564-570.

[185]. Abdüşekür TURDİ, a. g. e., s. 580.

[186]. Teyipcen ELİYOP, a. g. t., s. 86-87.

[187]. Nimetullah HAFIZ, Kosova Türk Halk Edebiyatı Metinleri, Priştine, 1985, s. 94-103.

 

 



anasayfa l notalar l sözler l bağlama l hikayeler l gönül verenler
halk müziği l ozanlar l yazılar l kitaplık l konser-tv l linklerimiz l görüşleriniz

Herhangi bir konuda yazışmak için: turkuler@turkuler.com